GeceNiN KaraNLıĞı

Bölüm-5

Multi: Alya

Hoca tahtaya birşeyler yazdıģı sırada sınıfın kapısı açıldı.
Bütün gözler kapıya doğru döndü.
Elbiselerinden de anladığım kadarıyla beden hocasıydı.
Hoca bize dönüp "herkese merhaba çocuklar her yıl olduğu gibi bu yıl da basketbol futbol voleybol gibi etkinlikler olacaktır. Seçmelerden sonra okullar arası yarışlar da olacaktır. Öncelik olarak voleybol takımi icin seçmelere katılmak isteyenler zil çalınca spor salonuna yanıma gelsin" dedi.

Voleybol deyince gözlerim parlamıştı. Voleybolla aram iyiydi eski okulumda takım kaptanıydım.
Kesinlikle bu hocayı bulmam gerektigini düşündüm. Sınıftan onaylayan mırıltılar çıkınca hoca "iyi derseler" deyip çıktı.

Zilin sesini duyunca Ece'yi almak için Ece'nin sınıfına gittim. Sınıfa girince gözlerim Ece'yi aradı beni görünce yanıma geldi.

"Hadi beden hocasının yanina gidelim" deyip kolumu omzuna attım.

"Voleybol seçmeleri için mı?"

"Evet sizin sınıfada mı duyuru yapıldı?" Diye sordum.

Başıyla onaylayınca "hadi gidelim o zaman" deyip spor salonuna doğru yürümeye başladık. Ece'ye katılıp katılmayacağını sormadım çünkü kendisi de voleybol'u seven biri. O da önceden takımdaydı. Biz bütün yazı ya film izleyerek yada voleybol futbol falan oynayarak geçirmiştik.

Spor salonuna inince bizim dışımızda birçok  kişi de seçmeler için hocanın etrafında toplanmıştı. Hoca salonun ortasında bir sandalye de oturmuş katılacakların ismini yazıyordu. Bizde hocaya dogru yaklaştık. birkaç kişi önümüzden çekilirken hocaya adımı ve sınıfımı söyledim. Ece de söyledikten sonra arkalara  geçtik.
Hoca adını yazdıranların beklemesini gitmemesini söylemişti. Herkes adını yazdırdıktan sonra hoca oturduğu yerden doğrulup

" Yarın ögle molasında seçmeler yapılacaktır. Takım olarak oynanacak ama bireysel gözlemleyeceğiz. Geç kalmayın sakın" dedikten sonra "gidebilirsiniz" dedi hepimiz onaylayıp salondan çıktık.

"Bence hoca kesinlikle bizi takıma alır zaten. Neden kendimizi yorup seçmelere katılıyoruz ki direk yarışmaya geçmeliyiz" diyen Ece'ye dönüp baktım. Bu kız gerçekten sorunluydu.

"Kızım senin beynin yine sulanmaya başlamış herhalde. Hoca bizim nasıl oynadıgımızı görmeden nasıl direk yarışlara geçsin."

"Ya aslında şu güzelliğime  baksaydı güzel oynadığımı da anlardı da neyse" dedi. Kafasına birtane geçirdikten sonra "Egonu bir köşeye bırakta derse yürü" dedim. Ece somurtarak yürümeye başladı.

Ece'yi kendi sınıfına bıraktıktan sonra bende kendi sınifıma gitmiştim. Enis bugün okulda yoktu. Yada derslere girmemişti çünkü bugün hiç görmemiştim. Bende ders boyu ya öykü' yle konuşmuştum ya da  hocadan zar zor gizlediğim telefonumdan Ece' yle mesajlaşmıştım. Sınıfında ki erkekleri anlatıp durdu.

Aaa birde ne ögrendim biliyor musunuz ? Öykü yaklaşık bir yıldır Atalay diye birini seviyormuş. Tabi ki de Atalay bunu bilmiyormuş. Gerçi ben daha Atalay'ı hiç görmedim ama öykü' nün deyimiyle yakışıklıymış.

Ah! Neyse işte okul iyi hayat güzel geçinip gidiyoruz.

