3.0

14.8K 542 323
                                    

Kapı birkaç defa hızlı hızlı çalındığında açmak için aşağıya indim ama daha merdivenlerdeyken babamın kapıyı açmaya gittiğini gördüm.

Derin bir nefes alıp oldukça trajikomik gelişecek olayları izlemek için orada durdum.

Büyük ihtimalle kapıyı benim açacağımı düşünen Justin kapının diğer tarafında duruyordu ama onu hiç beklemediği bir süpriz karşılayacaktı.

Şu an tek istediğim kapıyı açtığı anda babamın üzerine falan atlamamasıydı.

Eğer telefonuna bakma gereği duysaydı ona attığım mesajları, babamın eve erken geldiğini yazdığımı görürdü ve birazdan yaşayacağı şoku hiç yaşamamış olabilirdi.

Babam kapıyı açtığında Justin görüş açıma girdi ama neyse ki düşündüğümden daha sakin duruyordu.

Hatta baya sakin duruyordu. Eğer yüzündeki bir tek boynuzlu at görmüş gibi şok olmuş ifadeyi saymazsak.

"Justin," derken babamda onu gördüğüne şaşırmış gibiydi ama bu konuda karşısındakiyle yarışamayacağı kesindi. "Bu saatte okulda olman gerekmez miydi?"

Justin sanki babam bilmediği bir dil konuşuyormuş gibi yüzüne bakıyorken ben gülmemek için kendimi tutmak zorunda kaldım.

Scott'ın okula değilde yeni kız arkadaşıyla buluşmaya gittiğini biliyordum ama okulda Justin'i hiç görmemiştim.Bize taşındığından beri evden okula gitmek için çıkıyor olsa da çoğu zaman onu ne okulda görüyordum ne de okul çıkışında. Sanki başka bir yere gidiyor gibi.

"Son dersimim öğretmeni yoktu," diyerek büyük ihtimalle o an uydurduğu bir yalanı söyledi Justin. "Erken çıkmamıza izin verdiler."

"Öyle mi? Bu aralar öğretmenler öğrencilerden çok devamsızlık yapıyor. Margo'nun da öğretmeni yokmuş." Bunu söylerken Justin çoktan içeriye girmiş, kapıyı arkasından kapatmıştı. "Kendime yiyecek bir şeyler hazırlıyorum, sende ister misin?"

"Hayır teşekkürler," dedi Justin dalgın bir şekilde. "Yukarı çıkıp biraz uyuyacağım."

Babam onu onaylayan bir şeyler söyleyip tekrar mutfağa dönerken Justin merdivenlere yöneldi ve o sırada beni gördü.

"Sen telefonuna hiç bakmaz mısın?" dedim babamın duymadığından emin olduğum bir ses tonuyla. "Sana babamın erken geldiğini defalarca mesaj attım, aradım ama görmedin bile."

"Telefonumu arkadaşımın yanında unutmuşum," derken sesi sinirli gibiydi. İşlerin istediği şekilde gitmediği ortadaydı. 

"Eh, sana dumanla haber gönderemezdim." O yanımdan geçip abimle paylaştığı odaya yönelirken sadece arkasından bakabildim. 

Eğer her zaman eve en geç saatlerde gelen babam bugün işten erkenden dönmeye karar vermeseydi şu an yapabileceğimiz şeyleri düşünmek bile kafamı şiddetli bir şekilde duvara vurmak istememe neden oldu.

Aşağıdan gelen yüksek televizyon sesini duyduğumda merdivenlerden indim ve babamın kendine bir sandviç hazırlamış şekilde oturma odasında spor programlarını izlemeye başladığını gördüm.

Bu dünyada beni hipnoz eden şey Justin ise babamınki ise spor programlarıydı. 

Bir deli cesaretiyle tekrar merdivenlerden yukarı çıktım. Abimin odasının kapısının kolunu çevirip açarken ufak bir tereddütte kalsam da kendimi yüreklendirip kapıyı açtım. 

İçeriye girdiğimde şanslı bir anıma denk gelmiş olmalıyım çünkü Justin getirdiği bavulu açmış, üzerindeki tişörtü çıkarmış bir şekilde giyecek yeni bir şey arayarak içine bakıyordu.

hauntingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin