dimitri kolumu tutup çekiştirirken ben hala kahkaha atıyordum hayatımda ilk defa bu kadar çok gülmüştüm tabiii hayat bunu fırsat bilip hemen çermesini taktı telefonum deli gibi çalmaya başladı önce bakmayı hiç istemedim ama yabancı numara olunca biraz durup açtım evet lissa kaza yapmıştı bunu duyar duymaz hızlıca duraksadım dimitri durduğumu gördüğünde oda benimle beraber durdu ve yüzüme ne oldu dermiş gibi baktı telefonu hızlıca kapatıp korkmuş bir ifade ile "lissa kaza yapmış " Dimitri aslında daha çok sanki Lissanın kaza yapmış olmasına değilde yine planlarımızın suya düştüğüne üzülmüştü hızlıca hastahaneye geldiğimizde lissa öylece yatıyordu lissayı öylece görünce ağlamaya başladım ellerim titriyordu ona bir şey olmasından öyle korkuyordum ki o benim hiç olmamış ailemdi.
lissa tam 2 gün boyunca hiç uyanmadan baygın yattı kaza sırasında kafası direksiyona sıkışmış bu yüzden beyin hatları ve kafa tası zarar görmüştü en azından tuhaf görünümlü doktor öyle söylemişti genelde halter turnuvaları için salık raporu alalım diye hocalar bizi buraya getirirlerdi ve daha önce bu doktoru hiç görmediğime yemin ede bilirdim dimitri eline aldı bir kaç gofret ve çay la yanıma geldi ve yüzüme bakarak dolu gözleriyle bana uzatı neee dimitri ben ağlıyorum diye ağlamışmıydı gözleri kıp kırmızı olmuş ve kan toplamıştı turnuvalara genelde gece yarısı hazırlandığımız için uykusuzluğa alışıktık kafasını bana doğru eğerek "rosse lütfen artık bir şeyler ye lütfen " kafamı sallayarak hayır dedim doktor lissanın odasından çıktığında hızla onun yanına giderek o nasıl iyi olucakmı doktor yüzüme bakarak hayati tehlikesi çok yüksek neee lissa ölücekmiydi yani doktor bunu söyleyip gitmişti ben tam arkamı dönüp doktor diyecekken doktorun ensesinde de aynı izden vardı hani şu lissa da gördüğüm. öylece kalmıştım ortada bir şeyler dönüyordu doktor giderken dimitriye gizemli gizemli bakıp kafasını salladı bunu yaparken dimitriden gözlerini hiç ayırmamıştı dimitride ona bakarak aynı şeyi yaptı bu da neydi şimdi dimitri yanıma geldiğinde gözlerimi ondan çekip ona birşey olursa ben ölürüm dedim sırtımdan tutarak korkma rosse her ne olursa olsun ben burdayım.
kafamı omzuna yaslayıp bir süre öyle durduk. kafamı hemen yan tarafımdaki cama yasladığımda yansımamı gördüm ama camda nedense dimitrinin kolu görünmüyordu iyice emin olmak için dimitriyi cama yaklaştırdım elimde olan telefonumu cam kenarına atıp "offf telefonum düştü " dedim "tamam dur ben aliyim " deyip gülmsedi eğildiğinde gerçektende camda yansıması yoktu iyice korkmaya başlamıştım. tam o sırada doktor bizi yanına çağırdı lissanın yatığı odanın kapısının önünde duruyorduk doktor tam durumla ilgili bilgi vericekken içeriden hızla bir hemşire çıkıp doktor hastaya bir şeyler oluyor dedi yüzünden korktuğu belliydi doktor hızla içeriye girdiğinde bizde girmeye çalıştık gözlerimden akan deli gibi yaşı silmeye uğraşmamıştım bile doktor bağıra çağıra lissayı kurtarmaya çalışıyordu.
kapıların hepsini örtmüşlerdi içeride olan biten hiç bir şey görünmüyordu.ben deli gibi ağlamaya devam ederken dimitri beni sakinleştirmeye çalışıyordu bir an etraf öylesine sesiz oldu ki doktor dışarı
( lissa nasıl ölüyor bu kız vampir deyilmi ) diyenlere bir dahaki bölümde nerdeyse çoğu gerçek ortaya çıkacak okumanızı tavsiye ederim iyi okumalar :* :D )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ BANA BIRAK
Terroro gün evde yanlızdım ev ilk defa bu kadar sesiz ve soğuk tu genelde bizimkiler beni evde yanlız bırakmazlardı tabi bu kafaları estiğinden değildi kısacası ben bir ruh hastasıyım yani en azından en son gittiğim pisikilok öyle söylemişti ben bir lise...