Alarm sesi fazlasıyla rahatsız etmişti ama alarmlar bu yüzden varlardı değil mi? Saat sabah 6'yı gösteriyordu. Çünkü hazırlanacağım saatleri de hesaplayıp ona göre alarmı kurmuştum. Yatakta doğruldum,bi süre yadırgadım etrafı. Geçen birkaç dakikanın ardından gece telefona atılmış bir mesajı gördüm.
"Biz eve geldik ablacım. Merak etme. İyi geceler." -Akselimm Okuduğum mesaj yüzümde bir tebessüm oluşmasına yetmişti. Telefonu tekrar yerine bırakıp banyoya gittim. Her sabah yapılan rutin şeyleri yaptım ve dün elbiselerimi yerleştirdiğim dolabın önüne geldim. Ne giyeceğime henüz karar vermemiştim ve öylece ben dolaba dolap bana bakıyordu. Sonra gözüme lacivert kapüşonlu bir kazak çarptı. Bu Aksel'in bana aldığı hediyelerden biriydi. Sonunda altına kot bir pantolon seçerek o kazağı giymeye karar verdim. Çünkü kendimce bana şans getireceğine inandım o gün için. Giyindikten sonra son dokunuşları yapıp evden çıktım. Birkaç dakika sonra bir taksi çevirdim ve okulun yolunu tuttum.
23 dakika sonra okuldaydım. Heyecan olmamasına rağmen birden bir irkilme yaşamıştım. Sanırım biraz çekiniyordum ortamdan,kalabalıktan. Ya da sadece kendi kendime paranoya yapıyordum. Geçen birkaç süre sonunda ilk adımlarımı atmaya başladım. Biraz adımladıktan sonra okulun binasına giriş yapmıştım. Direk kayıt bölümüne gidip bir an önce kayıt işlemlerini bitirmek ve rahatlamak istiyordum. Bu yüzden adımlarım kayıt işlemleri adlı tabelayı görünce birazcık hızlanmıştı. Tabelanın yardımıyla kayıt işlemleri yerini bulmuştum. Güler yüzlü bir bayan karşılamıştı beni ve bu beni az da olsa rahatlatmıştı. Sonra gereken işlemleri yapıp işimi halletmiştim. Artık daha rahat hissediyordum. Ben tam bunları düşünürken midemden gelen açlık çığlıkları beni güldürmüştü. Sabahtan beridir birşey yememiştim çünkü. Bu yüzden kantinin yolunu tutmaya başladım. Fakat hiçbiryeri bilmediğimden dolayı nereye gideceğimi bilmiyordum. Biraz yürüdükten sonra sol tarafımdan gelen kokular bana orada bir kantin ya da kafenin olduğuna inandırmaya yetmişti. Oraya doğru yöneldiğimde hislerimin yalan söylemediğini anladım ve boş bir masaya geçip oturdum. Biraz soluklandıktan sonra sadece cüzdanımı alıp reyonlara doğru yürümeye başladım. Bir çay ve birkaç parça yiyeceğin yeterli olduğunu düşünüp tekrar masama döndüm. Yiyecek paketlerini açıp yemeye başladım. 1-2 dakika sonra yanıma siyah ve kıvırcık saçlı bir kız geldi. Yanımın boş olup olmadığını sordu. Benim aksime çok güleryüzlü birine benziyordu. Bende evet demekle yetinmiştim. Bunun üzerine yanıma oturdu. Yanıma oturduğunda gözlerinin de koyu bir kahverengi renginde olduğunu farkettim. Bana elini uzatıp Merhaba ben Hande demişti. Şaşırmıştım ilk önce fakat bu şaşkınlığım çok sürmedi ayıp olmasın diye bende elimi uzatıp Merhaba ben de Deniz dedim sadece. Konuşmamızın bununla sonlanacağını düşünsemde yanılmıştım. Adının Hande olduğunu öğrendiğim arkadaş yeni bir konuya başlamıştı.
"Sanırım sen de benim gibi yenisin burada."
"Çok mu belli ediyorum?" dedim gülümseyerek.
"Birazcık" demişti o da gülümseyerek.
İyi bir kıza benziyordu. Ona aldığım yiyeceklerden ikram ettim ve beni geri çevirmedi. Üstündeki siyahlarla uyum sağlayacak şekilde sürülmüş siyah ojeli elleriyle bisküviden bir tane aldı ve ağzına götürdü. Sonra biraz daha sohbet etmeye başladık.
"Aslen nerelisin?"
"İzmir. İzmirliyim ben."
"Hm. Ben de Ankaradan geliyorum.Peki burada nerede kalıyorsun?"
"Bir ev tuttuk orada kalıyorum."
"Tek mi kalıyorsun?"
"Evet henüz bir ev arkadaşı edinemedim" dedim.
"Ya baksana aslında bende bir ev arıyordum eğer sen de istersen sana eşlik ederim. Ne dersin?"
"Hmm yani evet olabilir bende arıyordum zaten. İyi o zaman bugün birlikte çıkalım evin yerini falan öğrenirsin."
"Oldu bu iş. Süpersin" dedi bana gülerek. Böylece sohbet ederken çıkmaya karar verdik. Toparlanıp okulun çıkışına doğru yönelmiştik..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~TEMAS~
JugendliteraturHayal ürünü bir hikaye. Fakat gerçekler de bir hayal ürünüdür,öyle değil mi? O zaman gerçeklere bürünmüş hayal ürünü bir hikayeyi tatmak istersen şimdiden hoşgeldin sevgili okuyucum :)