TANITIM

23.9K 649 13
                                    

"Kaçamadım, çıkamadım ve en sonunda yakalandım.

Aşkının en yakıcı ateşi ile yandım, kül oldum."

"Vazgeçmediğini dillendirmeden vazgeçilmez olduğunu hissettirebilmek...

İşte asıl mesele bu..."

Cihan "Emin misin Yaren?" dediğinde allak bullak olmuştum. Emin miydim? Emin olmasan ne olacaktı acaba? Başka bir çarem mi vardı?

"Bunu daha önce de konuştuk Cihan, mecburum artık buna, kalamam daha fazla buralarda. İnan buna gücüm yok artık. İstanbul'da alacağım soluk sona erdi. Gitmekten başka çarem yok."

"Ama..." dese de daha fazla konuşmasına izin veremezdim. Zordu bırakıp gitmek. Geri dönmem dediğim, yıllardır ayak basmadığım o şehire, şimdi ardımda bıraktığım Erdem yüzünden geri dönmek. Zordu, hem de ölesiye...

"Lütfen Cihan,senin tek bir kelimen sadece işleri daha fazla zorlaştırır. İnan bu bana fayda değil zarar verir. Lütfen!" Otobüse ağlayarak bindim. Gücüm yoktu ki hiçbir şeye, ben alışık değilim ki vedalara... Annem, babam ile bile vedalaşamamıştım ki ben.

Şimdi gözyaşlarım yanaklarımdan süzüm süzüm süzülürken, ateşten demir bir bilyeyi yutkunarak konuşuyordum. Keşke seni hiç tanımasaydım ve o gün karşıma hiç çıkmasaydın, diye iç geçirdim. Elimi can dostum Cihan'a elveda der gibi sallarken gözlerim yaşadıklarıma ve beni bekleyen acımasız geleceğe isyan ediyordu.

"Keşke altı ay öncesinde geri dönebilsem ve her şeyi değiştirebilseydim." Dedim ve gözyaşlarım akıp giderken koskoca altı ayımı şimdi zihnimde bir bir canlandırıyordum.

"Çıkılmazımsın Yaren, bu aşk çıkmazından kaçamazsın...

Sen bana, ben sana ömürlük yazılmışken,

Mecburuz anla artık bunu..."

Gönül Yangını**KİTAP OLARAK RAFLARDA**Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin