*Turuncu Kafa*

27 4 0
                                    

İlk derse  15 dakika kala yetişmiştik okula. Bu ders Levent BULUT isminde bir hocanın dersiydi. Hande'yle sınıfı bulup birer sıraya oturduk. 5 dakika sonra hoca gelmiş ve derse başlamıştık. Adam derse başlarken bir şarkıyla başlamıştı. Bu olay sınıftaki herkesi şaşırtmış ve mutlu etmiş gibiydi. Söylenen şarkının sözleri kulağımda yankı yapıyordu.
....
Çökerken sahile gece sinsi bir duman birer birer uçurumdan atlar hevesler...
Şarkı böyle devam ederken birden hocanın sesine bir başka ses daha katılmıştı.
Beni böyle habersizce alıp giderken bavuluna kalbimide atsaydın bari...
Sesin geldiği yöne baktığımda 1 sıra arkamda ve sağ tarafımda yani çaprazımda duran kişiyi gördüm.
Turuncumsu hafif dalgalı bir saç,yeşile yakın göz rengiyle adını bilmediğim bir erkekti. O böyle şarkıyı söylerken birden göz göze gelmiştik. Bu beni utandırmış ve rahatsız etmiş olacak ki hemen gözümü çevirmiştim. Ama şunu söylemeliyim ki sesine diyecek hiçbir sözüm yoktu. O kadar huzur verici bir ses tonuna sahipti ki. Direk arkama baktığımda Hande ile göz göze geldik bu kez. Ona tebessüm ettim o da bana göz kırptı ve şarkıyı dinlemeye devam ettik.
Sonunda şarkı bitmiş herkes şarkının verdiği huzurla yerinde kıpırdaşıyordu. Adının Levent olduğunu bildiğimiz hoca az önce şarkısına eşlik eden gence adını sordu:
"İsminiz sayın beyfendi?"
"Kerem ATEŞ" diyordu turuncu kafa genç. Adını öğrenmiştim az önceki güzel sesli çocuğun. Çok güzel bir isimdi bu. Ben tekrar tekrar zihnimde Kerem ismini canlandırırken hocanın sesiyle kendime gelmiştim:
"Ders çıkışı yanıma uğra o halde Kerem" diyerek gülümsemişti Levent hoca.
"Hay hay"diyerek karşılık vermişti Turuncu Kafa. Evet bu isim ona Kerem'den daha çok yakışmıştı sanki.
----------------------------
"Birer kahve ikimize de iyi gelir sanki" demişti Hande kantine doğru adımlarken "İçimimi okudun sen az önce?" dedim kahve istediğimi onaylayarak. Ben bir masada yerimi alırken Hande kahveleri almaya gitmişti.
"Buyur bakalım Dalgalı Deniz'im"
"Teşekkür ederim Kıvırcık. Bu güzel ismi nerden ürettiğini öğrenebilir miyim acaba?" dedim ciddilik ve şaka arasında.
"Hani saçlar dalgalı ya senin bir de adın Deniz öyle birden aklıma geldi. Ama çok havalı oldu bence"diyip kıkırdadı yine Pollyannamız. Ama hakkını vermek gerekirdi,zekiceydi.
"Sizi ayakta alkışlıyorum hanımefendi" diyerek ellerimi alkışlar gibi yaptım. Sonra birbirimize gülüşüp kahvelerimizi yudumlamaya başladık.
Kahvemin son yudumunu da içip kafamı kaldırdığımda kantine az önce ki Turuncu Kafa'nın girdiğini gördüm. Sonra yine o ses geldi aklıma. Ben böyle dalgın dalgın bakarken Hande "Aradığım kişiye ulaşmak istiyorum şu aaaan." diye cırlıyordu. Sonra kafamı hemen ona çevirip "Efendim?"  dedim.
"Hayırdır" kaş göz yaparak bana gülüyordu. "Lan olum ney?" dedim sakin bir tavırla. Şu an kahve almakla meşgul olan Kerem'i işaret edip "Uzaktan uzaktan da kesiyormuyuz ne" diye dalga geçiyordu. Fakat bu beni güldürmüştü nedensizce. "Evet okulda başka erkek kalmamış. Sordum da az önce yetersiz bakiye dediler bana. Ben de dedim ki şu oğlanı bi keseyim." Neyin kafasıydı bu?
"Ya tamam tamam bişey demedim say,yeter ki güldürme beni rimelim akacak." diyordu. Resmen süslü pakizeydi işte. Ama yine de beni güldürmeyi başarıyordu. Ona bakarak ben de gülmeye başlamıştım. Ta ki kafamı çevirdiğimde bana baktığını gördüğüm Turuncu Kafa'yı farkedene kadar. Gerçekten birinin beni bu şekilde incelemesi -dikizlemesi- hoşuma gitmezdi. Hemen Hande'ye lavaboya gideceğimi söyleyip ayrıldım oradan. Eminim kızarmış ve sinirlerim bozuk görünüyordum. Lavaboya doğru ilerlerken kolumda bir ağırlık hissetmiştim..

~TEMAS~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin