Sanırım neden burada olduğunu düşünmem saçma olurdu. Saçma olan bir başka şey ise benim burada olmamdı. Keşke gelmeden önce Yixing'i arayıp, müsait olup olmadığını sorsaydım. Neyse, sorun değil. Bu vesileyle bugün de bebeğimi görmüş oldum.
Dirseğimi koltuğa, çenemi elime dayamış, bacak bacak üstüne attığım için üstte olan ayağımı sallayarak kafamın içinde bunları dolandırıyordum. Nini'nin homurdanmasını işittiğimde kafamı ona çevirdim. Bir yanımda oturan arkadaşına bir bana bakıp söyleniyordu. İstemeden kıkırdadım. Ne kadar da tatlısın Nini-ah.
"Komik olan ne Sehun? Ben gülüyor muyum? Söylesene gülüyor muyum?" Sanırsam olayı biraz ciddiye almıştı. Bu sefer küçük bir kıkırtıyla yetinmeyip doluca bir kahkaha attım. "Gülme dedim Sehun, aranızdaki ilişkiyi bana nasıl söylemezsiniz?"
Kahkahamdan kalan gülümsemeyle yüzüne baktım, ve alaya alarak konuştum. "Birincisi bana gülmememi söylemedin bebeğim. Neden güldüğümü sordun. İkincisi ise, bir ilişkimiz olsaydı söylerdik elbet." Yixing'in bir şey demesine fırsat vermeden her şeyi sıralamıştım.
"Ama siz kapıda öpüşüyordunuz, nasıl bir ilişkiniz olmaz?"
İşte, gülümsemem daha da büyüyordu. Göz kırptım. "Sadece takılıyoruz, anlarsın ya."
"Ah, senin birisiyle sevgili olduğunu düşünmem aptallıktı."
Elbette aptallık aptal, senin için tutuşurken nasıl başkasına yanabilirim ki... (Kamyon arkası o ye)*
Neden uzun yazmıyorum bilmiyorum ama bir ara yine yazarım enthusiasmsekai umarım mutlusundur
Neyse hadi by
ŞİMDİ OKUDUĞUN
honey // sekai
FanfictionBir elimi çeneme dayamış önümde kıpırdayıp duran dudaklarına bakıyordum. Ne konuştuğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yalan. Aslında her hecesine kadar onu dinliyordum. "İnanabiliyor musun Sehun, benim vakit kaybı olduğumu, onu hak etmediğimi söyledi...