Sınıfın Yeni Kızı

104 2 0
                                    

Evet , onu bekledim saatlerce. Ama o sanki yer yarıldı da yerin dibine girdi sanki.Beni nereden tanıyordu acaba. Ah o bana attığı son gülüş...

Nefesim kesiliyor sandım. Kütüphane kapanana kadar bekledim ama bir ara kayboldu ve sonra da hiç görmedim.

Üşüyen ellerimi ceketimin cebine sokup başım önde yürümeye başladım. Kitabım koltuğumun altındaydı. Benim gibi yalnız ve yalnızlığını seven bir adamın dikkatini çekmek zordu. O kız ise altı üstü bir adımı biliyor diye dikkatimi çekmişti.

"Beni mi arıyorsun?"

Sokak başında sahile bakan iki katlı eski bir binanın önündeydi ve bana bakıyordu , kapı kilidini açarken.

"Bi kahve ikram edebilirim?"

Sesindeki tını. Ah, ona hayır diyemem...

Sessizce ona eşlik ettim. Evinin kilidini açarken ve içeriye girip koltuğu işaret ederken hiç konuşmamıştı.

Paltosunu çıkarıp mutfağa geçti.

Mutfağın büyük camsız penceresi salona bakıyordu. Onun hareketlerini rahatlıkla izleyebiliyordum. Ve sanki onu yitirecekmiş gibi her hareketini takip ediyordum. Psikolojide bu gelecekte olabilecek olanın alt beyine sinyali diyorlar.

İki fincan çıkardı.

" Çok dalgınsın, yanından yürüdüğümü fark etmedin. Ne düşünüyorsan artık, yüzün bi gerilip bi gevşiyordu. Tuhaf birisin Marcus"

kahve bardağını önüme bıraktığında onun konuştuğu her kelime için ayrı mimikleri olduğunu fark ettim. ' Tuhaf ' derken dudakları kıvrılıyor, onu fark etmediğimi söylediğinde yüzünü asıyordu.

" Beni bu kadar incelemeyi bırakır mısın Bay Tuhaf?"

gülümseyerek

" Adımı nerden bildiğini soracaktım Bayan Kahin? "

omuzlarını silkti -ki bu omuz silkmesini daha sonra çok görecektim-

" Aynı sınıftayız. Bende psikiyatr öğrencisiyim. "

"Aynı sınıf mı? Yani bunca zaman aynı sınıftaydık ve ben seni görmedim."

yine omuzlarını silkti susarak

" Adın ne peki?"

"Melek"

" Yoksa sen şu sınıfta görünmeyen hocayla konuşan Türk müsün ?"

Hazinli bi tebessüm ... Kısa bir mırıldanış...

" Evet görünmeyenlerle konuşan benim."

"Yüzün bu yüzden mi çok tanıdıktı? Ama seni sonra sınıfta hiç görmedim."

" Başka bir sınıfa geçtim."

" Neden? "

" Uzun hikaye Marcus. İnsanlar benim deli olduğumu sanıyordu."

Sustum. Evet, olmayan insanlarla konuşan biri diye deli muamelesi görmüştü. Sebebini bilmiyoruz ama belki de halisulasyondu bu. Konuyu değiştirme ihtiyacı hissettim. Çünkü çok utanmıştım. Ona öyle muamele edenlerden biri de bendim. Ve onu bir süre sonra unutup gitmiştim.

" Yalnız mı yaşıyorsun burada?"

" Hayır bir arkadaşım var, Rüya. Onunla kalıyoruz."

Sanki tek kişilik görünen eve baktım. Gözlerimi evde gezdirirken duvarda duran büyük bi tablo ile tesadüf etti gözlerim.

Solgun bir kadın. Beyaz bir geceliği var üstünde. Mona Lisa pozu vermiş. Ama korkulu gözleri var.

Meraklı bakışlarıma cevap verdi Melek

" Annem "

" Çok güzel. Nerde şimdi? "

" Hastanede."

" Özür dilerim, bilmiyordum. Neyi var?"

" Önemli değil. Yaşlılık işte."

Bu konuda da konusmamız gerekiyordu belliki.

Of Tanrım.

Ne sırlarla dolu bi kızdı.

"Kalksan iyi olur, Rüya bu saatte misafirden pek hoşlanmaz."

Bu kovulurcasına tavırdan sonra utanarak kalktım.

Kapıdan çıkarken

" Numar..."

Kapı suratıma kapanmıştı. Bu da ne demek?

Sen Gerçek Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin