•5•

4 5 0
                                    

"Zzzz, zzz"
...
"Zzzz, zzz"
Kalktım, sessizde kalmış titreyerek beni uyandıran telefonun alarmını kapattım. Güneş artık doğmuştu. Ben ayılmamış, ayılmak istemiyordum.
Lavaboya gittim ve aynadaki yansımama baktım.Kendimi eleştirmem, yorumlamam belki de değişikliklerde bulunmam gerekiyordu. Gözleri mavi, çenesinde gamzesi olan, kirli sakallı -kendime göre genç- biriydim. Yine de yüzümden banallik akıyordu.
Yüzümü yıkadım, en son ne zaman değiştirdiğimi hatırlamadığım havluyla da ellerimden dirseğime sızan su damlalarını kuruladım.
Mutfağa indim. Bu saatte polis merkezinde olur, gereksiz dosyaları imzalardım. Bozdolabını açıp içinden boş bira kutularını çıkarttım. Arkalarında bozulmaya yüz tutmuş bir süt çıktı. Onu da yumurtalıktan aldığım yarısı boş kurabiye paketiyle beraber yedim. İşlerimi bitirince evden çıktım.
Polis merkezinde yapmam gereken işleri yapmıştım. Sırada Junk'ın ısrarla "gizemli" olarak nitelendirdiği davayla ilgili adımlar atmak kalıyordu. Bence benim kişisel bunalımım bu davadan daha çıkmazdaydı.
"Dedektif Junk, bugün nasılsınız?"
Onu geçiştirdiğim için kendimi suçlu hissetmem gerekiyordu. Bunu yapıyordum da.
" 'Çılgın teoriler'im ve ben bugün de süperiz Dedektif Negan."
Lunaparka yakın güvenlik kameralarını kontrol edecektik bugün. Adam dönme dolabına binmeden önce bir şey yaşanmış mı, yoksa basit bir şekilde müstakbel eşi mi onu zehirlemiş?
"Kamera kayıtlarına göz gezdirmemiz gerekli dostum." dedim.
Elini omzuma attı ve inceleme yapacağımız odaya doğru boştaki koluyla yolu gösterdi.
Oda ses geçirmez, oldukça siyah ve sorgu odası gibi kokuyordu. Oldukça fazla dosya ve bilgisayar vardı. Burası polis merkezinin küçük, basit araştırmaları yapmak için kullandığı odaydı.
Kameralarda lunapark, lunaparka yakın kafeler, mağazalar, sokaklar vardı. İnceledik, inceledik. Makdülle karısını bütün kameralarda farklı açılardan görebiliyorduk.
"Hey!"
Parmağını sağdan ikimci bilgisayar ekranında yüzü gözükmeyen bir kadının üzerinde tuttu.
"Dikkatle bakın, karısı diğer kameralarda parlak kırmızı, şişkin ve göze batan kanarık bir palto giyiyor. Bu karedeyse mavi, dar, kolları olmayan bir mont giyiyor."
"Tebrikler Dedektif!"
Ben bunu nasıl fark edememiştim? Kadın önce kırmızı trafik ışığı gibi kamera görüntülerinde parlarken bir başka görüntüde mavi montuyla neredeyse görünmezdi.
"Baştaki şüphelimiz birinciliği hâlâ üstleniyor."
Bu söz onun hoşuna gitmemişti. Eminim ki mavi montluyla kırmızı montlu kadının farklı kişiler olduğunu savunup konuyu çılgın teorisine çıkartacaktı.
"İkisi farklı kadınlar, bu sana bahsettiğim katil!"
Dediğimi yapmıştı... Hayatında olmayan adrenalini ve gizemi bu dava üzerine teoriler üretip haklı çıkmasını umarak dolduruyordu. Üzerinde durmamıştım ve karısı hakkında daha detaylı bir araştırma yapılmasını istemiştim.

Kızıl ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin