Deniz |
Titreyen ellerim dolayısıyla arabayı bir köşeye çekmiş, motoru durdurarak arabadan inmiştim. Şu an arabayı bıraktığım yerin biraz ilerisinde bulunan parkın bankında oturmuş, sigaramın dumanını ciğerlerime zehirlenmek istercesine çekiyordum. Kaçıncı sigaraydı bu? 10 dakika içinde 5-6 dal sigara içmiştim. Bu gece bara gitmek için hazırlanırken soyunma odama girmiş, bir köşede yere bırakılmış siyah kutuyu görmüştüm. İçini açtığımda ise yaşadığım hayal kırıklığı ve üzüntüyü anlatacak kelime bulamıyordum. Beni silmeye, beni unutmaya dünden razıymış oysaki.. Ben onun fotoğraflarını duvarlarıma asmış, bana aldığı en küçük hediyeleri bile üzerimde taşımıştım. O ise anılarımızı, hatıralarımızı, geçmişimizi bir kutuya doldurup bana geri yollamıştı! Hem de kim için?! Barış gibi biri için! Asıl öfkem bunaydı. Başka biriyle olduğunu görsem yine üzülürdüm fakat bu kadar üzüleceğimi sanmıyordum. Barış onu hakeden son insan bile değildi. Beni beklemek yerine ona gittiği için deliler gibi kızgındım ona. Kolundaki bilekliğe ihanet etmişti Barış'ın elini tutarak.. Onun hayatım demesine izin vererek bana ihanet etmişti! Ben 2 senedir tek bir kadına yan gözle bakmamışken, o benim yokluğumdan faydalanan bir şerefsizin kollarına bırakmıştı kendini.. Sinirle bir sigarayı daha dudaklarıma götürüp yaktım. Çalan telefonuma bakmadan arayan kişiyi şu an çekemeyeceğime neredeyse emindim. Arayan kişiyi gördüğümde ise, fikrim değişmişti.
'Tatiana?'
'Deniz, neden hiç aramıyorsun?' Direkt konuya girmesine, lafı dolandırmamasına bayılıyordum. Yüzümde oluşan gülümsemeyle ona cevap verdim.
'Hayata karışma işiyle uğraşıyorum. Biliyorsun, bu konuda yeni sayılırım.' dediğimde nazik bir kahkaha attı.
'Ben de seni ve yeşil gözlü meleğini merak etmiştim.' dediğinde yüzümdeki gülümseme buruk bir hal almıştı. Kalbimden çatırdama sesleri geliyordu sanki, bunu duyan yalnızca bendim.
'Başka biriyle birlikte. Sene sonunda yine yanına geliyorum.' dediğimde sessizlik oluşmuştu. Sessizlik uzadıkça huzursuzlanıyordum. Elimdeki sigarayı yeniden dudaklarıma götürdüğümde Tatiana konuşmaya başladı.
'Başka biriyle birlikte olmak ve başka birini sevmek iki farklı şey. Sence sadece birlikte mi yoksa seviyor mu?'
'Bunun bir önemi yok.' dediğimde sinirli bir iç çekmişti.
'Aptallaşma Deniz. Kazanmak için döndüğünü sanıyordum, pes etmek için değil.' Derin bir nefesi daha içime çektikten sonra biten sigarayı yere fırlattım.
'Deniyorum. Benimle konuşmamak için benden kaçıyor. Ne yapabilirim?'
'Kaçır onu.' diyen Tatiana'nın ardından büyük bir kahkaha atmıştım. Telefonun arkasından ise kahkaha sesi gelmiyordu. Ciddiydi.
'Dalga geçme Tatiana.'
'Dalga geçmiyorum. Seni dinlemesini sağla.'
'Bu, bunu ben yapamam. Bahsettiğin kişi, kaçırmak falan.. Ben değilim bu.' dediğimde Tatiana kıkırdamıştı.
'Sadece bir öneriydi. Sen en iyisini bilirsin Deniz. Şimdi kapatmalıyım.'
'Tamamdır.'
'Sakın pes etme.' Bu cümleyi kurup telefonu kapamıştı. Ben ise bir süre telefon kulağımda kalakalmıştım. Pes etme diyordu ama pes etmiştim bile. Ben hayatım boyunca hiçbir kızın peşinde koşmamıştım. Tanrı aşkına, ben Deniz Aslan'dım! Bir kadının peşinden nasıl koşulur bunu bile bilmiyordum. Delphine'in bunu isteyip istemediğini bile bilmiyordum. Geldiğimden beri bana duygusuzca bakıyor, Barış'ın yanında dolanıyordu. Benden kaçabilmek adına her gün arkadaşlarıyla okula gelip gidiyordu. Onu yalnız yakalayamıyordum. Buna rağmen hala kolunda o bilekliği taşıyordu. Kafa karışıklığından, belirsizlikten çıldırmak üzereydim. Her zamankinden agresiftim ve bu agresifliği içime attıkça çıldırıyordum. Boş saatlerimin çoğunu boks ringinde, kum torbasının karşısında geçirmeye geri dönmüştüm. Sadece ufak bir işaret bekliyordum fakat o işaret bir türlü gelmiyordu. Ne yüzüme bakıyor, ne benimle iletişime geçiyor ne de gözlerime bakıyordu. Artık gözlerime bile bakmayan birinin beni hala sevdiğine olan inancım git gide azalıyordu. Yine de bugün söylediğim şarkıda gözlerinin kızarması.. Biraz umutlandırmıştı beni. Ta ki Barış gelene kadar, Barış ona hayatım diyene kadar.. Hayatımın en boktan dönemlerini yaşıyordum oysa hayalim kesinlikle bu değildi. Hayalim Delphine'e sımsıkı sarılmaktı. Sımsıkı sarılmak ve bir daha bırakmamak.. Şu sıra hayallerimden çok uzaktaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Tanıyorsun (Seni Tanımıyorum Serisi)
Aktuelle LiteraturAradan geçen iki yıl sonunda bela geri dönüyor. Hem de daha mükemmel bir halde.