Multimedya: Carl
Bölüm Şarkısı : Justin Bieber- What Do You Mean?
Keyifli Okumalar:)
**
Sonunda kendime otel bulabilmiştim. Annemler bana ev almıştı ama daha evin elektrik sistemi hazır olmadığı için otelde kalacaktım. Odama girdim ve kendimi rahat gözüken yatağa bıraktım. Cidden de yatak rahattı. Gözlerimi kapattım ve yeni hayatımı düşünmeye başladım. Londra benim için hayatımın dönüm noktası olacak. New York' taki ailesine muhtaç, özgürlüğü kısıtlanmış kız olmayacağım. Bir süre ailemin parasını kullanacağım ama kendi paramı biriktirmeye başlayınca onlarla ilişiğimi keseceğim.
Kıyafetlerimi çıkardım ve banyoya girdim. Sıcak bir duş her zaman iyi gelmiştir. 1 saat boyunca duşta kaldıktan sonra yavaş adımlara çıktım ve bornozuma sarıldım. Çantamdan saç bakım ürünlerimi çıkardım ve hızlı hareketlerle sürmeye başladım. Bu ürünleri sürdüğüm halde saçlarım yine cansız gözüküyor. Saçlarımı hallettikten sonra pijamalarımı giydim ve bir müzik açtım. Gözümün önüne yine o ela gözler geldi. Hayatım boyunca çok ela göz gördüm ama o çoçuğun gözleri gibisini görmedim. Çocuk zaten aşırı derecede yakışıklıydı.
Telefonumun sesiyle düşüncelerimden uyandım. Jessica arıyordu.
"Carl Londra'ya gelmişsin ama bana haber vermiyorsun çok kırıldım."
"Jess daha geleli 3 saat falan oldu. Aklımdaydın yarın arayacaktım."
"Seni çok özledim Carl. En son 6 ay önce görüşmüştük."
Jessica ile 15 dakika falan konuştuk. En son sevgilisinin sesi ile telefonu kapattık. Jessica benim 3 yaşımdan beri arkadaşım. Bundan 2 yıl önce o ailesi ile Londra'ya taşındı. Sadece yaz tatillerinde görüşebiliyoruz.
**
Sabah erkenden kalktım ve hazırlanmaya başladım. Hava sıcak olduğu için değil güzel bacaklarımı göstermek için şort giydim. 15 dakika da giyinmiştim. Az da olsa makyaj yaptıktan sonra hazırdım.Arkadaşlarım ve sevgilileri ile buluşacağım yere yürümeye başladım. Ben, Jessica ve Rose çok uzun zamandır arkadaşız ama bir şey söylemek gerekirse Jessica benim için daha özel biri. Rose'yi de çok severim ama geçmişteki bir olayı hala unutamıyorum.
9. Sınıfın ortalarındaydık. Okulun en yakışıklı çocuğu Stefan bana çıkma teklifi etmişti. Stefan teklifi ettikten sonra okulda herkes beni konuşmaya başlamıştı. Bu olaydan önce kimse beni tanımıyordu ve insanların benimle ilgili konuşmaları hoşuma gitmişti. Bu yüzden Stefan'ın teklifini kabuk ettim. İlk baş onu sevmiyordum ama sonra sırıksıklam aşık oldum. İlişkimiz çok iyi gidiyordu tâki o olaya kadar. Biri benim en yakın arkadaşım George ile sarılırken ki fotoğrafımı Stefan'a atmış ve arkasında şöyle bir not yazıyordu.
Sevgilinin ne bok olduğunu gör. O seni sadece kullanıyor beyinsiz.
Bunun üzerine Stefan beni terketti ama bu olayı kimseye anlatmadı iyi çocuk. Bu resmi çeken kişinin Rose olduğunu biliyorum çünkü o da o gün bizim yanımızdaydı. Resmin arkasındaki yazı da onundu. Neden böyle bir şey yaptığını hala bilmiyorum.
**
"Ah Carl ne kadar da güzelleşmişsin. Bak bu benim sevgilim Dean."
Üçümüz oturup konuşmaya başladık. Rose ve sevgilisi birazdan gelecekti. Bir şey demem gerekirse Dean yakışıklı çocuktu ve Jessica'ya aşkla bakıyordu ama Jessica için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
"Carl, Rose ve Alex geliyor."
Başımı sağa çevirdiğimde o ela gözlerle karşılaştım. Kalbim o saniye durmuştu.
"Carl en sevdiğim kardeşim seni çok özledim."
Rose'nin üstüme atlamasıyla eski halime döndüm ve ona sarıldım.
"Bak bu benim sevgilim Alex."
"Merhaba ben Carl."
Sadece kafa sallamakla yetindi. Hepimiz sandalyelerimize oturduk ve konuşmaya başladık. Benim aklımda sadece Alex vardı. Müsade isteyerek tuvalete girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Tuvaletten çıkarken Alex tuvalete girdi.
"Hey burası kızlar tuvaleti."
"Biliyorum sadece sana bir şey söylemek için geldim."
Beni duvara sıkıştırdı ve kulağıma eğildi.
"İlginin üzerimde olmasını severim Carl ama sen çok abartıyorsun. Benimle ilgilenmek istersen evime beklerim o zaman bende seninle ilgilenirim ama sevgilimin yanında olmaz."
Onu ittim ve tuvaletten çıktım. Gerizekalı ela gözlü Alex.
**
Heyyoo. 2 günde 2 bölüm ne güzel değil mi. Diğer bölüme yarına inşallah.