Alpos

5. Amaç

Amaç

Maou nehirden uzaklaşmıştı, nehrin etrafındaki odunların hepsi nemliydi ve yakmak için uygun değildiler. Yaklaşık iki sigara içimlik süredir yürüyordu, yakabileceği birkaç parça bulsa da yeteri kadar yoktu, amacı yemeğini yedikten sonra sınavın son saatlerine kadar küçük köyün kütüphanesinde bulduğu ama okumaya bir türlü vakit ayıramadığı "Pesha'nın gezileri" kitabını okumaktı nasıl olsa tamamlamıştı testi. Maou biraz daha yürümüştü ki bir patlama sesiyle beraber ayaklarının altındaki toprak titremişti, korksa da merakına yenik düşmüş ve patlamanın geldiği yöne ilerlemeye başlamıştı. Ne kadar yürüse de yaklaşamamış gibiydi, ne kadar uzaktan gelmiş olabilirdi ki bu patlama. Üç sigara içimlik süre yürüyen Maou sonunda bir hareketlenme hissetmişti, üç adım sonra biraz açık bir alana gelmişti karşısında gördüğü yaratık karşısında afallamış kalmıştı, bu bir iki kuyruklu toprak kurduydu bu kadar güçlü bir yaratık görmeyi beklemiyordu, acaba ona karşı savaşan kimdi. Bir çalının arkasına saklanan Maou kurdu izlemeye başlamıştı, tam o esnada gözünün önünden bir belirti geçmiş ve kurda sağlam bir darbe vurmuştu, darbenin etkisiyle yerden büyük bir toz bulutu kalkmıştı, toz bulutunun içinden iki kişi dığarı doğru fırlamıştı, biri kurttu sadece üç metre geriye sürüklenmişti, ama ona saldırıyı yapan kişi on metre geriye uçmuş ve ağaca çarparak durabilmişti. Maou ağaca çarpan kişiyi toz bulutu dağıldıktan sonra görebilmişti, bir buçuk metreden biraz daha uzun, kırmızı saçları güneşi kıskandıracak kadar parlak, düzgün yüz hatları ve dolgun pembe dudaklarıyla tanrıları bile kendine aşık edebilecek güzellikteki bir kızdı. Maou hatırlamıştı onu bu okulda gördüğü büyücü avcı olan kızdı, üstüne bakıldığında uzun mor pelerini hasar görmüş, gözlerinden yorgunluğu okunuyordu anlaşılan uzun süredir savaşıyordu orman kurduna karşı, dikkatli bakıldığında orman kurdu biraz daha önde ilerliyordu. Sinirli gözüken kız birkaç sözcük fısıldamış ve büyük bir ısıyla beraber yerde kırmızı içi lavlarla dolu delik açılmıştı, deliğinden çıkan lav golemi kızın son kozuydu eğer şimdi de kazanamazsa bu onun ölümü olurdu. Lav golemini gören kurtta hiç bir değişiklik olmamıştı hızlıca ileri atılmış yeterli hıza ulaştıktan sonra sıçramıştı, lav golemiyle arasında az bir mesafe kala ortalığı dondurucu bir soğuk kaplamıştı, orman kurtlarının seviyesine göre en fazla dört kuyruğu bulunurdu ve her kuyruğunun ayrı bir yeteneği bulunurdu, anlaşılan o ki bu kurt buzu kontrol edebiliyordu. Soğuk etkinin karşısında golem taş kesilip paramparça olmuştu, kaçacak yeri kalmayan kızın karşısına gelen kurt büyük bir keyifle ulumuş aç gözlerle kıza bakmış keskin dişlerini gösterip sinsi sinsi hırlamıştı. Gözleri akşam yemeğine kilitlenen kurt etrafına dikkat etmemişti, yavaş adımlarla kıza doğru ilerliyordu, tam önüne geldiğinde durdu son bir kere kıza baktı, arka ayaklarını gerdi niyeti boynunu yakalayıp tek hamlede öldürmekti. Tam sıçrayacağı sırada ortalığı mor bir duman kapladı, dumanın içinden hızlıca bir figür çıktı ve elindeki efsunlu bıçağı kurdun boynuna sapladı.

Olayları izleyen Maou golem paramparça olduktan sonra kızın bir şansı kalmadığını anlamıştı. Kurdun uluduğunu duyan Maou bir şeyler yapması gerektiğini düşündü, birden aklına mühründe ki felç eden iksir gelmişti, daha önce kullanamamıştı ama şimdi yapabilirdi. İksiri bulan Maou karşısına baktığında kurt kızın üstüne atlamak üzereydi, o sırada elindeki şişeyi fırlatmış ardından kendide hızla koşmaya başlamıştı, şişenin parçalanma sesini duyan Maou biraz daha hızlanmış belindeki efsunlu bıçağını çıkarmış hızlıca kurdun boynuna atılmıştı. Elinde kanın sıcaklığını hisseden Maou rahatlamıştı, her ne kadar kısa bir mesafe koşsa da nefes nefese kalmış, üstüne açlığı da eklenince bitkin düşmüştü. Minnet duyan gözlerle Maou'ya bakan kız "Teşekkür ederim" diyebilmişti.