BÖLÜM 7
...KARANLIK RİTİM...
Bölüm Şarkısı; Thriving Ivory – Where We Belong
Aggy güne bu kez System of a down ile başladı. Yüksek sesli müzik nedeniyle kafası sanki ritme uygun olarak yastıktan havalanıp iniyordu. Şarkıda çığlıkların ve kükremelerin atıldığı yere gelince bıkkınlıkla gözlerini açtı. Boş gözlerle camdan içeriye giren güneşe bakıyordu. O an güneşten bile nefret etti. Müzik beynini sarsıyor, tüm gücüyle parlayan öğlen güneşi, perdesi çekilmemiş camlardan içeriye giriyor ve gözlerini acıtıyordu.
Yataktan çıkmak istemiyordu. Aslında uykusunu almış hissediyordu. Henüz saatin kaç olduğundan haberi yoktu. Fakat öylece yatmak ve hiçbir şey yapmama isteğiyle doluydu. Uykusu yoktu. Hatta uzun zamandır kendini hiç bu kadar dinç hissetmemişti. İki yılın ardından ilk kez rahat ve huzurla uyumuştu. Bu da tembellik yapma isteğini arttırıyordu.
Sonunda şarkı bitti. Bu kez Amon Amarth başladı. En azından az öncekine göre bu şarkıyı seviyordu. Üniversiteye başladığı ilk yıl bu şarkı ile çizdiği resmi hatırladı. İlk kez duyduğunda ressam yanı birden onu dürtüklemişti. Kafasında vahşi vikingler beliriyor ve çizmesi için genç kızın parmaklarını kaşındırıyorlardı. Dürtüsüne engel olamayıp, yurda gittiği gibi üzerindekileri bile çıkartmadan çizmeye başlamıştı.
Çizerken defalarca kez bu şarkıyı dinlemiş, sonucunda muhteşem bir resim ortaya çıkmıştı. Uzun sarı saçları ve zırhı kanla lekelenmiş iri kıyım bir adam, kıyafetleri yer yer kılıç kesiğiyle yırtılmıştı. Yüzünün sol kısmında ince bir kesik vardı. Suratında öfke ve sanki yırtıcı bir kaplan gibi hırlıyormuşçasına bir ifade vardı. Sol elinde gözleri beyazlamış, ağzı açık kalmış kesik bir kafa, sağ elinde ise kanlı bir balta vardı. Ayaklarının dibinde ise üç ayrı bedene ait parçalar yer alıyordu. O resmin bir kopyası Zee'nin dükkanında bulunuyordu. Aggy, resmi dövme olarak vücuduna resmedenlerden biriyle karşılaşmak isterdi. Vücutta nasıl duracağını merak ediyordu.
Bir şarkı daha bitip yenisi başlarken, genç kız artık kalkması gerektiğinin farkındaydı. Bugün işe gerçek anlamda başlayacağı için istemeyerekte olsa kalkmaya çalıştı. Sol tarafına doğru döndüğünde boynuna giren sancı nedeniyle inledi. Boynu tutulmuştu. Yüzü acıyla kasıldı. Elini boynuna yerleştirerek ovuşturdu. O sırada dün geceye ait görüntüler zihninde yavaş yavaş belirirken yatakta doğrularak oturdu.
''Ben yatağa nasıl geldim?''diye sordu kendi kendine. Yüzü düşünceyle kırıştı. En son Dawson şarkı söylerken, yere oturup onu dinlediğini hatırlıyordu. Sonrası yoktu. Uyuyakalmış olmalıydı.
O zaman yatağa nasıl geldim?
Anlamsızca, sanki bir cevap bulacakmış gibi etrafına bakındı. Yatağa nasıl geldiğini hatırlamıyordu fakat bir şekilde gelmişti. Uyku sersemi kalkıp yatağa yatmış olmalıydı. Kendi kendine omzunu silkti. Yataktan aşağıya ayaklarını sarkıttı. Banyoya doğru ilerlerken hâlâ boynunu ovuyordu. Tuvalette işini hallettikten sonra sıcak bir duşun kaslarını rahatlatabileceğini düşünerek duşa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK RİTİM (Düzenleniyor / Devam Edecek)
RomanceKitabın telif hakları bendedir. Herhangi bir durum karşısında gerekli işlemler yapılacaktır. Anarşinin Çocukları Serisi 1. Kitap. Agleace Abel Bishop. Yetenekli bir ressam ve fotoğrafçı. Annesi tarafından terk edildiğinde, dünyaya gözlerini henüz aç...