7 yıl önce
Kız, vücunun titremesiyle gözlerini açabilmişti. Ne zamandır buradaydı? Bu lanet yerden nasıl kurtulacağını bilmiyordu? Ve birkaç saat içinde ilacını almazsa nefessiz kalıp hala şansı olan yaşamayı yaşayamadan ölüp gidecekti. Yani max 20sine kadar yaşayabilecek Kang Minah, beklenenin tersine daha 14 yaşında bu lanet depoda ölecekti. Soğuktan titreyen dudaklarını ısırmaya başladı, sakin olmalıydı, tüm bu korku zorla aldığı nefesi yok edip toza çeviriyordu. Onu neden kaçıdıklarını biliyordu. Ah kaçmamalıydı işte, biraz baskıdan kurtulmak isteyince olacaklar buydu demek annesi haklıydı, o hastaydı hemde çok. Ve zengin olmanın kötü yanlarından birini yaşıyordu, kaçırılmıştı. Elinden geldiğince derin bir nefes aldı, ciğerlerinin yandığını hissedebiliyordu, bir an önce sakinleşmeliydi.Derin nefes almaya devam etti, biraz daha, biraz daha...
Gelen seslerle yaptığı tüm sakinleştirme çabaları kül omuştu, lanet olsun o piçler ona ne yapacaklardı? Annesini istiyordu, babasının kucağında güvende olmalıydı, Sehun... Sehun'un sıcak kollarını bir kez daha hissetmeden ölemezdi, lanet olsıca bu yerden kurtulmalıydı hemde hemen! Gözleri kapadı ve uyuyor numarasına devam etti, aklına gelen en iyi şey bu olmuştu, ama korkuyla atan kalbine söz geçiremiyordu.Sakin ol dedi içinden, sakin olmalısın Kang Minah! Adım sesleri hızla ona yaklaşıyordu, sanki acele dolu olsalarda ses yapmaya korkuyor gibilerdi. Minah, bağlı olan ellerinde ki sıcaklıkla irkildiğini hissetti.Ellerini çözüyordu ama neden? Ona ne yapacaklardı ki? Korkuyla bir anda gözlerini açıp çırpınmaya başladı.Eller bir anda çekilmişti. Minah kafasını yavaşça kaldırdığında, ona bakan bir çift iri gözle karşılaşmıştı. En fazla 16 yaşlarında olduğuna yemin edebileceği çocuk eliyle sus işareti yaptı ve ona doğru eğildi.Minah korkuyla donmuştu, ne yapmalıydı? 'Sana yardım etmeye çalışıyorum, buradan çıkmak istiyorsan sessiz olmalısın.'Yavaşça arkaya doğru çekildi 'Anladın mı?' Minah yavaşça kafasını salladı, sadece ona güvenmek zorunda olduğunu hissetmişti, başka şansı var mıydı ki? Çocuk ona ufak bir tebessüm gösterip, tekrar ellerini çözmeye başladı.
Sessizce depodan çıktıklarından beri koşturuyorlardı.(Aslında daha çok çocuk koşuyor ve Minah'ı peşinden sürüklüyordu.) Minah artık nefes alamayacağını hissetti, zaten hasta olan kalbinin acısı katlanılmaz bir hale gelmişti.
Çocuk elinden yavaşça kayan ellin hisseiyle arkasını döndü, kız yarı baygın gözlerle debeleniyordu. Lanet olsun dedi genç, onları şimdiye fark etmiş olmaları gerekiyordu ama bu kız tam bir mızmızdı. Kızın sarsılmasıyla telaşa düşmüştü, hızla yanına gelip onu kucakladı.Bir yandan koşturuyor,
ve ona birşey olmadan buradan kurtulmayı diliyordu.Geçen birkaç dakikanın ardından kızın titremeleri azalmış ve göğsü normal inip kalkıyordu ama hala baygındı. Çocuk onu daha sıkı sararak koşmaya devam etti, kolları acıyordu, bayılacak gibiydi ama pes edemezdi.
