~BASILDIK MI~

185 66 159
                                    

Medya; İkra ve Ateş

Korku ile duyduğum cümle birbirine karışmıştı, ışıkların kapalı olmasından dolayı karanlık odada hiç bir şey göremiyordum sadece onun nefesini kulağımda vücudunun ise sıcaklığını hissedebiliyordum. Sessiz oda da nefes alış veriş seslerinden başka bir şey olmaması daha çok korkmama ve sinirlenmeme sebep olmuştu. Bacağımı hızlıca kaldırıp bacak arasına vurduğumda nihayet elini ağzımdan çekmişti. Ellerimle çekmecenin üzerindeki vazoyu aramaya başladığımda onun farketmemesi için dua ettim. Nihayet elime geldiğinde sırıttım.

Vurmak için hazırlandığım sırada bacağımdan çekilmek ile yer ayağımın altından katmıştı ve ben yere toto üstü oturmuştum. Canım tabi ki çok acmıştı.

"Ya sen kimsin? Manyak. İnsan'ın bir acıması olur demi" şu anda bir hırsız ile konuştuğuma şaşıyordum.

"Senin acıman var mı ki benim acımam olsun. İnsafsızın kızı."

Şakaydı değil mi?

Kendimi cimcikleyip, "Allah'ım lütfen kabus olsun.. Amin" dedim tavana bakarak. Gözlerimi yine ona çevirdiğimde karanlıkta bile belli olan sırıtışı ile bana bana bakıyordu.

Kendime gelip kapıyı kapatığımda yüzünü daha net görebilmek için ışığı da açmayı ihmal etmedim.

Işığı açtığım zaman suratının kan içinde olmasına şaşırmıştım. Kavga mı etmişti. Belli bayağı iyi dövmüşlerdi.

"Allah belanı vermis sanırım, suratına bakılırsa.. Ah! Beddualarım tutmuş, ne kadar hayırlı insanım ya.."

"Ben senin için adam döveyim sen böyle konuş, tabi a*m*na koyım."

"Sen mi dövdün adam" kahkaha atıp konuşmaya devam ettim, "Olum senin yüzünü benzetmişler bana 'dayak yedim diyosun.' demiyorsunda"

"Attığım yumruğu görseydin böyle demezdin kızım!"

Ona 'yav he he' bakışlarımdan yollayıp yanına oturdum. İkimizinde yerde yanyana oturması garipti. "Şimdi burdan kalkıp nerden girdiysen ordan çıkıyosun. Kapiş?"

"Şu yüzümle beni geri mi gönderiyorsun?" acınası bir halde olan yüzüne tekrar baktığım da vücuduma gelen titreme ile gözlerimi yüzünden çekip duvara bakmaya devam ettim.

"Dövülürken bana mı sordun?" sinsice kıkırdayıp ona döndüğümde gözlerini devirdi.

"Boşuna sana insafsızın kızı demedim ben. İnsafsızsın çünkü!"

"Aaa manyakmısın be, dövülmeseydin o zaman. Adama bak ya gidiyor dövülüyor sonra geliyor bana çatıyor..." sinirle ayağa kalkıp ona döndüm. "Bir kişiyi dövemedin mi yoksa Ateş prens?"

"Altı kişilerde İkra hanım.." gözlerim'in kocaman olduğuna emindim. Altı kişi neydi abi? Yuh.

Altı kişi, bu altı kişinin tamamı böyle kaslı maslı odun olsa. Hadi altısıda olmasın diyelim dört tanesi öyle. Geriye kalan iki taneside cılız olsa. Aman Allahım, onlardan kurtulduğunu bile şükredebilir. Ben olsaydım orada kesinlikle altlarında kalabilirdim.

"İkra, hu hu. Kızım nereye gittin" önümde sallanan el ile kendime geldiğimde Ateş'e geri döndüm.

"Hepsi kaslımıydı? Böyle odunsu tavırlar filan?"Ateş kısık gözleri ile bana bakınca bir adım geriledim.

"Hee,  hele biri vardı İkra. Off görmen lazım adam vurdumu duvara çarptırıyordu.. Kızım kafanda tahta filan mı eksik. N'apıcaksın sen o p*ç'leri?"dalga geçtiğini anladığımda omzuna vurup gerilemesini sağladım. Aklımda sıraladığım bir ton laf'ları söyleyeceğim sırada duyduğun şey ile kapıya döndüm.

SİYAH AŞK#Wattsy2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin