Geç geldi, ama uzun geldi.
Ama bir sonraki bölümün gecikmeyeceğine söz veremem. Sanırım finale kadar yazıp, sonra yayımlayacağım.
Ve ilan etmek istiyorum; James ve Lily ruh eşleri olduklarını bilmiyorlar.
Ve yılbaşını bekleyin. Bu yılbaşı, yepyeni bir şey gelecek sanırım. Benden değil - bizden. Çok güzel olacak sanırım. Crazy olacak. BEN SEVDİM YEYEYE.
☆
Lily's pov:
Hogsmeade gezilerinin en kötü yanı, Hogwarts'ta beceriksiz bir Öğrenciler Başkanı olmama rağmen, Profesör McGonagall'ın "İki tane beceriksizle başa çıkamayacağına göre" ikimizden birinin işinde "öğrenciler başkanına yakışmayacak şekilde sergilenmiş hareketler veya bir Gryffindor'a yakışmayacak şekilde hayata geçirilmiş olabilecek herhangi bir işini yapmama konusunda" ikimizin de cezasını Filch'e havale edeceğini söylemişti ve açıkcası geri kalan minik okul hayatımı Filch'in ellerinde mahvetmektense, Hogsmeade gezilerimi daha sıkıcı bir şekilde geçirmeyi göze alabilirdim.
Bu Hogsmeade ise özellikle kötü olacaktı çünkü James o neden bu kadar değerli olduğunu hala anlamadığım pelerin'i Aphrodite'a teslim etmeliydi. Plan, oldukça aptalcaydı, gerçekten de düşünebildiğim en az yaratıcı, en saçma düşüncemdi. Ama artık geçti, çünkü Aphrodite birkaç saat sonra bizi bekliyor olacaktı.
Ayağımı Hogsmeade karında sürüklerken kar botlarımın içine doluyordu. Yirmi santimetre kalınlığında kar vardı ve benim yere yatıp kardan melek düzeltmek yerine böyle üzgünce dolanmak niyetinde olduğumu gören arkadaşlarım önce dibimden ayrılmamak gibi bir isteğe kapıldılar.
Eida kolaydı. Yalnız dolanmak istediğimi söylediğim an toz olmuştu. Psyche için biraz uğraşmak zorunda kalmıştım. Eğer yan masada oturan Amber Millington'a yine Tırnaklı Kaltak diye seslenirse keyfimin yerine geleceğini söylediğim zaman hemen arkasını dönüp dediğimi yapmasıyla...
En son, Mary benim kolumdan tutup Üç Süpürge'den dışarı koşuyordu ve ben de onun ardından sürünüyordum.
Profesör McGonagall bundan hoşnut olmayacaktı.
Mary'den kurtulmak? James'in arkasından aylarca iksir etkisi altında sürünmek daha kolay olmuştu sanırım.
Mary sözden anlamıyordu. Git desen gitmiyordu, sus desen susmuyordu. Neşelenmeye ihtiyacım olduğunu düşünüyordu ve onu fikrinden döndürmek mümkün değildi.
Peki ondan nasıl mı kurtuldum?
Yapmadım. Daha doğrusu, ben yapmadım.
Zonko'nun Şaka Dükkanı'nın önüne yaklaştığımızı fark ettiğim an Mary'nin beni içeri girmeye zorlayacağını anlamıştım zaten. Ama yolumuzu değiştirmeye çalışmadım bile. Birinci sebebi, başaramayacağımdı, ikinci sebebiyse, Mary'nin ne yaparsa yapsın beni içeri sokamayacağıydı.
"İçeride kesin-"
"Aşk iksirleri vardır?" dedim Mary'ye dönerek, "O şeylerle aynı odada bile olmak istemiyorum."
Eğer bu fiziksel olarak mümkün olsaydı, Mary kızarırdı, "Onu kastetmek istememiştim... özür dile-"
"Özür dilemene gerek yok, Mars, sadece beni içeriye sokmaya çalışmaktan vazgeç." dedim gözlerimi devirirken.
"Mars mı?"
Yüzümü sol tarafa çevirdiğim Aidan Anderson'u görmeyi hiç mi hiç beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Should Be Hard | Jily • Çapulcular
FanfikceSaf sevgi büyü değil, sihirdir. Ezelden vardır ve insan tarafından değiştirilmemiştir. ~Hippolyta Evenuck ★ Alışıldıktan biraz farklı bir Jily. ★ Harry Potter Fandomu.