Minah gözlerini açtığında kendini ağaçların arasında bulmuştu.Buraya nasıl gelmişti? Ne olmuştu? O çocuk, onu kurtarmış ve arkasından sürüklemeye başlamıştı. Minah korkuyla bir anda kalkıp etrafa bakınmaya başladı. Nefesi kesilip bayılmıştı , sonrası ise koca bir karanlıktı. Arkasına döndüğünde oradaydı işte, üstünde ki ceketi yere serip onu yatırmıştı, kendi ise ağaca yaslanmıştı. Minah usulca ona yaklaştı. Yüzünü kapatan şapkasından onu göremiyordu, yavaşça şapkayı çıkardı ve kurtarıcısına baktı. Eğer o olmasaydı şu an ne halde olurdu bilmiyordu. Uyurken gözlerinde ki hırs yoktu, onları görmese de bir melek kadar güzel duruyordu karşısındaki.Ona bakarken, çocuk kpırdanarak gözlerini anında ona dikmişti.Ne demeliydi? Teşekkürler mi? Ya da tüm yol boyunca onu taşıyıp, bayıldığından ona koruduğu için minnattar olduğundan mı bahsetmeliydi? En azından 20 yaşımı görebileceğim mi demeliydi? 'İyi misin?' Bunları düşünürken çocuğun sözleri onu düşüncelerinden arındırmıştı.Yavaşça kafasını salladı. 'Üzgünüm ve...' derin bir nefes aldı 'teşekkürler.' Çocuk ona ufak bir gülümseme gönderip yağa kalktı. 'Eğer daha iyi hissediyorsan gitmeliyiz, gece bastırmadan seni güvenli evine bırakmak istiyorum.' Minah yavaşça kafasını salladı. Yol boyunca tek konuşmaları ona adını sorması olmuştu. Onu sıcak evine ulaştırdığında herkes rahat bir nefes almıştı, yas tutan koca ev herkesin sevinç edalarıyla donanmıştı.Minah ise kurtarıcısına teşekkür etti. 'Teşekkürler Luhan.'
Günümüz
Minah yüzünden terler damlayarak uyanmıştı.Bu da neydi şimdi? Yıllar öncesinde kalmış bu olay neden girmişti ki rüyasına? Luhan... Karşılaştığı ilk kurtarıcıydı, yıllardır onu düşünmemişti.Yavaşça yataktan doğruldu tam kalkacakken kapının tıklanmasıyla durmuştu.'Evet.' Jongin teraddütle kafasını
içeri uzattı.'Bağırdığını duydum iyi misin?' Çocuk endişelenmiş duruyordu. Bağırmak mı? Bir anda aklına dank etmişti, bu gece Jongin'i görmemişti değil mi? yaklaşık 4 ayın ardından ilk defa onu görmüyordu, gözlerinin yaşardığını hisseetti, gerçekten kayboluyor muydu? Minah hiç düşünmeden
yatağından kalkıp Jongin'e sıkca sarıldı.Gerçekten yakında kaybolacak mıyıdı? Onu rüyalarında görmeye o kadar alışmıştı ki, olmaz dedi, onu görmeliydi, her gece böylece güvende hissedebilirdi.Gözyaşlarının yüzünden süzülmesine izin verdi, karşısındaki olması gerektiğinden daha sıcak olan benden de ona sıkıca sarılmıştı, onun yok olmasına izin vermeyecekti, asla.
Jongin uzandığı koltukta çığlık sesiyle bir anda doğruldu. Ona birşey mi olmuştu? Yine kötü rüyalardan birini mi görüyordu? Bu sefer ona ne yaşatmıştı? Lanet olasıca unutmaya çalıştığı her anıyı Minah yaşıyordu, ne kadar acıttığını çok iyi biliyordu. Suçlu hissediyordu, onun huzurlu uyumasını
istiyordu, diğer herkes gibi. Hızla yerinden kalkıp kapının önüne geldi ve tereddüt ederek çaldı. 'Evet.' Cevap beklediğinden çabuk gelmişti.Jongin teraddütle kafasını içeri uzattı.'Bağırdığını duydum iyi misin?' Onun için endişeleniyordu, kendine ne kadar kızsa da onun için yapabileceği bir şey
yoktu, tıpkı yıllar önce onunda kendine yardım edemediği gibi.Kız bir süre ona baktı, gözlerinin yaşardığını görebiliyordu. Jongin elinde olmadan kendi gözlerininde dolduğunu hissedebiliyordu.Kız hızla gelip ona sıkıca sarıldı, damlaların omzunu ıslattığını hissedebiliyordu.Jongin'de kollarını sıkıca ona sardı. Aylar sonra kendi yüzünden de olsa acı çeken birine sarılıp sıcaklığını hissetmek çok güzeldi.Sadece kızın kokusunu içine çekmek için kendine izin verdi...
Hadi bakaliım Luhan'da geldi hikayemize aşk kokusu almayın bişe yok :P Rolü daha baskın :dil:
supernaturel~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Evren✔
Fanfiction21 yaşındaki Kang Minah için 1 hafta sonra ölecek denilmişti, uygun bir donör bulunmazsa ismi kore nüfusundan sonsuza dek silinicekti. Ama bir mucize sonucu kendi ile aynı yaşta sağlıklı bir oğlanın, Kim Jongin'in, kalbi sayesinde hayata tutunmayı b...