İyi günler arkadaşlar :) Size güzel haberlerle geldim. Kitabımız sonunda çıktı... Ben bu yola başladığımda ilk hikayelerimdendi benim için yeri de ayrıdır. Zamanında kitap olması için hem ben hem okurlarım çok çabalamıştı... Kısmet şimdiyeymiş... İlk kitabım olmasını isterdim lakin dördüncü kitabım olarak ellerimiz de olacak. Normalde Tüyaba çıkması planlanırken yayınevim sürpriz yaparak daha erken çıkması için çabalamıştır.
Kitabımızı : kitapyurdu, okuoku, D&R, idefix gibi kitap satan tüm sitelerden temin edebilirsiniz... Yine kitapçılara da bir kaç hafta içinde dağıtımı yapılır diye düşünüyorum :) Benim kadar heyecanlı olan varmı aranızda bilmiyorum fakat ben kitabımla kavuşmak için saatleri saymaya başladım adeta... Sizler de kitaplarınıza kavuştuğunuz da resimlerinizi bana gönderirseniz çok mutlu olurum...
İnstagram hesabım : dilekyelomi buradan bana özel mesaj olarak ya da beni etiketleyerek resimlerinizi gönderebilirsiniz :)
Yine İstanbul Tüyaba katılıyorum bu senede... Geçen sene harika bir fuar geçirdim... Bu sene de aynısı olur inşallah :) Tanıştığım dostlarla tekrardan bir araya gelmek, yeni okurlarımla da tanışmak çok isterim... Sohbet, imza ve bol eğlenceli bir fuar olur bizler için umarım... Desteklerinizi ve ilginizi bekliyorum. 13 Kasım Pazar günü sizleri saat 12.00 ile 14.00 arası 3. Salon 601 E li Mortena Standında bekliyor olacağım... :)
Seviliyorsunuz unutmayın bunu hiç... Hayallerime ortak olduğunuz için de çok teşekkür ederim :) Kitabımızdan bir alıntı da bırakarak, görüşmek üzere diyorum :)
----
"İn," dedim ve onun bir şey söylemesini beklemeden arabadan indim. Yamaca doğru geldiğim de birkaç dakika onun da gelmesini beklemiştim ki geldi.
"Beni burada mı öldüreceksin?" diye sordu. Gülümsememe engel olamadım. Bakışlarımı ona doğru çevirdiğim de rüzgâr saçlarını savuruyordu. O kadar ulaşılmaz ve mükemmel duruyordu ki... Böyle bir güzelliğe kim kıyabilirdi?
"Ölmek için güzel bir yer."
Gözleri kayalıkların aşağısında uçsuz bucaksız görünen denize kaydı ve daha sonra bana baktı. "Ölmek için güzel bir yer fakat ölmek için güzel bir yaş ve an da değilim."
Sadece gülümsemekle yetindim. Onun ölümü gibi bir şeyi düşünmek istemiyordum. Bunun olacağını bilmek bile kalbimin sıkışmasına neden olurken öyle bir anı gördüğüm de kalbimin de öleceğine emindim.
"Yaşayacağız," dedim aniden. Bana anlamsız bir bakış attı. Umursamadım. Onunla aramda ki tüm mesafeyi kapatarak, bir elimle belini sardım ve onu kendi bedenime doğru çektim.
"Burayı hatırlıyor musun?"
Yüzünde düşünceli bir ifade oluştu. Birkaç dakika sonra kaşlarının çatılması ile hatırladığını anladım.
"Beni daha önce buraya getirmiştin."
"Hemen gitmek istemiştin."
"Korkmuştum çünkü."
"Neyden?"
"Senden," dedi. Beklediğim bir cevaptı ama yine de canım yanmıştı.
"Şu an korkmuyor musun?"
"Korkuyorum."
Yüzümde acı bir gülümseme oluştu. Benden korkmasına dayanamıyordum.
"Neden gitmek istemiyorsun peki?"
"Çünkü..." dedi ve başını öne eğdi. Rüzgârın etkisiyle çiçek kokulu saçları yüzüme doğru yayılmıştı. Bu kadın... Bu koku... Benim şifamdı. "Artık bana zarar vermeyeceğini biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzelim!(Sevdanın Külleri)
Storie d'amoreGeçmişin sırları her gün biraz daha açığa çıkarak her gün biraz daha ilmik, ilmik kanatarak yaralayacaktı herkesi. Yaşanan hayal kırıkları, geride kalan sevgiler, yaşanamamış bir aşk...En önemlisi de ortada kalan bir çocuk! Nefret ve aşkın arasında...