Sehun üst sınıflardan birine söz verdiği için kampa gelmişti, Minah'ı bırakıp gelmek her ne kadar içine sinmese de... Gerçekten ters giden birşeyler vardı, sanki Minah gibi değildi, çıldırmış biri gibi davranıyordu, sürekli Jongin dene çocuktan bahsediyordu. Sadece 1 hafta, sonra tüm bunları onunla
konuşacaktı... Kalbi yüzünden yaşıyordu bunları ve Sehun şu an buna kızacak durumda değildi, ne de olsa ona hayat verende o kalpti... Sehun yavaşça yürürken dağın temiz kokusunu da içine çekiyordu, böylece düşüncelerinin açıldığını ve huzur bulduğunu hissediyordu. Gelen çığlıkla gözlerini açtı,
sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladı. 'Yardım edin! Kimse yok mu?!' Sehun hızla sesin kaynağını buldu. Uzun kızıl saçları olan bir kızdı, ufak bir çukura düşmüştü, ayağını tutuşuna bakılırsa burkmuş olmalıydı. 'Hey sen iyi misin?' Kız bir anda kafasını kaldırıp ona baktı. 'Tanrım çok şükür biri!
Lütfen bana yardım et düştüm ve ayağım burkuldu.' Sehun tereddüt etmöeden kızı kucakladı ve zorlada olsa yukarı çıkarmıştı.'Yürüyebilecek misin?' diye sordu. Kız yavaşça kafasını salladı ama ikinci adımda yere düşmesiyle Sehun onu sırtına aldı. 'Teşekkürler, ımm...' Sehun gülerek cevapladı.
'Sehun.' Kız da güldü. 'Teşekkürler Sehun-shi, sen olmasaydın napardım bilmiyorum.Bende Sohyun.'
1 hafta sonra
'Sehun-ah sorun olmayacağına emin misin?' Sehun karşısındaki kıza gülümseyerek kafasını salladı. Sohyun ile o günden beri konuşuyorlardı, aslında oldukça içten ve samimi birine benizyordu. Ona baktıkça Minah'ı ne kadar çok özlediğini birkez daha fark etti, şu yarım saat bile ona yıllar kadar uzun geliyordu. Aslında Sohyun yaz stajı için şirketlerinde çalışmak istiyordu, babası buna hayır demezdi değil mi? İkisi konuşarak sonunda eve ulaştılar, Sehun'un içini bir heyecan kaplamıştı, onu o kadar çok özlemişti ki...
Binanın girişine ulaşınca şaşkınca etrafı izlemeye başladı. Babası ve tanımadığı iki kişi Minah ile konuşuyordu... Bir saniye ağlıyor muydu o? Kendini daha fazla tutamayarak konuştu-daha çok bağırmıştı- 'Baba neler oluyor?' Babası ona baktığında sinirden küçülmüş gözleri, Sehun'u korkutmuştu, onu uzun zamandır ilk defa böyle görüyordu, 7 ay önceki hali dışında ilk defa... Gözleri babasının önündeki kıza kaydı, kız ona baktı sonra yanına... Sohyun'u görünce onun titrediğini hissetmişti. Sehun ters birşeyler olduğunu anlayarak yanına koştu, kız onun kollarına düşmüştü. Sehun korkuyla ona sarıldı, 'Hey Minah sorun ne? Neyin var?' Sehun kızı kendine çevirdi ama Minah sadece karşıda boşluğa bakıyordu, Sehun dayanamayarak onu sarsmaya başladı. 'Kang Minah!' Kız korkuyla titremişti. 'O-onun burada ne işi var?' Sehun bakışlarının gittiği yeri takip etti, Sohyun'du. O da şaşkınlıkla etrafına bakıyordu, Sohyun'u tanıyor muydu?
