BÖLÜM 8: "YALANLAR"

2.1K 89 1
                                    

NOT: BU BÖLÜMÜ ANONİM YAZAR YAZAMIŞTIR! MULTIMEDIA DA MERİÇ ÖZAN VAR! BÖLÜM ŞARKISI BEYONCE-XO 

Sevgi ve Gökhan gittikten sonra kendime kahve yapıp kulaklığımı taktım. Beyoncé'den xo şarkısını açıp dinlemeye başladım. 

Tekrardan geleceklerdi. Reşit olmadığım için babamla falan konuşacaklardı. Bunu istememiştim ama yine de yapacaklardı. Babam karşı gelecekti ama ben ne istediğimi biliyordum. Ki şu saatten sonra babamın sözlerini de umursadığım söylenemezdi. 

Sadece ona babam diye saygısızlık etmiyordum. Beni yeterince hayal kırıklığına uğratmıştı zaten. O sadece benim biyolojik babamdı. Onu çok sevdiğim halde onun bana yaptıklarını hiçbir zaman unutamayacağım da çok büyük bir gerçekti. 

Bu işi yapmalıydım. Dünyaya ne için geldiğimi bilmediğim bir kez olsun işe yaramılıydım. Meriç'e yakın olmak istiyordum zaten bunu kabullenmiştim. Kabul etmediğim şey neden ona bu kadar yakın olmak istemem? 

Kahvemden bir yudum daha aldım. İçerisi sıcacıktı ama benim içim titriyordu. Teklifi kabul etmiştim. Şimdi onun yaptıklarını öğrenmek vardı. Tabii bu iş için ben doğru kişi değildim ama açıkça bana iş vermekten bahsetmişti. Bu işin ne olduğunu bilmiyordum ama öğrenemyeceğim anlamına da gelmiyordu.

Korkmuyor değildim ama yine de bu konuda cesur davranmam gerektiğini biliyorum. 

Telefonum çalmaya başladığında arayana baktım ama tanımadığım numaradandı. 

"Alo?"

"Arya" Annemdi. Ah sesini duymayı nasılda özlemişim. "Anne kaç gündür bir telefon alamadın mı? Allah aşkına" 

"Ah hiç sorma. Ne yapıyorsun bakalım? hayat nasıl orada?" Onun burada olmasını her şeyden çok istiyordum. Ona sarılmayı.. 

"İyi işte değişen bir şey yok."

"Hava soğuk mu? kesin soğuktur üşümeyeceğin şeyler giy." dedi annem. Gözlerimi devirdim "Sanki demesen giymeyeceğim" diye mırıldandım. 

Annem "Seni özledim. Babanla nasıl gidiyor?" 

Dudaklarımı büzdüm. "İyi. Bende seni özledim. Ne zaman geleceksin?"

"Ah bilmiyorum tatlım. İşler çok yoğun. Dayın burada bir şirkette sekreterlik yapmam için bana yardımcı oldu biliyorsun zaten. Sanırım gelecek kışa kadar görüşemeyeceğiz" 

Kahveyi masaya koyup üzerimdeki battaneyiyi attım. Ayağa kalkarak "NE?" diye bağırdım "Bana yanlış duyduğumu söyle."

"Tatlı---"

"Hayır anne! Sen bana sadece 1-2 aylığına gideceğini söylemiştin! Yazın beraber Ankara'da olacaktık! Sen , sen beni kandırdın mı?"

Gözlerim dolmaya başlamıştı. "Hayatım bende yeni öğrendim. Biliyorsun paramızın olması için çalışmam gerekiyor." 

"Hayır anne. Buraya gel. Bir yolunu buluruz lütfen.."

Annem bir süre konuşmadı. Dudaklarımı yaladım "Evet buraya gelmelisin beraber çalışırız."

"Arya.. Kızım lütfen bunu daha sonra konuşalım. Kapatmam gerek. Seni çok seviyorum."

"Hayır anne!"

"İşleri zorlaştırma kapatıyorum" deyip kapattı.

Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Burnumu çekerek pencereden dışarıya baktım. Annem de beni bırakmıştı. Onun kokusunu özlüyordum ama onun yaptığı. İşleri zorlaştıran benmişim. Asıl sizsiniz. Her zaman yalan söyleyip durdular. Artık yalanlarla yaşamk istemiyordum. 

Anneme olan öfkemi bir kenera bırakıp telefonuma gelen meseja baktım. Tanımadığım numarandı. 

SENİ ALMAYA GELECEĞİM. -MERİÇ

Çok iyi bir zamanlama Meriç bey! bende sana nasıl ulaşabilceğimi düşünmeye başlamıştım. 

Anında cevap verdim. 

TAMAM 

Bir kaç dakika öyle bekledim ama mesaj atan olmadı. Bende annemin yeni numarasını kaydettim. 

Sonra ona mesaj attım. "Senin bu yaptığın varya.. beni öyle üzdü ki. Herkesten beklerdim senden beklemezdim anne! beni babamın yanına bu yüzden mi postaladın? senden nefret etmem gerekiyor ama ben etmiyorum.İyi bir çocuk falan olmayacağım. İnan bana bundan sonra hiç iyi bir kız çocuğu olmayacağım. Hani her zaman senin sevimli , küçük iyi kızındım ya.. Artık yalanlarınız yüzünden olmayacağım. Yine de seni seviyorum!'

Mesajı gönderdikten sonra Meriç'in mesajını gördüm. 

20 DAKİKAYA ORADAYIM.

Sonra bir şey yazmadım. Pencerenin önünde çekilip odama gittim. Dar kotumu , mavi salaş kazağımı üzerime geçirdim. Bunu bana annem doğum günümde almıştı. Maviydi ama koyu maviydi. Gözlerimin rengine benziyordu. 

Hırkamı da yanıma alıp koltuğa attım. Bir şeyler atıştırdım. Tam 5 dakika kendime tost yaptım. Ardından 5 dakika da yiyip bulaşıkları yıkadım.

Dişlerimi fırçalayıp en sevdiğim parfümümü sıktım. 

Aradan 15 dakika falan geçmişti. Dışarıya baktım gelen giden yoktu. 

Aradan bir 5 dakika daha geçti! Sonra pencereye çıktım. Tam 20 dakika sonra evin önüne bir araba durdu. 

Evin önüne duran arabaya baktım. Bu Meriç'in audi r8 ydi. Bana attığı mesajla ona gelmesini söylemiştim. Üzerime hırkamı alarak dışarıya çıktım. Evin anahtarını ve telefonumu hırkamın cebine sıkıştırdım. 

Onunla çalışmak istediğimi söyleyecektim. Arabaya bindim. Kısa bir bakışmadan sonra "Sana bir şey söylemem gerek." 

Gözlerinde bir anlığına merak duygusunu görür gibi oldum ama hemen kayboldu yerini ifadesizliğe bıraktı. Gözlerimi devirmemek için çok zor tuttum kendimi. "Söyle" dedi tek kelime. Çocuğun duruşunda bile katil tipi vardı. Şimdi o duyduklarımdan sonra onun yanında hiç rahat hissetmiyordum. 

Üst dudağımı yaladım. Havanın buz gibi olmasına rağmen arabanın içi sımsıcaktı hem bu yüzden hem de heyecandan da avuç içlerim terlemiş , saçlarım birbirine yapımş rahatsız edici bir şekilde dikenüstünde oturuyor oluşum bir yana çok daha büyük sıkıntılarım vardı.

En sonunda titreyen sesimle "Ş-şey ben seninle çalışmak istiyorum." 

İLK BAKIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin