Minah, dudaklarındaki sıcaklığın ondan ayrılmış olmasının verdiği soğukla bir anda gözlerini açtı. Ne olmuştu az önce? Sadece bu aptal durum yüzündendi, yoksa yoksa... Minah şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırırken Jongin ile göz göze geldiler.İkisi de bir anda hızla oldukları yerden doğruldular. Minah bakışlarını yerden ayıramıyordu, o öptüğüne göre konuşanda o olmalıydı değil mi? Ama havaya kesinlikle sessizlik hakimdi, ve bu onu daha da çileden çıkarıyordu.'M-minah ben...'Minah kafasını salladı. 'Başım...başım hala ağrıyor yatsam iyi olacak.' biraz duraksadıktan sonra 'iyi geceler' diyerek hızla odasına attı kendini.Neden böyle yapmıştı ki? Onun ne demesini bekliyordu ki? Sadece o cümleleri bititrse hayal kırıklığına uğrayacağını düşünmüştü. Yastığı alıp ağzına bastırarak çığlık attı, geçmeye başlayan baş ağrısı geri dönmüştü. Ve bunu tüm gece çekmek bir işkence olacaktı, biliyordu ki gece gözüne gram uyku girmeyecek ve sabah beklediğinden çok daha garip geçecekti.Derin bir nefes aldı, kalbinin hızlı atmasına aldırmadan gözlerini kapadı ama rüya görmesede çocuk karşısındaydı, ona yaklaşıyor ve daha da yaklaşıyor. Hızla yerinden doğruldu, saçma şeyler düşünmemeliydi.Kitaplıktan eline gelen ilk kitabı okumaya başladı.Lanet olasıca ilk sahne nasıl çocukla kızın sevgi dolu sözcükler kullandığı bir öpüşme sahnesi olabilirdi ki? Herşey ona karşıydı! Minah hızla kitabı yerine koyup sadece boşluğa bakmaya başladı. Yeni fark ettiği bir şey içini suçlulukla doldurmuştu. Onun zaten delicesine sevdiği bir sevgilisi vardı değil mi? Onun için herşeyden önemli olan Sehun'u vardı. ve ona ihanet etmişti, isteyerek olmasada yapmıştı, hemde yıl dönümlerinde. Gözünden yaşlar süzülmeye başladı, sebebini bilmesede kendinden çok sevdiği bu çocuğu geride bırakıp unutturan kişi, kalbinin sahibi, onu korkutuyordu. Bunu yapmış olsada ona kızamamıştı, ve kalbinin atmasına bakılırsa o da bunu istemişti değil mi?
Jongin onun düşmesini engellemek isterken üstüne düşmüştü.Kafasını kaldırınca kızla göz göze geldiler. Onunla bir aydır beraberlerdi, ağladığı geceler ona sarılıyordu, onu her an güldürüyordu, hala yaşadığını hissettiriyordu. Ona minnettardı evet ama... sadece şu an gözüne farklı görünüyordu. Neydi bu his? Kız kalkmaya çalışırken onu durdurdu.Bunu neden yapmıştı, düşünmeden vücudu bunu engellemişti. Sanki beyni durmuş gibiydi, gözleri önce şaşknlıkla bakan kızın gözlerine sonra...sonra dudaklarına yönelmişti.Hızla inip kalkan göğsünü ve nabzını hissedebiliyordu. Sıcak nefesi yüzünü yalayıp geçerken kendine söz geçirmesi gittikçe zorlaşıyordu.Eğer gerçek bir kalbi olsa dışarı çıkacak kadar hızlı atacağına emindi. 'Sadece...sadece birşey denememe izin ver.'Tereddüt ederek kızın dudaklarını kapadı.Ufak bir öpücük olmalıydı ama Jongin sahip olmadığını bildiği dudakları bırakmak istemiyordu.Kalbinin ritmini hşssedebiliyordu, Minah'ın içinde heyecanla atarken bu onu bırakmasını daha da güçleştiriyordu.Ya Sohyun? Ona ihanet mi ediyordu? Son bir haftadır onu düşünmemişti bile, bu kızın yanındayken onu unutuyordu.Bunu yapmamalıydı.Ne kadar sürdüğünü bilmesede kendini yavaşça kızdan çekti, soğuk hava dudaklarına çarpınca titremesine engel olamamıştı.Kız kapalı olan gözlerini açarak ona baktı.İkisi de bir anda hızla oldukları yerden doğruldular. Kız susup yere bakıyordu, bir yandan da ellerine oynaraken oldukça gergin gibiydi. Jongin ona bağırmasıı bekliyordu, ona kzmasını ama o sadece utanarak bakışlarını ondan kaçırıyordu.Konuşması gereken Jongin di değil mi? Derin bir nefes aldı.'M-minah ben...'daha lafını bitiremeden 'Başım...başım hala ağrıyor yatsam iyi olacak.' biraz duraksadıktan sonra 'iyi geceler' diyerek hızla odasına gitti. Jongin ise arkasından bakarak orada öylece kalmıştı. Kendini hızla koltuğa attı, aptal dedi kendine koca bir aptaldı. Ne bekliyordu ki? Onun sevdiği biri vardı, herşey bir yana kendisi ölü bir ruhtan başka birşey değildi. Onun aklını neden karıştırmıştı ki? Gerçekten acımasız pisliğin tekiydi. Tüm gece kendine söverek geçirdi. Peki ya yarın? Ya da ondan sonraki günler? Neler olacaktı? Artık eskisi gibi olamazlardı değil mi? Onun arkadaşlığını kaybedemezdi onu kaybedemezdi... Kendine birkez daha lanet etti.
Jongin balkon da olsada daha güneşin yeni doğmasına rağmen kendi evinde bir hırsız edasıyla süzelen kızı görmüştü.Kız tezgaha bir kağıt bırakıp parmak ucunda evden çıktı. Jongin merakla ilerleyip nota baktı. 'İşim olduğu için erkenden çıktım, gece geç gelirim.' Jongin yüzüne hüzünlü
bir gülümseme yerleştirdi. Bunun gerçek anlamını biliyordu 'Aramızdaki garip durumu geçiştirmek için bir süre görüşmeyelim.' di.supernaturel~
Biran önce yükleyip tamamlama derdindeyim :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Evren✔
أدب الهواة21 yaşındaki Kang Minah için 1 hafta sonra ölecek denilmişti, uygun bir donör bulunmazsa ismi kore nüfusundan sonsuza dek silinicekti. Ama bir mucize sonucu kendi ile aynı yaşta sağlıklı bir oğlanın, Kim Jongin'in, kalbi sayesinde hayata tutunmayı b...