4. Bölüm "Neden ben?"

1.4K 60 4
                                    

Okuyucular için çok teşekkür ederiiim :))) Çok mutluyum gerçekten umarım daha çok ilgi görür, bu bölüm okul arkadaşım Selin için,  kendisi yalvardı yeni bölümü yazmam için biraz daha yorum ve vote olursa çok çok daha mutlu olurum iyi okumalar :))

"Hani Duygu odasındaydı Devrim yok işte yok baktım odasına yok orda yok işte Duygu yok"

Aglamaktan gözleri kıpkırmızı olan anneme baktım, acı çekiyordu hemde çok.

Elimden gelen bir şey olsaydı keşke ama yoktu. Şu sikik dünya da annem için yapabileceğim tek bir şey yoktu.

Ölümünü günden güne izlemekten ve yanında olmaktan başka hiç bir şey yapamazdım.

"Duygu arkadaşına yemeğe gitti annecim hadi odana dönelim bak yoruldun sen de"

Kafamı kaldırıp Nez hanıma işaret ettim:

"Annemi odasına götür, yemek falan yedir yemek saati geldi"

"Tamam efendim"

Annemi geride bırakıp evden çıktım. Bugün her şeyi siktir edip sarhoş olmak istedim.

Motora atlayıp son sürat Devrim'e doğru gitmeye başladım.

Kimse umrumda değildi.

Ölmek istedim ama annemi bırakamazdım.

Devrim'e yaklaşınca motoru park edip içeriye yürüdüm. Acilen alkole ihtiyacım vardı.

"Devrim, kardeşim nerdesin sen ya annen nasıl?"

"İyi Duygu'ya bakmış ağlıyordu ben gittiğimde"

"Sen iyi misin?"

Hep yanımda olmuştu Selim. Her gün. Iyi günde kötü günde hep yanımdaydı.

"Bok gibiyim Selim"

Viski dolu bardağı kafama dikip yenisini istedikten sonra kafamı eğip düşünmeye başladım.

Küçükken Duygu ve ben hep erik toplamaya giderdik.

Annem bizi beklerdi. Geldiğimizde sarılır öperdi. Sonra Duygu öldü annem hastalandı ve işte burdayım.

Hayatim berbat. Tamamen berbat.

"Devrim yavaş git."

"Ölsem ne farkeder ki, benim nasıl olduğumu önemseyen beni bu hayata bağlayan ne var?"

Viski dolu bardağı kafama dikip devam ettim:

"Siktir et dünyayı her şeyi, annemin her gün her lanet gün ölümünü günden güne yıkılışını izliyorum ben"

Ağzını bile açmayan Selim kafasını çevirip bir yere baktı sonra heyecanla hemen bana döndü:

"Devrim ben Şubat ve arkadaşını buraya çağırdım, sorun olmaz değil mi?"

Şubat. Sanırım bana biraz kızgındı en son. Kafamı çevirip baktığımda bir çift mavi göz, sarı saçlar, güzel dudakları vardı.

Bana bakıyordu. Öyle sıcaktı ki o an ona sarılmak istedim.

"Şubat seni görmek ne güzel"

"Ah gerçekten mi? Seni de öyle Devrim"

Şubat'ın koluna vuran Selim sonra da dönüp bana 'hadi ama Devrim bulaşma şu kıza' der gibi baktı.

"Her neyse"

.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.

Önümde oturmuş bana bakan aptal erkeğe bakıp babamı düşündüm.

DevrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin