Gökkuşağının En Güzel Yedi Tonu.

318 78 82
                                    

Sırf biraz daha ilgi hissetmek için, uyuyormuş gibi yapan, kaldırımlardan yürürken sürekli mavi taşlara basmamaya çalışıp, kırmızıya bastığında kendini cezalandıran kızdım ben. Pamuk şekerini yavaşca yerken gökyüzüne bakıp, bulutları da pembe hayal eden küçük bir kızdım. Yoruldum. Hayat çok yordu beni. Annemi doğum günümde kaybetmiştim. Bu nedenden dolayı doğum günümden nefret ediyorum.

Yıllar geçtikçe arttı pastamdaki mum sayısı. Anlamıyordum;
Pastadaki mum sayısı arttıkça mı artıyordu insanların bu içindeki kötülük sayısı? Anlamak istemiyordum. Hayatı toz pembe sanıyordum ben, ya da Gökkuşağının en güzel yedi tonu.

Pastamdaki mum sayısına baktıkça anladım büyüdüğümü. Hayatın rengi ne toz pembeymiş, ne de Gökkuşağının en güzel yedi tonu. Hayatın renginin kapkara olduğunu doğum günümde öğrendim. Annem doğum günümde ölmüştü.

Beş yaşındaydım.
Anneme doğum günü hediyesi olarak beni babamın yanına götürmesi için yalvarmıştım çünkü boşanmışlardı. Bana kıyamamıştı kabul etmişti. O gün trene binmiştik. Gökyüzü kapkara, bulutlar kara, hava yağmurlu. İçimde çok kötü bir his vardı. Bir şey olacaktı bunu hissediyordum. Annem eğildı ve kırmızı yağmurluğumun şapkasını düzeltip atkımı taktı ve kulağıma hava çok soğuk sakın üşütme bebeğim dedi , yanağıma öpücük kondurup elimi tuttu.

Tren tıka basa doluydu.  Tam oturacakken adamın biri annemı hızlıca tuttu  ve  kafasına dayadı silahı. Herkes boşaltsın ceplerini! Diye bağırdı. Telefon,cüzdan,tablet,para ne varsa istiyorum hepsini... Arkama bir baktım iki silahlı adam üç tane daha rehin almışlar.

Annemi tutan adam bağırdı:

-Hadiii! Hızlı olun yoksa sonunuz bu güzel bayan gibi olacak.
Ve annemi gösterdi.
BAMMMM🔫

Annemi gözümün önünde vurmuşlardı. O an aklımda hiç çıkmıyor mesela. Her sabah sizi Rozeee kalk hadi okula geç kalacaksın diyen biri yok.
Bayan Rozelin bi daha bunu yaparsan ceza olarak telefonunu elinden  almak zorunda kalacağım diyen biri yok. Her Allah'ın günü o an çıkmıyordu. Annemden  nefret ettiğim davranışlarını bile iliklerime kadar özlüyorum biliyormusunuz? Bu gün benim doğum günüm 15 Ocak.  17 'me giriyorum. ~~~~~~~~.~.~.~.~

"Kafe Marina" burayı özlemişim. Dışardaki masaya oturdum. Ve ekstra köpüklü karamelli kapichino sipariş ettim. Garson yaklaşık 7 dakika da getirdi kapicihinomu. 

Tek başıma kafamı dinlemek için geliyordum buraya arada sırada. Ve şimdi de ihtiyacım vardı kafamı dinlemeye. Gene gelmişti aklıma annem. Gözümden bir yaş geldi kimse görmeden elimle sildim kızaran gözlerimi. Kendimden nefret ediyordum.  Telefonuma mesaj geldiğini bildiren ses geldi.

*Gizli mesaj*:

-  Korkma ölmeyeceksin.

*Gizli mesaj*:

Çünkü seni ben öldüreceğim.

*Gizli mesaj*:

- yavaş yavaş öleceksin Roze.

*Gizli mesaj*:

-seni öldürmem için
yalvaracaksın😉

Bu neydi şimdi ya?
Durup dururken hangi ruh hastası bana şaka yaptı ki?
Kesin sıfatına tükürdügüm melis malı bana şaka yapıyordur dedi iç sesim. Peki ya şaka değilse?
Ya melis değilse?

∆®∆®∆®∆®∆®∆®∆®∆®∆®∆®®∆

Arkadaşlar daha yeni başladım destek olurmusunuz?? Emin olun bomba bölümlerle geleceğim size okuduğunuz için teşekkür ederim emeğe saygı lütfen arakadaşlarınızla hikayemi paylaşıp okutursaniz çok sevirinirim. Tekrardan teşekkürler. Yorumlarinizida eksik etmeyin plsss😊😘💫(Her türlü yoruma açığım bana öğüt verebilirsiniz böyle yapsaydın daha iyi olurdu vs.)

ÇİLEK KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin