~MAVİ~

1.1K 377 331
                                    

Yağmur yine kendini göstermiş, bulutlarda her zaman benim göz yaşlarımı tutamadığım gibi bırakmıştı su damlalarını... Gözyaşlarım yağmur damlalarında kendini gizliyordu. Her yıl ki gibi bugün de ılık yağmurun altında gözlerimi kapatıp onu düşünüyordum. Yavaşça doğruldum, gözyaşlarımı elimin tersi ile silip toprağın üzerine oturdum.

"Bugün tam 5 sene oldu anne, sen gideli tamı tamına 5 sene oldu. Alıştım mı? Hayır. Ama ben her gece gelip saçımı okşamanı bekliyorum, saçmalık değil mi hâla senin geleceğini umut etmem?.."

"Özlüyorum seni.. Böyle fotoğrafını alıyorum elime, bakıyorum uzunca bir süre. Kelimeler yetersiz kalıyor seni anlatmaya, omzuna düşen o tel tel kumral saçların. Masmavi gözlerin.. En çokta neyden korkuyorum biliyor musun? Bir gün senin nur yüzünü unutmaktan.." Bir süre etrafta oluşan sessizliği yağan yağmurun o hoş sesi doldurdu.

Ama benim içimi huzur bile doldurmuyordu. Sanki ateş gibi yanıyordum ve etrafıma zarar veriyordum. Halbuki haberim yoktu. O su damlaları bendim ateşte etrafımdakiler. Sinirle ayağa kalktım.

"Böyle her şey üstüme üstüme geliyor, boşluktayım. Böyle tam konuşacağım, bir yumruk geliyor boğazıma, kelimeler orda kayboluyor. Sessizliği kelimeler yerine benim ağlamalarım bozuyor anne..."

Şiddetli yağmur yerini serpelemeye bırakmıştı. Etrafı toprak kokusu sarmıştı, derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.

"Yoruldum ben anne.. Hayatımı yaşayamıyorum, hem yaşamak için bir sebebim yok. Yalnızım ben."

Göz yaşlarım tekrar akmaya başladığında artık ben sabahtan bu yana düşündüklerimi uygulamada kesin karar almıştım. Yağan ılık yağmuru son kez hissederek arkama bakmadan yürümeye başladım.

Mezarlıkların yanından geçip ıslak hırkama biraz daha sarılarak yürümeye devam ettim. Aklıma sürekli babam dediğim adamla konuşmalarımız geliyordu. 'Sen bir hiçsin, benim bir kızım yok. Kimse seni sevmeyecek, sen aciz bir kızsın.'

Doğru beni seven insan yoktu, ben bir hiçten ibarettim. Ve yalnızların sonu daima ölümdü...

Gözlerim benim olduğum tarafa doğru gelen arabada takılı kaldı, ne demiştim 'yalnızların sonu daima ölümdü'. Gözlerimi sımsıkı kapatıp bir adım öne attım.

Gözlerimin kapatığım zaman beklediğim sonuçlara yine ulaşamamıştım. Yine istediğim olmamıştı. Duyduğum tekerlek sesi ve birinin beni yoldan çekmesi ile gözlerim aniden açıldı.

Bana sinirle bakan kahvelerde takılı kaldı gözüm, kollarımı ondan kurtarıp sinirle bağırdım.

"Ya sen kimsin de beni kurtarıyosun! Neden kimse anlamıyor ben yaşamak istemiyorum, omuzlarımdaki yükleri taşıyamıyorum. Neden bunu kimse anlamıyor!" hafifçe eğilip nefesini kulağıma üfledi.

"Hadi mavi evet git sen.."

"Sen kim oluyorsun da bana emir veriyorsun?!" diye bağırdım sinirle, beni umursamayarak arkasına bakmadan yürümeye başladı.

Gözlerimi devirip ıslak saçlarımı arkama attım ve koşarak omzundan kendime çevirmeye çalıştım. Ama sorun şuydu ki o benden daha güçlüydü. Kolumdan çevirip beni duvara yaslayınca karanlıkta göremediğim yüzü bir gölge gibi üzerime düşmüştü.

Koşarken tekrar önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına götürdü. Derin bir nefes aldıktan sonra üstümden uzaklaştı. Fakat elleri hala omzumdaydı "Ya eve gidersin mavi ya da bu sefer gerçekten ezilirsin."

Nefes alışverişim hızlanırken ellerini omzumdan düşürüp ellerini cebine yerleştirdi. Karanlık sokakta gölge olup kayboldu.

Tekrardan gelen bir titremeyle yerimde kıpırdandım, duvarın dibinden ayrılıp hızlı adımlarla eve yürümeye başladım.

SİYAH AŞK#Wattsy2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin