Bölüm 1

127 12 16
                                    

Yazardan;
Yorum yapıp vote vermeyi unutmayınn
Medya;Bell

Babamın işi dolayısıyla Amerika'dan Ingiltere nin Greenwich kasabasına taşınacaktık. Gitmek istemiyordum. Çünkü burada birçok arkadaşım vardı. Burası doğup büyüdüğüm yerdi. Bırakmak çok zordu. Ama yeni bir hayat beni bekliyordu.

Annem yeni evimizin fotoğraflarını gösterdi. Çok güzeldi. Taşınacağımız kasaba küçük ve şirin bir yermiş. Evler villalardan oluşuyormuş. Yani bir site gibi. Bizim evimizde çok güzeldi. Çabuk taşınmamız lazımdı o yüzden hazırlıklara başlamıştık bile. Ben odamdaki eşyalarımı güzelce kutulara kaldırmıştım. Son olarak bazı adamlar mobilyalarımı aldı. Odamda sadece kutular ve ben vardım. Oda boştu,bomboş. Kutulara bakmak istedim. Fotoğraflarımın olduğu kutuya doğru gittim ve içinden birkaç fotoğraf aldım. Bi köşeye oturdup en üstte olan fotoğrafı incelemeye başladım. O anda gözlerimden yavaş yavaş yaşlar inmeye başladı. Elimdeki fotoğraf gozyaşlarımla ıslandı. Kaldırıp baktığımda bu arkadaşlarımla olan bir resimdi. Bu resim iki yıl önce bizim grupla çekindiğim resimdi. Çok eğleniyorduk beraber. Aynı yerde oturuyorduk. O yüzden hep beraber bir çete gibiydik.

Dogduğumuzdan beri içiçeydik. Herşeyimizi paylaşır birbirimizi koruyup kollardık. O fotoğrafta da annelerimiz le beraber gittiğimiz piknikteydik. Su savaşı yapmıştık. Hepimizin üzeri sırılsıklamdı. Benim üzerimde kısa kot şort ,askılı bluz ve belimde oduncu gömleği vardı. Amy' nin üzerinde kumaş bir şort ve yarım tişört vardı. Adrian' ın üzeründe kumaş uzun şort, üzerinde kaslarını gösteren askılı uzun tişört vardı. Denis' in üzerinde ise bir kapri ve kolsuz bol tişört vardı. Bir ağacın altında birbimize sarılmıştık. Heryerimizden sular akıyordu.

Ağlamaya başladım. Kafam bulanıktı. Kaç yıllık kardeşlerimden ayrılıyordum. Ağlamaya devam ettim. Daha sonra aşağıdan annemin sesi geldi.

-buyrun çocuklar geçin. Bell yukarıda

Ben daha sesleri anlayamadan kapım açıldı ve içeri Denis, Andrea, Amy girdi. Bi an afalladım. Ağlamam durmuş ama yanaklarım hâlâ ıslaktı. Yüzümde bir tebessüm oluştu. Amy ağladığımı fark edince hızla sarıldı. O da ağlamaya başladı bende. Onları görmek gerçekten çok iyi geldi. Adrian ve Denis bizi görünce dayanamadılar. Onlar da bize katıldı ve hep beraber ağladık.

Düşünsene ya 16 yıldır beraber olduğum arkadaşlarımdan ayrılıyırdum. İçimde onun acısı vardı. Onlar da benden ayrılacakları için içlerinde burukluk vardı. Ayrılmak zordu bee. Biraz daha zaman geçirdikten sonra annemle babam içeri geldiler. Annem

-Bell hayatım hadi gitmemiz gerek. Çocuklar sizde bi el atın şu kutuları indirelim aşağıdaki kamyona.

Hep beraber evin önüne çıktık. Ayrılmak zor oldu. Sarılmayı bitiremedik. En az bir saat sürdü vedalaşma. Herkes ağlıyordu. Annem, babam, Amy, Denis, Adrian, ben...

Biz arabaya binerken gözüm bizim hep takıldığını arsaya kaydı. Çok kötü oldum. Ne anılarımız vardı burada. Geçmişi mi bırakıp gidiyordum resmen. Okulum,okuldaki aşklarım, maceralarım. Beni çok üzüyordu düşündükçe. Derslerden arada bir kaçardık, okuldan kaçardık. Eğlenirdik bayağı. Düşümdükçe kalbim acıyor nefesim daralıyordu. Sokaktan çıktığımızda herşeyi geride bıraktığı mı anlamıştım.

Giderken yolu izliyordum aglamaktan başım da deli gibi ağrıyordu o ara uyuya kalmışım. Kalktığımda bir saattir uyuduğumu fark ettim. Kalktığımı annem fark etti ve bana döndü.

-Bell hayatım, iyi uyudun mu ?

