İLK BAKIŞ

BÖLÜM 6: "KORKU"

Beynim işlevini kaybetmiş , vücudum hareket etmiyordu. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Onunla dip dibeydim ve yarı çıplak!? Bu aklıma geldiğinde kızardım. Oda bunu fark etmiş olmalı ki bir adım geri gidip vücudumu süzdü. Sıcaklığın her tarafımı sardığını hissettim kalbim kulaklarımda atıyordu. 

İçim titriyordu bunu belli etmemek için kendimi sıkıyordum. 

Gözleri gözlerimi bulduğunda samimi olmayan , kendini beğenmiş , gördüklerinden tatmin olmuş ve alaylı bir gülüş yerleştirdi o mükemmel dudaklarına. O an o dudakları öpmek istedim. Bunu düşündüğüme inanamayıp hemen yatağın üzerinde duran kıyafetlerimi almak için uzandım. Fakat daha bunu yapamadan büyük bir el ağzımı kapatıp beni duvarla arasına aldı. Gözleri gözlerimi bulduğunda bu sefer ölümcül derecede soğuk bakıyordu. 

Gözlerimi kırpıştırdım. Bu bir rüya mıydı? ah hayır bir kabus. Gözlerimi kapatıp tekrardan açtım ama hala karşımdaydı ve rüya olamayacak kadar canlıydı. Ya kusursuz bir rüya görüyorum ya da şu anı yaşıyordum.

"Dur tahmin edeyim rüya gördüğünü düşünüyorsun. Ama bana bak Arya sence rüya olacak kadar cansız mıyım?" 

İsmimi söylemişti. Ah. İsmimi ondan duymak heyecanıma heyecan katmıştı. Bu bile beni tahrik ederken o koca elleri belimde iken  nasıl rahat edebilirdim ki?

Ayrıca , ben bakireydim ve çok çabuk tahrik oluyordum. İlk defa bir erkekle bu kadar yakın olmak göz önünde de bulundurulursa sürtükleşmem normaldi. ya da değildi çünkü benim bildiğim Arya erkeklere yüz vermez , onlardan uzak durmaya bakar ve kimseyle öpüşmemeye ya da seks yapmamaya kararlıdır. Ama bu çocuk bana böyle baktıkça ve bana bu şekilde dokunup yakın durdukça onu öpmek üzerindekileri parçalamak istiyorum.

İçimdeki sürtük Arya'yı susturmalı kendim olmalıydım. 

Ellerini ittirmeye çalıştım ama sadece çalıştım. Çünkü o büyük elleri benim gücümün yanında binlerce kat daha fazlaydı ve bunu yerinden bile kıpırdamayarak kanıtlamıştı. 

"Sen! Ne arıyorsun burada?" dedim kısık çıkan sesimle. Çok yakındık Tanrım! cidden çok yakındık. 

O mükemmel sesi ile küçük bir kahkaha attı. 

Dolgun dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. "Beni güldürüyorsun , küçük Arya." 

Duvara daha çok sindim. Burası mı çok sıcaktı yoksa ben mi yanıyordum? 

"N- ne istiyorsun?" bu sefer yüzü ciddileşti ve gözleri siyahtan daha da siyah oldu. Belimdeki eli sertleşti. 

"Bugün gece 12'de o gittiğin bara geleceksin. İlk iş günün. Artık benimlesin. Mazeret istemiyorum. Küçük bir hatanda seni öldürürüm. Dediklerimi yapacak , ikiletmeyeceksin! Her şeyini biliyorum. Bana oyun oynamaya kalkma en büyük hatan bu olur ve ben hiç acımam sana en büyük işkenceleri yaparım. İnan bana yaparım senin için özel bir liste hazırlar sana uygularım. Seni dövmekten , canını yakmaktan zevk alırım. O küçük burnunu kırmaktan büyük pörtlek lanet olası mavi gözlerini çıkarmaktan zevk alırım! Anladın mı?" diye bağırdığında duvara daha da sindim.

Gözlerim yanmaya başlamıştı bile. Lanet olası gözlerini.. lanet olası gözlerini.. lanet olası gözlerini..

sesi beynimin içinde yankılanıyordu.  Evi bile bulmuştu , polise giderken beni yakalamıştı. "B-benden ne i-stiyorsun?" dedim ağlamaklı sesimle. Ağlamıyordum ama dokunsalar ağlayacaktım.