Canım Acıyor Bayım, Çıkın Kalbimden

135 31 6
                                    

Yine  donuk gözlerle bakıyordun bana. Bakma bana öyle be adam bakma az önceki söylediklerini bilmesem seviyorsun sanırdım. İşte ben bunları düşünürken gerçekleri çarpmak ister gibi vurdu rüzgar tenime. O an geldim kendime. O an uyandım daldığım koyu kahverengi dünyamdan. Benden cevap bekliyordu,ne diyebilirim ki!!!

  Sözcükler boğazımda düğümleniyor, nefes alamıyorum artık. Sorusunu yineledi "sevdiğim kız beni sevmiyor".  'Sevdiğim kız' ne kadar uzak bana keşke bana 'seni seviyorum' dese. Korkak yeşil gözlerimi gözlerine diktim. Kısık ve cılız çıkan sesimle "Neden?" diyebildim sadece. Napıyorum ben, sevdiğim adamın aşk hikayesini soruyorum!! İstediği cevabı almışcasına gözlerini çekti gözlerimden. Gözlerine çöken kara bulutlardan anladım ne kadar üzüldüğünü.

  Evet o üzülüyordu, uğruna her saniye öldüğüm adam önümde sevdiği kız için üzülüyordu. Sonunda konuşacak oldu. Önce derin bir nefes aldı ve devam etti. "O b-baş-başkasını seviyormuş" Ah be adam sende başkasını seviyorsun hemde hiç değmeyecek birini. Tekrar baktı bana, gözleri 'dokunsan ağlayacak' gibi bakıyordu. Tekrar söze girdi "Benden utanıyormuş". Ben doğrumu duydum o - o kız benim herşeyimden utanıyor mu!!??

  "Ama ben onu çok seviyorum be pelin" Suç işlemiş çocuk gibi baktı bana. Şuan akmak isteyen göz yaşlarıma inat burukça gülümsedim ve kafamı 'evet' anlamında salladım. Ne kadar olduğunu bilmesem de o tepede oturduk. Hatta beraber güneşin batışını bile izledik. Ben herşeyi mi düşündüm. O herşeyini.  O anda aklıma gelen düşünceyle gülümsedim. Acaba biz sevgili olsak nasıl olurdu. Biz olur muyduk. Bir bütün olur muyduk. Aslında fazlasıyla yakışıyorduk.

  Hafifçe kafamı çevirdim ve yanımda duran adama baktım. Ne olurdu sevseydin. Ne olurdu ikimizde mutlu olsak. Acaba sende hiç düşündün mü beni? Bir anda geldim mi aklına? Beni düşünürken gülümsedin mi? Canlandı mı hayalim gözünün önünde? O anda hiç beklemediğim bir anda koyu kahverengi gözler bana döndü. Gözlerime baktı ve gülümsedi. Ah işte o an anladım onu sevmekle ne kadar doğru yaptığımı. Keşke gülsen hep bana böyle. Şu an zaman dursun ne olur!!!  Kalalım böyle, ben razıyım böyle ölmeye.

Bir anda "çok güzel gülüyor..." dedi. Demek ki gülmesinin nedeni bana bakması değil. Onu düşünmesiymiş. Artık yara almam dediğim her saniye bir kez, bir kez daha yanılıyorum. Acaba kalbim daha kaç parçaya ayrılcak!!
 
  Daha fazla dayanamadım ve ayağa kalktım. O an bir açıklama yapmam gerektiğini anladım ve benim işim var değip cevap vermesini beklemeden koşarak indim tepeden. Ona arkamı dönünce zorla tuttuğum göz yaşlarımı daha fazla tutamadım. Hem koşuyor, hem ağlıyordum. Hıçkırıklarım ayak seslerime karışıyordu.  Gece olduğundan ıssız olan sokakta kimse yoktu. Sadece ben ve hıçkırıklarım vardı. Sonunda nefesimin tükendiğini anlayınca bir kaldırıma çöktüm. Ellerim, ayaklarım titriyordu. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Artık bitti ondan kendimi alıcam. Kaç saat ağladım bilmiyorum. Artık göz yaşım kalmamıştı. Ağlamaktan ve bağırmaktan sesim kısılmıştı. Saçım başım perişan haldeydi. Issız olan sokakta sendeleyerek yürüyordum. Ayaklarım  beni taşımakta direniyorlardı.

   Sonunda oturduğum apartmana gelmiştim. Kapıyı zorda olsa açıp apartmana girdim... Dairenin önünde kaç dakikadır kapıyı açmaya uğraşıyorum ama olmuyor!!! Sonunda gece işten gelen sevim abla durumu anlayıp elimden anahtarı aldı ve kapıyı açtı. "hadi gir kızım içeri" bana öyle bir baktı ki. Resmen bana acıdı. Bana acıdı!!!  En nefret ettiğim şeydir birinin bana acıması. Zorla kendimi içeri atıp,  kapıyı kapattım. Salonda bulunan üçlü koltuğa oturdum...

Sabah alarmın sesiyle kalktım. Ah ben bu alarmı niye kurdum be...  Aaa doğru bugün üniversiteye  başlayacağım  gün hemen ayağa kalktım. Ben dün gece koltukta mı uyumuşum yaa!!! Banyoya doğru ilerlerken aklıma gelen düşünceyle olduğum yerde durdum. Ben murat ve gül aynı üniversiteye gidecektik  ve aynı bölümdeydik!!!Ah bu arada gül muratın sevdiği kız.

   Ah bir de selim vardı.  Selim bana yürüyen bir çocuk. Aslında kötü sayılmaz, çok yakışıklı bir çocuk. Eğer murat olmasaydı kesinlikle ondan hoşlanırdım. Keşke onu kırmadan reddetmenin ve arkadaş olmanın bir yolu olsa... Gerçekten çok iyi arkadaş olacağımıza inanıyorum. Bunları düşünürken banyoya gittim.Aynada geceden kalma şişmiş ve morarmış göz atlarım, eski ışıltısı olmayan yeşil gözlerim, birbirine geçmiş saçlarım, bağırmaktan çatlamış dudaklarım ile tam bir vahşettim!!! Hemen bir duşa girdim. Ilık su o kadar iyi geliyordu ki anlatamam. Duştan çıkıp üzerime bir kot gömlek ve bir pantolon giydim. Saçlarımı kurutup makyaj aynasının karşısına oturdum...
  
  Tam anlamıyla çıldırmak üzereydim. Offf!! Kapanmıyordu işte. En sonunda olan duruma razı olup ayağa kalktım. Son bir kez etrafa bakınıp kapıya yöneldim.

  Yol üzerinden geçen bir taksiyi durdurup bindim. Aslında arabamla gidebilirdim ama kendimi pek iyi hissetmiyorum. Yaklaşık yarım saat sonra üniversitenin önünde durduk. Taksiden indim ve koca binanın önünde durdum.

   İşte burası benim geleceğim. Bir an aklıma gelen fikirle gülümsedim. Madem yeni bir okuldayım. Maden yeni bir hayata başlıyorum. O zaman bende yeni kararlar alacam. Evet , evet mesela artık muratla konuşmıycam. Tamam sizde yapamayacağımı düşünüyorsunuz ama en azından deneyeceğim!!!!

Arkadaşlar kitabı nasıl buluyorsunuz?lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın❤️❤️❤️

Sevseydin ne güzel biz olurduk!!... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin