Deniz |
Şirkete vardığımda hala yüzümdeki gülümseme silinmemişti. Onunla flörtleşmek.. Bu hissi özlemiştim. 2 sene önce yaşadıklarımızdan çok daha büyük bir haz veriyordu hatta şu anda yaşananlar. Çünkü sonucu biliyordum, sonuç hayatımdaki en büyük mutluluklardan biri olacaktı ve ben çabalamadan gelen mutluluklara tamamiyle karşı bir bireydim. Bu yüzden onun için çabalamak, onunla böyle cilveleşmek, beni böyle tahrik etmesi.. Hepsi fazlasıyla hoşuma gidiyordu. Odama bıraktığım takım elbise ve gömleği askısından çıkarıp giyinmeye başladım. Vücuduma ellerim değdiğinde aklıma Delphine'in bana dokunuşları, geçirdiğimiz o mükemmel sevişme geliyordu. Sandalyeme oturup elime çizim yapmak için kalemimi aldığımda bilr hale düşünceler oradaydı. Bir süre sonra elimdeki kalemi çok fazla sıktığımı farketmemi sağlayan elimin karıncalanmasıydı. Düşüncelere ne kadar zamandır daldığımın farkında değildim fakat elimin uyuşması fazlasıyla zaman harcadığımı gösterir nitelikteydi. Yaşadığımız şeyleri kafamda tekrar tekrar 5 kere düşünmüştüm ve oturmaya devam ettiğim sürece düşünmeye de devam edecektim. Bunu farketmiştim. Akşamki konsere daha çok zaman vardı. Gerçi Delphine olmayacağı için hiç gidesim de yoktu. Fakat bir söz vererek o gruba girmiştim ve ben sözlerimden kolay kolay dönmezdim. Kendimde senelerdir sevdiğim bu güzel özelliği değiştirmek gibi bir düşüncem yoktu. Düzelmeye çalışıyordum, daha beter bir hale dönüşmeye değil. Bu yüzden bu akşam o konsere gidecektim. Onla ya da onsuz. Mecburdum. Ve saatlerce koltuğumda oturup sevişmemizi düşünmek beni ergen gibi hissettiriyordu. Bu yüzden koltuğumdan kalkıp dolabımdaki spor çantamı aldım ve odamı terk ettim. Sare'ye işleri yarına ertelemesiyle ilgili gelişi güzel bir emir vererek şirket binasından ayrıldım. Arabaya atlayıp son gaz kendimi spor salonuna attım. Koşu bandında koşarken kulağımda yükselen şarkı, kalbimin hızlı atışı, vücudumdan akan ter damlaları.. Her biri bana onun üzerindeyken hissettiğim şeyleri hatırlatıyordu. Kafamı iki yana sallayıp aklıma onu getirmeyecek bir şarkı bulmak için telefonu elime aldım. Bu imkansız gibiydi, dünyanın en saçma şarkısında bile aklım ona kayıyordu. Gerçi onu düşünmek için hiçbir şeye ihtiyacım yoktu. Ne şarkı, ne bir hatıra.. Her saniye aklımdaydı. Lanet olsun ki oradan çıkmıyordu. Spor salonunun boks alanına ilerleyip birkaç saati kum torbasına vurarak harcadım. Konser saati yaklaşınca sporu bırakıp hızlı bir duş alarak konserin olacağı bara doğru hareketlendim. Kafamdaki tüm düşünceler sayesinde sanki saatler saniyeler gibi geçiyordu. Resmen ne zaman geldiğimi farketmeden kendimi barda bulmuştum. Kafamdaki düşünceleri de peşime takıp uyuşuk uyuşuk bar taburelerinden birine oturdum ve en sert içkilerden birini sipariş ettim. Tamamen düşüncelere daldığım sırada koluma dokunan bir el hissettiğimde kafamı bana dokunan kişiye çevirdim. Atilla'yı karşımda görmek beni şaşırtmıştı. Seda da hemen yanında duruyordu. El ele tutuşmuşlardı. Hala birlikte olduklarını görmek beni fazlasıyla mutlu etmişti.
'Gerçekten de geri dönmüşsün.' diyen Seda çekingen bir şekilde bana doğru yaklaştığında onu şaşırtacak bir sıcaklıkta ona sarıldım. Boşta kalan kolumu da Atilla'nın omzuna attığımda Atilla çattığı kaşlarının altından şaşkınlıkla gözlerime bakıyordu.
'Ve fazla sıcakkanlı olmuşsun. Aynı söyledikleri gibi.' diye söylenen Atilla'nın ardından ufak bir kahkaha attım ve onlardan ayrıldım.
'Saatler süren psikolog seansları sonuç gösterdi sonunda.'
'Bir ara konuşmalıyız muhtemelen. Gittiğin için sinirli olmayı bıraktım çünkü haklı bir sebebin olacağına inanmak istedim. Psikolog dediğine göre zor bir dönem atlattın.' diyen Atilla güven vermek istercesine omzumu sıktı. Ben de yüzümde hafif bir gülümsemeyle başımı eğip ona teşekkürlerimi bu şekilde ilettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Tanıyorsun (Seni Tanımıyorum Serisi)
General FictionAradan geçen iki yıl sonunda bela geri dönüyor. Hem de daha mükemmel bir halde.