Paitahta minareler ardı ardına ezan okurken Züleyha koşup mavi atlas yorganın altındaki valide-i muazzama yı uyandırdı
Büyük Valide sultanım uyanın
Kösem sultan gözlerini açtığı anda dudakları belli belirsiz oynadı
Hiç uyumadımki içim içime sığmıyor bütün gece dört döndüm yatakta
Yüklükten yeşil kaftanını getir. nedimeleri çağır bizi giydirip süslesinler zira bu gün kutlu günümdür. Ali osmanın yeni padişahı büyük validesinin elini öpmeye gelir.
Züleyha koşup yüklüğün kanatlı kapılarını açıp içerisini kurcalamaya başlarken kösem derin düşüncelere yelken açmıştı.
"Hey gidi kösem. Bir zamanlar köle idin, şimdi ise dünyaya hükmeden Osmanlıya padişah seçersin
birden ikilemde kaldı. kalbi "yapma Mehmet senin torunun ona kıyamazsın" desede , aklı "yapmalısın kösem" diyordu. "eğerki iktidarda kalmak istiyorsan ona ve validesi Turhan'a kıymalısın". Hem ben böyle olsun istemedim. Ruhu bir anda mazide gezintiye başladı. O gün bir cariye görmüştü. Kömür karası saçları beline kadar iniyor, uzun siyah kaşları altında iki çift deniz mavisi göz bulunuyordu. kızın hizmetçiler arasında öyle bir duruşu fiziği endamı vardı ki diğer kızlardan hemen ayrılıyordu. Adı ne diye sorduğunda "nadya" demişti Züleyha. "makedonyadan gelir". "Âla usulü erkanı öğretin İbrahimime sunulsun. inşallah bize bir torun, ali Osmana taht veliahdı doğurur". Öylede olmuştu. Nadya halvete girdikten bir ay sonra gebe kalmıştı "tabi Safranbolu lu cinci efendinin emeği büyük" dedi içinden kösem. Kösem kızın ismini turhan olarak değiştirdikten sonra kızı evlâdı gibi sevmişti . kızda validenin gözüne girmek için her yolu denemişti. Valide oturduğunda sırtına minder koyar kahvesini kendi doldururdu hele bir "sultan anam" dediği vardı." İmansız dedi beni hemen kandırdı". Daha sonra Saliha dilaşup dedikleri bir cariye ise Süleymanı doğurmuştu. Ama o turhandan vazgeçmedi ibrahimin halini beğenmeyen asker kışlaları ve ulema sınıfı İbrahimî tahttan indirdiginde sürgün edildiği Sinan paşa köşkü Ogün kösemin gelini Turhan ve oğlu mehmedi ağarlamıştı. "Torunumuz mehmet tahta cülüs eyleyecek Turhan kızım" dediğinde kızın yüzü sararmış "ama validem odaha çok küçük" diye bilmişti. "Sakın korkmayasın senin ve torununun yanında
Ulu valide kösem vardır sen validelik için pişene kadar ve torunum Mehmet büyüyüp serpilene kadar bu ağır yükün altına biz yatacağız çaresiz" demişti kösem. Gelin Turhan konuşmak yerine validesinin elini öpüp alnına götürerek cevap vermişti. İlk günler her şey yolunda gitmişti taaki turhanın nedimelerinden biri huzura ayak basıncaya kadar. Sultanım demişti. Valide sultan hazretleri sizin için Sinan paşa köşkünü hazırlattı validemiz artık yaşlandı. İktidardan el etek çekmelidir demişti.
Bu lafları üzerine kösem sinirden köpürmüştü." Seni şeytan seni iblis nasılsa beni kandırdı şimdide sizin devriniz bitti sıra bende diyor". " Varın gidin sultanınıza deyin boynuz kulağı geçti. Toy gelinimizin aklı ermez bizim köklerimiz bu sarayın her yerine işledi. Kimse bizi evimizden alı koyamaz yapanlarında akıbeti bellidir."Lakin Turhan durmamıştı padişahtan ferman almaya kalktığını darüssaade ağası köseme fısıldayınca. Büyük valide yanlış yaptığını anladı ama düzeltebilirdi o akşam hemen sarayın bir köşesinde Siyavuş ile görüştü. "Anladın dimi paşa ikisi de sabahı göremeyecek şafakta şehzade Süleyman tahta cülus eyleyecek". Tedbir olarak ta yeniçeri ağalarına on kese altın ile saraya baskın emrini vermişti. Şimdi ise planları uygulama vakti idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI İKTİDAR ŞERBETİ 2 kösem sultan
Historical FictionNasya milos adasında bir papazın kızıdır. Siyah saçları, beyaz ve pirüşsüz yüzü, kahverengi gözleri vardır. Asi ve başına buyruk bir kız çocuğudur. O da her çocuk gibi yaramazlık yapıp koşup oynuyor ve yine her çocuk gibi hayal kuruyordur. Sürekli...