Bölüm 4

72 5 0
                                    

Medya; adrian

Bell'in annesinin aklı çok karışmıştı. Bell e anlatmalımıydı bilemiyordu. Ama hayır anlatamazdı. Çünkü o yaşlarda annesi de kendi öğrenmişti. Eğer anlatırsa kuralları bozmuş olurdu ve bu büyük bir suçtu. Anlatmamaya karar verdi. Bell kendi yaşayacak ve alışacaktı. Salona gitti. Bell im babası bu halini anlamış olacak ;

- öğrenmişmi??

-galiba öğrendi hayatım ama korkuyorum. Ya korkarsa. Açıklamak istiyorum!!

-hayatım sakın biliyorsun cezasını sakın!

Haklıydı. Cezası çok büyüktü. Annesi

-ama korkuyorum kızım için.

Babası hiç bişey demeden baktı sadece.

O arada Bell oturmuş yatağına hala ağlıyordu. Neden ona oluyordu bunlar. Yaşamaktan vazgeçmek istiyordu. Birden başı döndü. Delicesine başı dönüyordu. Burnuna birden bi koku geldi. Lezziz bir kokuydu. Kendine çekiyordu koku. Istemsizce hızlı bir şekilde yataktan kalktı. Ne oluyordu böyle. Sonra da pencerenin üstüne çıktı. Birden aşağıya atladı. Korkudan "has .... Noluyo lan istemeden intihar ediyorum" dedi. Yere düştü. Canı hiç acımamıştı. Kalktı ve yüzüne dokundu kan içindeydi. Bi çığlık attı ama sesi çıkmadı. Ve yine istemeden inanılmaz hızlı bi biçimde kostu. Geldiği yeri once fark etmedi ama etrafına bakınca pencereden görünen büyük arazideydi. Etraf sisli ve çok güzel kokuyordu. Kokunun peşinden koştu. Açlığını hissediyordu. Ve gittikçe koku daha fazla güçleniyordu. Birden durdu. Önünde bi kopek vardı. Ve istemeden saldırdı. Kafasını kaldırdığında kendine gelmişti. Ama önüne baktığında parçalanmış bir köpek, her yer kandi. Gayet doymuş hissediyordu. Etrafına bakındı, yine o kırmızı yarasayi gördü. Çok güçlü bir çığlık attı. Yarasa yüzüne indi. Tırnaklarını batırdı. Canı çok aciyodu ama bagiramiyodu. O an yarasa

-böyle her olanda korkma. Sen farklısın anlamadın mı hâlâ? Ama ne olduğunu,güçlerini sen keşfediceksin. Etrafındakiler de senin gibi, sen kimin ne olduğunu anlayamıyosun, ama sen aralarından en güçlülerisin. ,dedi. Ve sonra kalın ve titrek bi sesle "anla artık Bell"dedi. Heryerde yankılandı ses. Yarasa uçup gitti. Ve bell de yine istemsizce aynı hızla odasına gitti. Hala ne oldugunu anlamaya çalışıyordu. Farklıydı,etrafındakiler onun gibi ama o daha güçlüydü. Herşey bi oyun olamayacak kadar gercekti. Aynaya baktı. Karşısındaki şeyi görünce tekrar bi çığlık atıp ağlamaya başladı. Karşısında tüm yüzü kan. Boynundan garip kırmızı ama kan olmayan bişey akıyordu. Tırnakları kan içinde ve bi hayli uzundu. Yüzü mor ,gözleri kırmızı. Ağlama krizine girdi. Kedisi amy i görünce korktu. Ve aşağı kaçtı. Amy o an

-yeter ama haa hep bana oluyo. Hep ben inciniyorum. Şu an neyim onu bile bilmiyorum. Ama aglamicam. Herşeye göğüs gerip normale dondurucem,dedi. Kalkıp aynaya tekrar baktı. Karşısındaki şey yine şaşırtmıştı. Bell normale dönmüştü. Ne kan, ne morariklar,ne de uzun tirnaklar vardi. Bell iç çekip kendini banyoya attı. Ustundekileri çıkarmadan soğuk suyu açtı ve bedenini o soğuk suyla kendine getirdi. Daha sonra sıcak suyu açtı ve ustundekileri çıkarıp bi kenara fırlattı. O sıcak suyla mayıştı ve temizlendi. Banyodan çıkınca tekrar aynaya baktı. Masum,temiz,ve olanları yansıtmayacak bir sekildeydi. Tüm bunlari bir iki dakikalığına unuttu. Üstüne bi tayt ve tisort giyip yattı.

"Bell'in annesi Bell in çığlığını duydu ve korktu. Tam yukarı çıkıyordu ki yine o yarasa gelip 

-sakın yapma, su an kendine bakiyo. Ve katy(evet annesinin adı katy)eğer anlatirsan sonun annen gibi olur

-ne zaman tam dönüsucek(tam dönüşme kırmızı yarasa isirdiginda oluyo) ve bunlar bitecek

-zamanı geldiğinde katy,zamanı geldiğinde. Dedi ve uçup gitti."

YENİ VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin