Bölüm 2 - BELA

397 39 11
                                    

Bölüm 2

"Sür!"

Sürücü koltuğunda oturan çocuğun telaşla bakışlarını üzerimde hissedince bağırmaya devam ettim.

"Sana.Sür.Dedim!" 

Elindeki telefonu bırakırken alaycı bir tavırla gülümsedi.

"Soyguncu olmak için cinsiyetin uygun değil."

Telaşla arkama baktığımda mavi arabanın iyice yaklaştığını görünce hızla el frenini indirdim.

"Delirdin mi sen?" Sesi telaşlıydı.

"Yalvarırım sür!"

Çocuk kafasını benim baktığım yöne çevirince mavi arabayı fark etti. Hızla önüne döndü, anahtarı çevirip gaza bastı. Ben derin derin nefes alırken araba hızlanmaya başladı. Arkaya baktığımda mavi araba geride kalmış olsa da bizi yakalaması an meselesiydi. 

"Başıma nasıl bir bela açtın bilmiyorum ama bunu sana ödeteceğim."

Çocuk gaza daha fazla basarken mavi arabanın daha fazla yaklaştığını fark ettim. 

"Daha hızlı gitmiyor mu bu?"

"Ehliyetimi 1 ay önce aldığımı varsayarsak en hızlı böyle gidebiliyorum."

Hemen kafamda kısa bir işlem yapıp çocuğun en fazla 20 yaşında olabileceğini düşündüm.

"Kaç yaşındasın?"

"Sence şu anda tek derdimiz benim yaşım mı?"

Bir an gerçekten babamın adamlarının bizi kovaladığını unutmuştum. Arkama baktığımda iyice yaklaştıklarını gördüm.

"Şu gaza basarsan hızlanır. Bu bilimsel bir gerçek."

"Bence sen susarsan daha fazla hızlanır."

Gözlerimi arabanın ön aynasına çevirdiğimde bir rüya kapanının asılı olduğunu gördüm. Falcının dedikleri geldi bir anda aklıma... Hayır, saçmalıyordum. Zaten şu an bunun saçma olup olmadığını düşünecek vaktim de yoktu.

Çocuk gaza daha sert basarken mavi arabanın bizi geçtiğini gördüm.

"Bizi takip eden adamlar bizi geçti. Tam bir utanç kaynağısın."

"Onu arabama atlamadan önce düşünecektin."

"Peki ama neden bizi geçtiler?"

Mavi arabanın U çizip önümüzü kesmesi ve çocuğun son hızla frene basması en fazla 2 saniye sürdü. Amaçlarının önümüzü kesmek olduğunu ikimiz de yeni fark etmiştik. Ben hızlı hızlı nefes alırken adamlar arabadan teker teker inip silahlarını pantolonlarının kenarlarından teker teker çıkardılar. Boş bir arazide olduğumuz için etrafta bize yardım edebilecek kimse yoktu.

"Hadi, in." Çocuk bana bakarken bir yandan da kapıyı gösterdi.

"Nasıl ya? Beni nasıl böyle ölüme terk edersin?"

"Seninle 5 dakika önce tanıştım. Sence başımı senin için belaya sokar mıyım?"

"Sen Selim Kılıçer'in kim olduğunu bilmiyorsun. Sırf benim kaçmama yardım ettiğin için seni de öldürürler!"

Bembeyaz teniyle tamamen uyumlu olan, içinde yeşilin en güzel tonunu bulunduran mavi gözleri Selim Kılıçer'in ismini duyunca karanlığa teslim oldu.

Çözdüğü emniyet kemerini yavaşça bağlarken teninin buz kesildiğini fark ettim. Titreyen ellerine bakarken onun gözlerindeki korkuyu hissedebiliyordum. Ayağını frenden yavaşça çekerken bir anda gaza bastı. Araba aniden hızlanınca öne doğru sarsıldım. Çocuk titreyen elleriyle direksiyonu tutup sıkıca gözlerini kapattı. 

KALSEDONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin