Sisli bir gece, kimse bilmiyor kimin ne acı çektiğini. Islak sokaklar, ıslak kaldırımlar; adım attıkça çıkan su sesi kimse bilmiyor nasıl olduğumu.
Ciğerlerim isyan ediyor bana. Boğazım düğümlenmiş vaziyette, o düğüm açılsa hıçkırıklar karışıcak yağmur damlalarına. Sorsalar bekliyor musun diye "beklemek hiç bilmediği şarkıyı ona anlatmak kadar saçma" derim ama yinede beklerim. Bi umut anlar cümleleri. Daha fazla tutamıyorum gözlerime hücum eden yaşları. Kaldırımlar boğuluyor hıçkırıklarım arasında. Acı gece içimde bir şeyleri paramparça ediyor. Her bir parçalanan parça batıyor kalbime. Kanayan kalbim izin vermiyor nefes almama. İsyan ediyor işte tüm organlarım. "Yaşanacak çok şey vardı ne haldesin" diyor her biri. Beynim suskunluğunu bozuyor. Karanlık sokağa inat söylüyor acı gerçekleri. "O gitti. Herkesin gittiği gibi. Sen kaldın, elinde kalbin ve aşkın canın acıyor bundan haberi yok. Acınacak haldesin ama hala bekliyorsun."
Umut ediyorum adam. Gelmeni , sarılmanı , öpmeni ...
Umut yaşatır adam. Sense öldürüyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı Misali
PoesíaAklımızdan geçip duygularımıza karışan ama ağzımızdan çıkmayan her kelime için yazılan denemelere, şiirlere ev olsun. ben, denizin fısıltısına kulak vererek, gökyüzünün sırrını çözerek, yıldızların gülümsemelerini izleyerek içimdeki fırtınanın somu...