•6•

5 5 0
                                    

Olivia Walker;
"Beni buraya neden getirdiniz? Daha eşimin yasını tutmayı bitirmemiştim oysaki..." demişti sorgu odasında otururken ellerini ovalayarak. Bana göre o kadın bir şeyler saklıyordu. Saklamalıydı çünkü dava basitti ve öyle de olmalıydı.
Haberlerde çıkan "Büyük dehşet! Kumar Şehri'nde ki Gizemli Cinayet!" gibi fazla anlam yükleyen başlıklar gereksizdi.
Ben dışarıdan izliyor, Dedektif Junk ise odada Bayan Walker'ı sorguya çekiyordu.
"Eşinizin, nişanlınız, öldüğü gün tam olarak neler olduğunu anlatır mısınız?"
Olivia gözlerini çemkirircesine açarak konuşmaya başladı.
"Size ger şeyi anlatmıştım. Lunaparkta buluştuk, dönme dolabında evlenme teklif etmesini bekliyordum. Etmedi."
"Peki dönme dolabında ne ile ilgili konuştunuz?"
Gözlerindeki sinsiliği görüyordum.
"Sizce de kişisel konulara girmiyor musunuz Dedektif?"
"Bence kocasının cinayetinde baş şüpheli olan eşini istediğim gibi sorgulayabilirim."
Odaya girmek, sorular sormak istiyordum falat Junk kendine güvenerek benim bu sorguya dahil olmamamı söylemişti. Belki de onu dinlemeseydim şimdiye kadını tutuklamıştık. Şöyle bir seçenek de var tabii... Yanılıyor olabilir miyim?
Odanın kapısı çaldı. İçeriye Lucille ve elinde salladığı kağıtlar girmişti. Kağıtları salladıktan sonra arkasına koydu ve mutluluk saçarak konuşmaya başladı.
"Kağıtlarda ne var?"
Lucille'dan bir şey istememiştim. Belki de Olivia'yla ilgili bir şeyler bulup yardım etmek istemiştir. Onunla iyi anlaşmak istiyordum artık. Hata bendeyse - ki kesinlikle bende- artık düzelme bakti gelmişti.
"Davayla ilgili bir şeyler mi buldun?"
"Olivia Walker göçmen, eski bağımlılardan fakat uzun zamandır rahatsızlık yaratan davranışlarda bulunmamış."
Bu bilgileri geç de olsa öğrenmem güzeldi.
"Teşekkürler Luci. Artık elimizde konuşmasını sağlayacak bir şeyler var, biraz da doğaçlama yaparak hallolur."
Uzun sarı, at kuyruğu saçları odadan çıkmak için kafasını çevirdiğinde yüzüme çarpmıştı. Çiçek kokuyorlardı.
Ben de ardından odadan çıktım ve her ne kadar Junk girmemi istemese de sorgu odasına girdim.
"Olivia Walker. Göçmen, eski bağımlı. Topluma ayak uydurmakta zorluk çekiyor."
"Hey, ne oluyor?"
Odaya girmemden memnun olmamıştı dediğim gibi.
"Topluma ayak uyduramaman suç mu?"
"Hayır, değil. Suç olan şey 'ilişmiz iyiydi.' dediği kocasını zehirleyerek öldürmek."
Dedektif Junk nefesini konuşmak için ayarlayıp duruyor falat söze bir türlü girmiyordu.
Elini masaya vurdu, Olivia'nın masada olan ellerindeki bileklikler şıngırdadı.
"Doğruyu söylersen kurtulacaksın bunun farkına var!"
Kadının masum olduğuna inanıyor, davanın basit olduğu düşüncesini haksız çıkartmak istiyordu.
Olivia bu anî tepki üzerine korkmuş ve irkilmişti. Geri adım atıp atmamak arasında git gel yapıyordu.
"Kendiniz dediniz, göçmen ve bağımlıyım..."
Dili çözülmeye başlamıştı. Bize anlatacaklarını sabırsızlıkla bekliyordum.

Kızıl ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin