Zııııırrrr zııııırrrr. Elimi komidinin üzerine atıp saati bulmak için yokladım. Gözümü aralayıp pencereye baktım. Gün ağarmamış diyebilirim. Yorganı başıma çektim gözlerimi kapattım ve üzerime bir şeyin düşmesi ile gözlerimi yuvasından fırlayacakmışcasına geri açtım. Nefes alamıyordum. Yorganın altında olan kafamı dışarı çıkarttım ve Güneş ile burun buruna geldim. "Heeyy üstümden kalk nefes alamıyorum. Ayrıca şu kafanıda çeker misin ilk öpücüğümü sana vermek istemem." diyip güldüm. Güneşin efsanevi kahkahası bütün oda da yankılandı.
"Doğru ilk öpücüğünü hayatını kurtaran ııı neydi adı neydi neydi heh Arascığına vermek istersin dimi?" diyip tekrar kahkaha attı. Gözlerimi devirdim ve tüm gücümle Güneşi üstümden ittim. İçeriden Buket'in sesi duyuldu.
"Uğraşma şu kızla Güneş. Bi harekete geç ve üstünü giyin ilk günden okula geç kalmak istemeyiz. En azından ben istemem."
İstanbul'a taşınalı 2 hafta olmuştu. Bugün okula başlayacaktık. Patronlarımız ile işe okul saattlerine göre geleceğimizi konuşmuştuk. Buket'in patronu biraz sorun çıkartsada onu ikna etmeyi başarmıştık.
Kızlar Aras ile tanışmıştı. Malum gecenin kahramanı Aras beni o manyaklardan kurtarmış ve eve getirmişti. Yol boyunca tek bir kelime dahi etmemiş hatta yüzüme bile bakmamıştı. Sevgilisi olduğunu düşünmeye başladım. En kısa sürede ondan hoşlanmayı bırakmalıydım."Bu okulun forması neden yok?" bu soruyu sorma gereğinde bulundum çünkü her sabah kıyafet seçmekle uğraşamazdım. Kimse beni takmadı ve çaresizce dolabımdan siyah yırtık bi kot, beyaz tişört ve siyah deri ceket çıkarttım. Duş aldım. Hazırladığım kıyafetlerimi giyindim saçımı topladım ve artık hazırdım. Salona geçip telefonumla uğraşmaya başladım. İçeriye ilk gelen Güneş oldu. Suratıma aval aval baktıktan sonra kolumdan tuttu ve beni odasına götürdü. Şifonyerinin önüne çektiği sandalyeye beni oturttu ve makyaj malzemelerini çıkarttı.
"Güneş okula gidiyoruz istemiyorum makyaj felan."
"Seni bu tiple asla götürmem okula."
"Ne var tipimde gayet iyi gözüküyorum sadece biraz uykusuzum o kadar."
"Ayy sen çok biliyosun. Sus ve işime karışma külkedisi. Okey?"
"İlk ve son izin verişim."
Ellerini çarptı ve bana sarıldı. Yüzünde yayılan kocaman gülümsemesiyle makyaj yapmaya başladı. Saçlarımı düzleştirdi ve sımsıkı bir atkuyruğu yaptı. Evet kabul ediyorum daha iyi gözüküyordum. Buket yanımıza gelip,
"Arabayla mı gideceğiz yürüyerek mi?" diye sorudu. Güzel soruydu.
"Okul biraz uzak ama bilemiyorum. Ya arabaya bir şey yaparlarsa?" dedim.
"Şöyle yapalım" diye söze başladı Güneş. "Bugün arabayla gidelim çünkü okul uzak. Eğer gün içerisinde arabanın başına herhangi bir şey gelirse bir kez daha götürmeyiz ve masrafları benden olur." yüzümüze baktı biz daha bir şey diyemeden "Anlaştığımızı varsayıyorum ve çıkıyoruz." dedi. Arabanın anahtarlarını aldım ve aşağıya indik. Kapının önünde duran üç motora yaşlanmış sohbet eden birileri vardı. Selim, Oğuz ve Aras. Kapının önünde öylece kalakaldık. Oğuz sessizliği bozup "Günaydııınn. Bugün okula giderken size eşlik etmek için buradayız. Bu arada Ada geçmiş olsun."
"Al işte hepiniz mi duydunuz? Umarım Murat Bey de duymamıştır." dedim sert bi şekilde. Aras bana boş boş baktıktan sonra motora bindi. Selim "yani şey evet öğrendi ama senin iyiliğin için söyledik tamamiyle. Ve okula geç kalıyoruz haydin binin arkamıza."
"Gerek yok biz arabayla gideriz. Ayrıca benim iyiliğimi düşünmenizede gerek yok." kızlarla birlikte arabaya bindik ve okula doğru gitmeye başladık.
Arabayı park ettikten sonra Selim ve tayfası yanımıza geldi. Ilk konuşan her zaman ki gibi Oğuz oldu.
"Heyecanlı mısınız bakalım?" Bu soruya Buket cevap verdi. "Ben heyecanlıyım ama kızlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." Etrafa bakındım ve bir çok kişinin araba veya motorla geldiğini görünce -arabamın başına bir şey gelmeyeceğini düşünerek- rahatladım. Okula doğru yürüdük. Giriş kapısına asılan kağıtlarda kimin hangi sınıfta olduğu yazıyordu.
"Yuh. Hepimiz aynı sınıfta mıyız?" dedim. Selim gülümseyerek cevap verdi.
"Biz ayarlamış olabiliriz." Güneş sinirli bir şekilde
"Bi sorsaydınız keşke biz sizinle aynı sınıfta olmak istiyor muyuz diye." çıkıştı. Selim gözlerini devirdikten sonra erkekler önde biz arkalarında sınıfa doğru yürümeye başladık.
İçeri girdiğimizde herkes dönüp bize tuhaf tuhaf baktı. Bakmaları anormaldi çünkü bütün kızlar gelinin kız kardeşi gibi gözüküyordu. Kendimi kötü hissetmiştim. Cam kenarında en arka sıraya oturdum. Yanıma Aras geldi ve "orası benim yerim" dedi donuk bir sesle.
"Üzgünüm ilk ben oturdum" diyip gülümsedim.
"Pekala o zaman benimle oturmak zorundasın" diyip yanıma oturdu. Önüme Güneş ve Buket onların önüne de Oğuz ve Selim oturdu. İlk dersin matematik olduğunu öğrendiğimde kafayı koyup uyumaya karar verdim. Buket Oğuz ve Selim sohbet ederken Güneş durmadan offf sesi çıkartıyordu. Hoca sınıfa girince kimse ayağa kalkmadı. Hocada tek kelime etmeden direk derse başladı. Yüzüm Aras'a dönük bir şekilde kafamı sıraya koydum. Aras da bana dönük bir şekilde kafasını sıraya koydu. Al işte ben nasıl uyuyacaktım. Kafamı çevirmeyi düşündüm ama o çoktan uyumuştu. Onu inceleme başladım. Bir süre sonra bende uyudum.
Buket'in beni uyandırma çabaları başarıyla sonuçlandı. Gözümü açtığımda Aras yoktu.
"Güneş tuvalete gitti. Beylerde bizi kantinde bekliyo. Sonunda uyandın."
"Ben sınıfta kalmayı tercih ediyorum. Siz gidin"
"Ya olmaz öyle. Anca beraber kanca beraber kuzum hadi hadi kalk noluuurrr." diye yalvardı. Ayağa kalkıp gerneştim. Kıyafetlerimi düzelttim ve kantine gittik. Güneş bizden önce inmişti. Selimlerin yanlarına gittik ve oturduk.
"Ne yersiniz?" diye sordu Selim.
"Ben bir şey istemiyorum. Teşekkürler" dedim.
"Ne demek ben bir şey istemiyorum. Olmaz öyle." diyip gitti. Geri döndüğünde elindeki tepsinin içinde 9 tane tost -erkeklere ikişer tane aldığını düşündüm- 6 tane içecek vardı.
"Teşekkür ederiz." dedim.Bütün bir gün sıkıcı derslerle geçti. Çıkışta kızlarla arabaya doğru ilerlerken Selimler geldi.
"Nereye gidiyosunuz?" diye sordu Selim.
"Ben kafeye kızlarda işlerine gidecek." diye cevap verdim.
"Kızlar siz kaçta çıkıyorsunuz?" diye sordu Oğuz.
"Ben sekizde çıkıyorum çünkü mağaza kapanmış oluyor. Bukette dokuzda çıkıyor." dedi Güneş.
"Ada sen kaçta çıkacaksın?"
"Murat amcayla konuşmuştuk. Dokuz gibi çıkabileceğimi söylemişti." dedim.
"O zaman şöyle yapalım" diye söze başladı Oğuz. "Dokuz buçukta biz sizi evden alalım. Nasıl fikir?" kızlarla birbirimize baktık.
"Nereye gideceğiz?" diye sordum.
"Nereye isterseniz."diyip güldü Selim.
"Teşekkürler ama biz gelmeyelim zaten geç çıkacağız işten okulda vardı. Yorgun oluruz. Size iyi eğlenceler." dedim.
"Aaa oldu mu şimdi bu? İtiraz kabul etmiyoruz dokuz buçukta apartmanın önünde olacağız." diye ısrar etti Oğuz.
"Söz vermiyoruz. Kızlarla konuşur yorgunluk durumumuza göre haber veririz size." dedi Buket.Kızları işe bıraktıktan sonra bende işe gittim. Kafe çok kalabalıktı.
Sekiz buçuk gibi bi mesaj geldi. Varlığından bir haber olduğum kızlarla olan whatsapp grubumuzdandı.Güneş: Ben eve geçtim. Bir karar verelim ona göre hazırlanayım.
Ben: hiç gidesim yok desem...
Güneş: benimde hiç gidesim yok. O Selim malının yüzünü görmek istemiyorum.
Ben: yav bırak çocuktan bariz bir şekilde hoşlanıyosun :)
Güneş: o hanzodan hoşlandığım yok kuzum :)
Buket: davete icabet etmek gerek tabikide GİDİYORUZ.
Güneş: PUAHSHHAHAHSH. İçimizde birinden hoşlanan varsa o Buket.
Ben: Bak bu çok doğru hsjajahshhahs.
Buket: öyle bir şey yok uğraşmayın benimle..😒
Ben: Tamam tamam ağlama kcmskdkbdhs. Ben Selime haber veriyorum gideceğimizi.
Buket: gerek yok kanka ben söyledim Oğuza.
Güneş:.Sen onun numarasını hangi ara aldın? Kizdaki hıza bak bee cndnjdje.
Birşey yazmadan işe tekrar döndüm.
Dokuzu biraz geçe çıktım ve eve gittim. Kapıda Buket ile karşılaştık. "Demek Oğuz'un numarasını aldın." diyip kahkaha attım.
"Ya ben almadım. Kendisi verdi."
"Ne diyim karşim hayırlı olsun." diyip güldüm.
"Çok pisliksin.." diyip asansöre bindi Buket. Bende peşinden bindim ve eve kadar hiç konuşmadık. Kapıyı tıklattım. Güneş kapıyı açtı ve kurduğum ilk cümle "gerçekten gitmeyi istemiyorum. Arayıp gelmeyeceğimizi mi söylesek acaba?" oldu. Tanıdık bi erkek sesi duydum.
"Madem siz gitmeyi istemiyosunuz o zaman biz geliriz." arkamı döndüğüm de salonun kapısına yaşlanmış olan Aras'ı gördüm.Kanka geçmiş olsun. Teşekkürler iç sesim....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Ve Son
Teen FictionBir hafta sonra 18 yaşıma basacaktım Aylardır üzerine titrediğim planımı nihayet devreye sokabilecektim. Tabi ki yanlız değil. Biricik kuzenlerim Güneş ve Buket ile. Yeni bir ev, yeni arkadaşlar, yeni bir okul, hatta bir iş. Her şey gerçek anlamda m...