Minah zorlukla kendini Sehun'un kollarından kurtarıp kızın yanınla koşarcasına gelmişti. Kız ona korku dolu gözlerle bakıyordu, hiçbir şey bilmiyor muydu gerçektende, ne akdar çk acı çektiğini bilmiyor muydu? 'Sen...' dedi Minah sinirden çıldırmak üzereydi, kime ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Kız bakışlarını Sehun'a çevirip tekrar Minah'a baktı. 'B-beni tanıyor musun?' Kız kekeleyerek sormuştu. Minah bir anda gülmeye başladı, şu an onu kim görse kafayı yediğini söyleyebilirdi, evet delirmişti işte. Bir hayalet görüyordu ve onun bu ızdırap dolu hayatı sonunda onu da delirtmişti değil mi? 'Tanımak mı?' yüzüne alaycı bir gülümseme koyarak ona baktı 'Belki de kendinden bile daha iyi. Sana sormak istediğim birşey var Sohyun...' Kız ismini duymakla irkilmişti, nerden tanıyordu ki onu? Yavaşça kafasını salladı. 'Neden... neden Jongin'i bıraktın? Neden onu yüz üstü bıraktın? Ve lanet olasıca sen neden öldüğü halde onu umursamadın!' En sonunda dayanamayarak bağırmıştı. Kız gözleri kocaman açılmış ona bakıyordu. 'Sen... sen nerden...' Minah tekrar gülmeye başladı. Arkasını döndü ve Bay Oh'Un yanındakilere baktı 'Bu mu? Hepiniz diyebildiği bu mu? lanet bir nerden biliyorsun? Biliyorum işte' OPnun ne kadar çok acı çektiğini, lanet olasıca sizler yüzünden intihar etmeye çalıştığı ve...' tekrar kıza döndü 'Senin onu kurtarman... Hadi ama! Herşeyi biliyorum Sohyun, neden ona hiç güvenmedin? En çok ihtiyacı olduğu zamanda yanında değildin? Sahip olduğu tek şey sensin. Bunu biliyordun değil mi? Lanet olasıca seni çok sevmişti ve sen onu gmzünü kırpmadan bir kenera attın! Gerçekten bu dünyada onu seven kimse yok mu? Jongin'e gerçekten değer veren biri yok mu?!' Minah artık titriytordu, sinirlerini boşalmalıydı. 'Minah... bırak...bırak şunu.' Minah sesle kendine geldi. Onu unutmuştu, tüm bunları duyduğunu, dönüp ona baktı. Çocuk dizlerinin üstünde kafasını eğmişti, Minah onu göremesede ağladığının farkındaydı. Ona sarılmak istiyordu ama o zaman kesinlikle tımarhaneye kapatılırdı değil mi? Derin bir nefes aldı. 'Hiçbiriniz ona layık değilsiniz.'dedi 'Hiçbirimniz onun gibi birini hak etmiyorsunuz, hiç biriniz onun sevgisini hak etmiyorsunuz. Bir çöpten farkınız yok.' Arkasını döndü kapıdan çıkacakken arkasını döndü ve Jongin'in yanına eğildi. 'Üzgünüm, sadece bir an dayanamdım, sen...' Jongin kafasını kaldırdı, çocuğun gözleri kıpkırmızıydı, Minah gözyaşlarının tekrar akmaya başladığını hissediyordu. Tereddüt etmeden önündeki çocuğa sarıldı. Etrafındaki sesleri duyuyordu ama algılamıyordu, şu an aklında olan tek şey oydu, Jongin, onu bırakamazdı... 'Gidelim' dedi fısıldayarak çocuğu kaldırdı ve kapıdan sürükledi. Bunun herkesin gözünde ne olduğunu biliyordu, az önce deli olduğunu herkesin gözünde kabul etmişti, herkesin önünde onlara göre orada olmaya biriyle konuşmuştu... Ama umurunda değildi, tek istediği onun yanında olmaktı...
Luhan elini avcuna o kadar çok bastırmıştı ki kanın aktığını fark etti, umurunda mıydı? Hayır. Karşısındakiler...Tüm bu olanlar... Yani ölen çcuk... kalbini ona veren çocuk, Jongin.. O muydu? Minik Kwang'ı? Ve kız delinin teki miydi ya da gerçekten Kwang'ın ruhu onların yanında mııydı? Kızın arkasından yürümeye başladı, yıllardır süren hasretini söndüremeyecek olsada ona inanmak istedi, gerçekten hayalet diye birşey var mıydı?
Saçmalamanın dorukları :P Son 2~
supernaturel~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Evren✔
Fanfiction21 yaşındaki Kang Minah için 1 hafta sonra ölecek denilmişti, uygun bir donör bulunmazsa ismi kore nüfusundan sonsuza dek silinicekti. Ama bir mucize sonucu kendi ile aynı yaşta sağlıklı bir oğlanın, Kim Jongin'in, kalbi sayesinde hayata tutunmayı b...