Bölüm - 1 - İlk Giriş

140 7 26
                                    

Merhaba arkadaşlar! Bu benim ilk kitabım, o yüzden bir çok yazım, anlatım, konu vb hatası olabilir. Bu seferlik mahsur görün.
Yazım, imla ve diğer hatalar için özür dilerim.

İyi okumalar.. ^^

"Hey, bekle! Yanlış anladın, cidden." diye bağırıyordum arkasından. Ona bir şey yapmamıştım. Ne oldu da kızmıştı ki? Bilmiyordum, ama öğrenmek için onu durdurmak zorundaydım. Kolunu tutmakla bana bağırıp beni geriye savunması bir oldu.

"Dokunma bana!"

Şok olmuştum. Ne yaptım ki diye düşünürken birden beni tutup sarsmaya başladı. Bağırıyordu, sanki uzun bir zamandır biriktirdiği bir öfkeyi kusar gibiydi.

"Ben sana ne yaptım da bana bunu yapıyorsun ha!? Dostum bildim, güvendim. Sen ne yaptın bunca yıllık dostunu iki haftalık çocuk uğruna terk ettin! Yazıklar olsun Duru! "

Bir an durup sakinleşmeye çalıştı. Kollarımı tutan elleri biraz olsun gevşemişti, yada aniden inanılmaz bir kuvvetle kolumu sıkmaya başlayana dek öyle olduğunu düşünmüştüm.

"Bir daha sakın ama sakın, benim karşıma çıkma!"

Bunu demesiyle beni geriye doğru savurması bir oldu. Dengemi sağlayacak kadar vaktim olmadığı için kendimi yerde bulmuştum. Ah, bulmaz olsaydım. Çünkü kafamı sola çevirmemle bana doğru hızla gelen bir arabayı görmem bir oldu. Buraya kadar mıydı?

Oh my aman Allah'ım!

- İki sene sonra -
- Sarp -

O olayın ardından iki yıl geçti. O zamandan beri vicdan azabı çekiyorum. Duru tamamen benim aptallığın yüzünden iki yıldır acı çekiyordu. Belli etmese bile...

Arabanın acı fren sesini ve çığlıkları duyduğumda şok olmuştum resmen. Duru kanlar içinde yerde yatarken benim tek yapabildiği boş gözlerle, dehşet içinde Duru'yu izlemekti. Bir kadın gelip nabzını kontrol etti, bir adam da hızla onu kucağına alıp arabasına bindirdi "Onu tanıyor musun?" diye sorduğunda tek verebildiği cevap, kısa, duyulmayan bir sesle "Evet." demek oldu.

Adam, ben arabaya biner binmez gaza yüklendi. Duru dizlerimde yatarken, ben de onun nefes alıp almadığını kontrol ediyordum. Alıyordu... Şükür ki alıyordu...

Hastaneye varır varmaz, Duru'yu sedyeyle ameliyathaneye aldılar. Kapının önünde umutsuzca beklemekten başka çarem yoktu. Annesine ne diyecektim? Ablasına? Peki, ya ölürse?

"Saçmalama" diye bağırdı mantığım "Duru ölmeyecek!"

Öyle umuyorum dostum. Öyle umuyorum...

Cehennem gibi geçen 12 saatin ardından Duru ameliyattan çıkmıştı. Hızla doktorun yanına koştum, dehşet içinde sordum

"O iyi mi?"

Doktor bir kaç saniye bana baktı ve cevapladı "Evet" içime bir rahatlık çöktü derken devam etti. Duru'nun hayatının "karardığını" belirten o cümleyi söyledi

"Artık göremiyor..."

Özür dilerim Duru...

- Duru -

Göremediğimi duyduğum zaman üzülmüştüm. Kim üzülmez ki?

İlk başlarda Sarp'ı suçlamak istedim, ama onun bir suçunun olmadığını fark etmem pek zaman almadı. Kendimi suçlamaya başladım, her geçen gün kendimden nefret ediyordum. Eğer Kerem'le orada buluşmasaydım -aslında buluşma da denemezdi, sonuçta ona hesap sormak için gitmiştim- belki de şuan bu halde olmayacaktım.

Şaka MısınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin