(Sevgili okuyucularım 1. bölümü yayımladım lütfen yorum'larınızla ve oy'larınızla beni yalnız bırakmayın canlarım)
*****
Omuzumda hisettiğim elle yorgunca arkamı döndüm.görüş açımda gamze belirdi "Arel,senden bir şey isteye bilirmiyim? bana 2 dakikanı ayırırmısın..."aslında yorulmuştum ve değil gamze'ye 2 dakika ayırmak ev gitmek için otuz dakikalık yolu nasıl uyanık gideceğimi düşünüyorum artık. ama bunu ona söyleyemeceğimi göze alırsak gözlerimi kapatıp sitemkar bi nefes aldım."Tabiki, sorun nedir"bana tereddütle baktı.
"Biliyorsun bu gün çift vardiya çalışmam gerekiyor. ama bu gün şansa bak ki nişanlımla gelinlik pırovasına gitmem lazım,nikahıma 1 aydan az kaldığı için gelinliğin şimdiden yarısının bitmesi lazımdı ve biz çok gerideyiz, yani söylemek istediğim benim yerime bakar mısın nolur bak ölüm, kalım, meselesi lütfen lütfen lütfenn..."
Bir, bir ardına sıraladığı lafları anlamak için iki saniye duraklayıp, gözlerimi kırpıştırdım. "Gamze, ben çok yorgunum acaba başka birinden istesen olur mu" "Arel bak sadece bu günlük sonra ne istersen yaparım yalvarırım."dedi sözümü yarıda keserek birden ellerimi kavradı
"Gamze gerçekten çok yorgunum "bana uzun uzun baktı sanırım bana şu yavru köpek bakışından atıyordu ve bu işe yarıyordu daha fazla dayanamadım "tamam"dedim. Bana heyecanla sarılıp tekrar tekrar teşekkürlerini sıraladı ve telaşlı bir şekilde yanımdan uzaklaştı. Bende arkasından şekeri elinden alınmış çocuk gibi kalmıştım şaşkın ve sersem biçimde kafamı iki yana salladım bu kızla ne zaman konuşsam sersemleşiyor ve buna artık 'gamze etkisi' diyordum aynı bisiklete binmek gibi bir süre sonra alışıyor insan Allah kocasına sabır versindi.
Günün ilerleyen saatlerinde butik kısmında gamzenin yerine ben duruyordum ve hem sıkılmış hemde uykum gelmişti genellikle günün bu zamanında orta yaşlı varlıklı hanımlar gelirdi. Bu kısım onlara hitap ederdi ve bugün günlerden cuma buda demek oluyor ki daimi müşterimiz olan handan hanımın gelmesine az kalmıştı arayıp beni özellikle sormuş kadın kendisine benim bakmamda ısrarcıydı.bugün de çalıştığım için gelecekti Ben olmadığım günler arayıp ona benim bakmam için rica ediyor bir nevi hayranım gibi birşey kadın düşüncelerimden sıyrılıp giriş kapısından bütün ihtişamıyla içeri giren handan hanımı gördüm ve bu sefer yanında ondan biraz daha büyük duran bir bayan vardı ama okadar bakımlıydı ki gerçekten hayran kalmamak elde değildi.hemen yanlarına adımladım handan hanım beni görünce hemen gülümsedi"Nasılsın arel'ciğim" sonra yanındaki kadına dönüp baktı "Sudeciğim bu butiğin en iyi çalışanlarından arel" sonra bana dönüp "Arelciğim buda şirket ortaklarımızın babaannesi ve benim çok saygılı duyduğum arkadaşım sude"adının sude olduğunu öğrendiğim kadın bana bakıp beğeniyle süzdü elini uzatıp.
"Memnun oldum kızım"elini sıkıp"Bede memnun oldum efendim"dedim ve ekledim "İsterseniz size yeni kıyafetler seçmenizde yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım buyrun efendim" dedim. önden ilerledim handan hanım hemen atladı.
"Olur tabi arelciğim"dedi sonra sude hanım'a dönerek "Ay sudeciğim bu kız giyimden çok iyi anlıyor görmen lazım kendide çok güzel bu kıza bayılıyorum eğer benimki amerika sevdasından vazgeçip buraya gelse birdakika beklemem tanıştırırım hemen şekerim baksana şuna ay nasıl da zarif..."ben kızarmış yanaklarla önden yürürken onlar arkamdan geliyorlardı. Derin bir nefes aldım yanaklarım hâlâ alev alevdi bu kadın beni resmen şımartıyordu ve sürekli oğluyla tanıştırmak istiyordu.
Allah tan oğlu burada değildi de rahhattım.
***
Handan hanımların ardından biraz oyalanıp çıkış saati geldiginde montumu ve çantamı alıp çıkışa ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI TESADÜF (Tesadüf'ün En Tatlısı)
Romansa"Siyah'ı sev."dedi içine derin bir nefes çekip ve ekledi. "Sen ne kadar beyazı seversen sev güneş batınca yine siyah'la kalacaksın." dedi. oturduğum yerde rahatsızca kımıldandım ve merak ederek sordum. " Peki senin en sevdiğin renk ne?"dedim muhte...