###################

Okuldan geldiğimden beri voleybol oynuyorum. Kendime tabi ki güveniyorum ama alıştırma yapmaktan zarar gelmez. Ben duvarla karşılıklı paslaşırken Ece karşımda oturmuş bir yandan cips yiyor bir yandan benim duvarla olan savaşlarımla dalga geçip gülüyordu.  Birkaç saat  voleybol oynadıktan sonra yorgunluktan kendimi salona attım. Ece yemek yapmıştı. Yemeği yedikten sonra odama çıktım.  Masayı toplamadan odama çıktım diye arkamdan söyleniyordu. Onu aldırmadan kapımı kapatıp yatağıma uzandım sosyal medya da biraz dolaştıktan sonra ışıkları kapattıp uyudum.

##############

Bugün  seçmeler vardı. Bizim sınıftan benimle beraber birkaç kişi  daha katılmıştı. Sınıfa voleybol topu getirmiş ögretmen masasının olduğu yerde paslaşıyorlardı. Bende sıramda oturmuş onları izleyip gülerken öykü' de önünde ki boş kağıdı karalıyorlardı.

Sınıf kapısı açılınca herkes ögretmenin geldiğini sandığı için gözler kapıya dönmüştü. Sınıfa siyah saçlı kaslı bir çocuk girdi. Herkes çocuğu gördükten sonra yaptığı işe geri dönerken çocuga dikkatle  bakan tek kişi yanım da oturan öykü'ydü.
Bakışlarından Atalay olduğunu anlamıştım ama yine de piçliğine öykü' yü dürtüp "kim bu yakışıklı çocuk" dedim. Gözlerini kısıp bana  çatılan kaşlarıyla baktıktan sonra önüne döndü. Böylece anlamış olduk ki bu çocuk kesinlikle Atalay' dı.

"Şaka yapıyorum ya bakışlarından Atalay olduğunu anlamıştım. Sadece emin olmak icin öyle dedim" deyince bana dönüp çatık kaşlarını gevsettikten sonra "çok tatlı değil mi ya" dedi. Gülümseyip çocuğa baktım. Enis'ın yanına oturmuş konuşuyorlardı. Sınıfın gürültüsünden ne konuştukları anlaşılmıyordu. Ardından biri daha geldi yanlarına. Öykü' ye " bu kim? " diye sordum. "Bora mı?" Dedi başımla onaylayınca " Enis'ın arkadaşların dan biri kendisi digerlerine göre daha sıcakkanlı" deyince tekrar onlara döndüm. Onlara bakmamla Enis'le göz göze gelmem bir oldu. Ne yapacağımı bilemedim hemen gözlerimi kaçırıp önüme döndüm.

Zaten ne diye bakıyorum ki onlara.

"Saçların neden hep toplu?" Diyen öykü' ye döndüm. Bakışları saçlarımdaydı.

" sabah pek zamanım olmadığı için uğraşamıyorum" dedim.

Allah şimdi bir çarpacak mahmut tuncer' e benzeyen tipim bülent ersoy a benzeyecekti.

Aslında güzel bir kıźdım. Yeşil gözlerim uzun kumral saçlarım ve fiziğimle dikkat çekiyordum ama giydiģim elbiselere pek önem vermezdim kendimce bakımlıydım ama Ece ye göre çok sıradan giyiniyormuşum. Saçlarımı çok seviyordum.

İlkokuldayken saçlarım şimdi kine göre çok daha uzundu. Ögretmenlerim hep saçlarımla ilgili güzel şeyler söylerdi. Bende hergün açardım saçlarımı. O zamanlar bile sınıfta anlaşamadıgım meral adında bir kız vardı bir gun okul cıkışı bana çarpma bahanesiyle saçlarımın ense kısmına sakıź yaptıştırmıştı. Okuldan çıktıktan sonra Ece fark etmişti. Sakızı çıkarayım derken saçlarıma daha çok yapıştırmıştı. Eve gidince teyzemde kuafore götürmüş rapunzel gibi olan saçlarımı erkek fatmaya çevirmişti. Günlerce ağlamış bırkaç gün okula gitmemiştim. O günden sonrada saçlarımı özel günler dışın da hep toplamıştım. Simdi büyüdüm artık korkudan değil de alışkanlık olduğu için nadir zamanlarda güzel görünmek için açarım.

☆☆☆☆☆☆☆

Ögle molasına girdiğimizi hatırlatan zil çalınca  Ece' yi de alıp spor salonuna inecektik. Ece' nin sınıfına gittiğimde Ece sınıfta yoktu.
Derslerinin boş olduğunu ögrenince spor salonuna gittiğini düşündüm için bende spor salonuna inmek için merdivenlere yöneldim. Bileğim üstünde bir el hissedince duraksayıp elin sahibine baktım.