Cevap vermedim. Annem de bişey demiyerek önüne döndü. Bir saat daha zaman geçirdikten sonra annem acıktığını dile getirdi. Babam arkadaki kamyonu süren soföre telefon açıp ileride ki ilk restorant da ineceğimizi söyledi. Bi süre sonra araba durdu. Arabadan indigimde karşımda lux bir restorant duruyordu. Içeriye girdik. Bir masaya oturduk ve annemle babam benim üzgün olduğumu anladı. Moralimi düzeltmek için sohbete başladılar, garson geldi. Benim canım hiçbirşey istemiyordu. Annemler beni zorluyordu. Onlara "YEMEK ISTEMIYORUM DEDIM!" Diye bağırdım. Annem tamam anlamında kafasını salladı ve garsona biftek yiyeceklerini söyledi. Onlarin yemekleri geldiğinde bende acıktığımı hissettim. Zaten açtım o yüzden inmistim arabadan ama biraz tavır yapasim vardı 'ne garip biseyim ben ya' diye içimden geçirdim. Bi yandan da annemlere ac oldugumu belli etmeye çalışıyordum. Annem bunu anlayınca bana "hadi sana da yemek söyleyelim "dedi. Bende tamam anlamında kafamı salladim. Bana da bir biftek söylediler ve afiyetle yedim. Üstüne güzelce tatlı yedik ve kalktık.

Iyice doydum ama başım delicesine ağrıyordu. Annem bir ağırı kesici verdi ve yavaş yavaş geçmeye başladı. Sonra yola devam ettik. Niye bu kadar uzun yolu araba ile gidiyorduk. Babama sordum ve babam da "eşyalar var ya kızım" dedi o zaman anladım. Ama bu kadar yolu kim bilir kaç saatte gidecektik işsizlik yapıp internetten baktım.Tam 4 saat 32 dk sürüyor. Biz iki saatini geride bırakmıştık. Yarım saat sonra filan benim tuvaletim geldi. Anneme söyledim. Annem de babama

- hayatım tuvaleti olan bir yerde duralım mı ?

-tamam canım

Babam tekrar telefon açarak kamyon şoförüne söyledi. 10 - 15 dakika sonra yol kenarında küçük kulübe tarzı bir reatorant gördük. Tam restırant değildi. Yol kenarında yemek yeri denilebilir. Durduk. Ben hemen içeri girdim ve orada duran kadına
- pardon! lavabo var mı?

-dışarı çık ve sola dön küçük bir tane var tatlım

Dediği yere gittim,içeri girmeye korktum. Çok karanlıktı. Etrafima bakınırken lambanın anahtarını gördüm. Içeri girdiğimde çok kötü kokuyordu. O an civciv sesine benzer bir ses duydum. Yukarı baktım ve kırmızı bir yarasa gördüm. Kırmızı yarasa çok garipti ve görür görmez o tiz sesimle bir çığlık attım. Issız bir yerdeydik. Ve sesim heryerde inliyordu. Yarasa o sesten korkmuş olacak kaçtı gitti. Annemle babam yanıma koşarak geldi. "Ne oldu kızım "dedi babam telaşlı telaşlı.

Ben ise "ya bi yarasa gördüm kırmızıydı
Gerçekten yok böyle bişey kırmızıydı ya resmen! ama şimdi gitti" dedim.

Annem "kızım emin misin kırmızı olduğundan? "Dedi. Bende "bilmiyorum yanlış gördüm herhalde" dedim.

Sonra annemlere gidin anlamında kafa hareketi yaptım. Annemler gitti ama ben tuvaletimi yapamadım tabi o korkuyla. 'Icinde patlayacak salak' dedim kendi kendime, biraz korkulu da olsam yaptim.Sonra annemlerin yanına gittim. Babam birkaç şişe su aldı ve oradan çıktık. Annem bu konuyu uzatmamıştı. Normalde uzatırdı. Yüzünde korkulı bir ifade vardı. Arabaya doğru ilerleyip bindik

Arabayı bu sefer annem sürecek babam uyuyacaktı. Benim hiç uykum yoktu o yüzden telefonumu alıp şarkı dinlemeye başladım. Justin Bieber hayranı oldugum için telefonumdaki şarkıların büyük kısmı ona aitti. Rastgele birini açtım Boyfriend çıktı .Dinlerken Amy whatsapp tan mesaj attı. Mesajda "nerdesin? Seni şimdiden çok özledim" yazıyordu. Dayanamadım ağlayacak gibi oldum ve mesaj a cevap verdim "bende seni özledim ama şimdi olmaz bell canım aciyo 😔" yazdım. Çünkü daha fazla konuşsaydım ağlayacaktım. Sonra o görüp "tamam amy😟"yazdı. Normalde whats app tan çıkmaz sürekli konusurdum birileriyle. Ama bu sefer hiç istemiyordum.
Araba çok sessiz di. Annem yola odaklanmış , babam uyuyor, ben pencereden dışarı bakıyordum. Yeni hayatımı düşünüyordum. Ve gözlerim yaşarıyordu.

Bi süre sonra babama bir telefon geldi. Annem açtı. Kamyon şoförü nün uykusu gelmiş. Bu yüzden arabayı bir kenara çektik. Benim de uykum vardı. Sabah telefon sesi ile uyandım. Kşmse bakmayınca ben açtım. Kamyon şoförü yola çıkmamız gerektiğini söyledi. Annemleri uyandırdım. Tekrar yola çıktık. Bir saat sonra villaların sıra sıra dizildiği bir yere girdik. Yolun sonunda bir arazi vardı. Biz de en sondaki evin önünde durduk. Ev buydu. Evet buydu. Fotoğraflarda gördüğüm villa. Annem

-hayatım hadi in

Büyük sevinçle indim. Karşımda büyük ve lux bir villa duruyordu.

YENİ VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin