Klişe hayatımın, klişe aşkı, klişe başlangıcı. Çürük Çileğim, Jongin.
Her ne kadar bunu bilmese, ve bilmesine cesaretim olmasada, o benim Çürük Çileğim'di. Hiçbir şekilde rengini tutturamadığı pembe saçları ise bunu kanıtlarcasına oldukça soluk renkliydi. Elbette bu hoşuma gitmiyor değil.
Ayrıca Jongin bir bardak kahve gibiydi. Onu olduğu gibi sıcacık içip içinizi ısıtılabilir, biraz buzla ateşinizi söndürebilir, veya küçük kalıplara döküp dondurabilirdiniz. Evet, Jongin tam bir kahve gibiydi. Benim ona aşık olmamsa kaçınılmazdı. Uzun-ince vücudu, erkeksi kokusu, çıkık çene kemiklerini süsleyen kirli sakalları ve daima oturaklı davranışları. Tamamen ulaşılmaz, ve mükemmel. Fakat onu tanıdıkça anlamıştım ki hiç de kusursuz değildi. Ne yaparsa yapsın gösteriş içindi. İnsanların onun hakkında konuşmasına bayılırdı. Oldukça dik başlı. Asla kendine laf söyletmez. Hayvanları sevmez, çocuklardan nefret eder, saygısızdır ve eğer onu beslemezseniz ölebilir.
O günahtı. Benim ona aşık olmam ise günahkarlığım, ve ben günahımın vebalini seve seve öderdim.
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
honey // sekai
FanfictionBir elimi çeneme dayamış önümde kıpırdayıp duran dudaklarına bakıyordum. Ne konuştuğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yalan. Aslında her hecesine kadar onu dinliyordum. "İnanabiliyor musun Sehun, benim vakit kaybı olduğumu, onu hak etmediğimi söyledi...
