~~Ertesi sabah~~
-Sehun-
'Sehun-ah gelip kahvaltını etmelisin.' Bay Oh baskıcı bir sesle konuşmuştu ama Sehun'un kulak asmaya pek niyeti olduğu söylenemezdi.Hızla geçerken masanın boş yarısını fark etti, o yoktu.'Minah burada değil, o yzüden gelde ye şu yemeğini.'Sehun tereddütle masaya gelip oturdu.Neden bunu yaptığını bilmiyordu ama sadece itaat edip denileni yapmıştı.Herkes göz ucuyla ona bakıyordu, bu onu rahatsız etse de yavaşça yemeğine devam etti. Aslında masanın böylesine kalabalık olması bir bakıma hoşuna gitmişti, uzun zamandır bu kadar çok insanı çevresinde görmemişti.Elinde olmadan hafif bir tebessüm yerleşti yüzüne.Yavaşça boş sandalyeye baktı. Peki ya o neredeydi?
'Çantan neden bu kadar ağır senin?'Sehun, Hana'nın sesini duyarak kafasını kaldırdı.'Ah ders kitapları ve birkaç ıvır zıvır bilirsin işte önemli değil, hem bana ağır gelmiyor alışığım.' Minah yüzünde kocaman bir gülümsemeyle çantayı kadının elinden aldı.Herkes dikkatini kayıp olana vermişti. Kız başıyla herkesi selamlayıp günaydın dedi, gözleri Sehun'a geldiğindeyse kafasını yana çevirdi.'Minah, neden burada yemedin?'Bay Oh sevecen bir ifadeyle Minah'a bakıyordu. Sehun'un içi burkulmuştu babasının yüzünde yıllardır bu ifadeyi görmemişti, şimdiyse daha 2 gündür tanıdığı bir kıza sevgi dolu bakıyordu. Bu sadece Sehun'un ondan biraz daha nefret etmesine sebep oldu. 'Hana ile yemenin daha iyi olacağını düşündüm. Böylece herkesin keyfi yerinde olacak.'Son sözlerini bastırarak söyşemişti.Bu Sehun'u güldürdü, kız ona dönüp bakma tenezülünde bile bulunmuyordu.Sehun masadan kalkıp gitmeye hazırlanırken'Sehun-ah, artık sende her liseli gibi olmalısın.' Sehun babasına anlamaz gözlerle bakıyordu, ne demek istemişti? 'Arabana el koyuyorum, artık sende arkadaşlarınla beraber otobüsle gelip gideceksin.' Sehun az kalsın elindeki bardağı düşürüyordu. 'Daha neler! Baba saçmalama.' Bay Oh arkasına bile bakmadan masadan kalkıp odasına çıktı.Sehun sinirden titriyordu, otobüs mü? Onlarla mı? Herkes dönmüş ona bakıyordu, Sehun bir an Minah'ın yüzünde bir gülümseme olduğuna yemin edebilirdi. Anlaşılan bu savaşta Sehun başka bir cephe daha kaybetmişti.
Pekala bunca yıl otobüse hiç binmemiş biri olarak buna alışmak zordu. Herkes oturuyor onlarsa ayaktaydı, hatta o kadar kalabalıktı ki nefes alacak havayı zor buluyordu. İnsanlar sürekli ittiriyordu, içeride berbat bir koku vardı. Sehun bir an kusacağını düşüyse de artık alışmıştı kokuya. Babasına kızıyordu, onun yüzündne bu haldeydi, bu 8 veletle okula doğru sürükleniyordu. Göz ucuyla diğerlerine baktı.Aralarında muhabbet ediyorlardı.Yüzlerini ilk defa gördüğünü düşündüğü tipeler vardı. Bir an şaşkınlıkla bakakaldı kıvırcık saçlı mıydı o çocuk? Hepsi kendi arasında konuşuyordu. Dikkatini başka birşey daha çekmişti. Sürekli kulaklığıyla ortalıkta dolanan çocuk kulaklığın uçlarından birini Minah'ın kulağına taktı.İkisi yanyanaydı, hatta fazla yakın... Sehun istemsizce ne konuştuklarını duyabilmek için yanlarına yaklaşmaya çalıştı.'Gerçekten çok iyi sen mi yaptın?'Çocuk kafasını sallayıp ona gülümsemişti.'İnanılmazsın.Okulda bir yarışmadan söz ediyorlardı kesinlikle katılmalısın.'Çocuk yine bir tebessümle karşılık vermişdi 'Benim için şarkı söyleyecek biri olsaydı belki.' dedi. Sehun'un az önce gördüğü bir çeşit flört müydü? Bu Sehun'un sinirini bozmuştu. Tam sinirle kaşlarını çatarken omzunda bir el hissetti. 'Sehun-shi, bize katılmaya mı karar verdin?' Herkes Sehun'a dönmüştü yendiden. Zaten otobüsten olmayan yer daha da daralmış gibiydi. 'H-hayır sadece orda fazla sıkışınca buraya geçtim.' İkili(Minah-Hyungsoo) hiçbir şey olmamış gibi geri dönüp sohbetlerine devam ettiler. Woobin ise sırtını sıvazlayıp geri diğerleriyle konuşmaya başlamıştı. Pekala yakalanmadan atlatmıştı bunu değil mi?
Sıranın durumu yine fenaydı bu sefer hazırlıklılardı, uhuydu. Tipik ama etkili... Sehun yavaşça yerine geçti,yandaki kızlarla yine göz göze geldi. Pekala o kıza eziyet etmeyi delicesine istesede bu biraz fazla değil miydi? Minah sınıfa girdi ama sanki daha görmeden karşılaşacağı manzaraya hazırdı. Sehun her harketini dikkatle izliyordu, çantasından koca bir örtü çıkardı ve sandalyeye güzelce yapıştırdı, daha bakmadan bunun uhu olduğunu anlamışa benziyordu. Sırasına da aynı şekilde örtü parçasını yapıştırdı, sanki önceden bunun olacağını biliyor gibiydi... Kızlar şok içinde ona bakıyorlardı, daha da sinirlerini bozmuşa benziyordu. Minah yavaşça örtünün üstüne oturup kitaplarını çıkardı ve beklemeye başladı. Sehun ise hayretle Minah'ı anlamaya çalışıyordu...