KONSER GÜNÜ
Jae In,heyecanla karşısında şaşkınlıkla ona bakan kalabalığa doğru adım attı.Günü kurtarması gerekiyordu.İnsanlar bekledikleri kişiyi göremeyince haykırmaya başlamıştı. Bu çocukta kimdi?Kwangsoo neredeydi?Tüm paraları boşa gitmişti.Yanındaki çocuk başlamasını işaret etti.Yüzlerinden pekte mutlu olmadıkları belliydi. Liderleri ortadan kaybolmuştu.Jae In gözlerini kapatıp kendini müziğin ritmine bıraktı,bunu atlatacak ve Kwangsoo'nun yedekliğini yapacaktı.
**
Min Ah karşısında Jae'yi görünce şaşkınlıkla olanları anlamlandırmaya çalıştı.Kwangsoo nerdeydi?Bu kadar önemli bir günde asla bırakıp gitmezdi,birşey olmuştu. Başına kötü birşey gelmişti..Düşüncelerle boğuşurken Jae'nin sesi duyulmaya başladı.Sesi gerçekten güzeldi,hemde çok güzel.İnsanlar yuhalamalarını bırakıp sesi dinlemeye karar vermişti. Min Ah karşısındaki çocuğa baktı.Müziğe kendini kaptırmış,profesyonellerden farkı yoktu.Gözlerini açtı ve Min Ah ile göz göze geldiler.Ona gülümsedi.Min Ah hala ifadesizliğini koruyordu. Kwangsoo'yu düşünüyordu..O nerdeydi? Orda olması gereken Jae değildi,Kwangsoo idi.Bu onun hayali,yıllardır çalıştığı şeydi.Bu yüzden ayrı düşmemişler miydi?Müzik tutkusu yüzünden. Ve şimdi tüm fedakarlıkları boşa gidiyordu.Kwangsoo'nun umutları sönüyordu.Bunu asla kaçırmazdı.Kesinlikle başına birşey gelmişti,kesinlikle. Etrafını aranmaya başladı.Burdan bir an önce çıkıp onu aramalıydı.Amaçsızca çırpınıyor ama kalabalık onu bir adım bile ilerletmiyordu.Min Ah kurtulmak için yol ararken onu gördü. Köşeden sahneye bakıyordu.Çökmüştü.Jae'yi gördüğü için miydi?Yanında olmalıydı,her zamanki gibi,ona söz verdiği gibi.Min Ah kalabalığı tüm gücüyle ittirerek ilerledi. İnsanlar ona laf atıyor kızıyordu ama umrunda değildi,oraya ulaşmalıydı.Kwangsoo gözden kaybolmuştu,onu kaybetmişti!Min Ah etrafa bakınmaya başladı.Onu bulmalı ve neler olduğunu anlamalıydı. Köşenin etrafını aradı ama görünürde kimseler yoktu.Yandaki parka girdi.Karanlıkta ayırt edemesede bir silulet gördü.Ağaca yaslanmış ve zorla nefes alan bir silulet. Hızla kim olduğunu görmek için çalıların içine daldı.Kwangsoo;gözlerini kapamış,zorla nefes alarak bedenini ağaca yaslamıştı.Min Ah korkuyla yanına ilerledi.Eliyle bastırdığı karnının her yanı kandı,çok fazla kan.'N..ne old..u sana?'Sesi titriyordu.Ne yapmalıydı?Yardım mı çağırmalıydı?Geç kalabilirdi,ne yapmalıydı?!Kwangsoo yavaşça kafasını kaldırdı.Kwangsoo'nun gözleri yaşlıydı. Ağlamış mıydı?Onu bu halde görmek bile Min Ah'ı ondan daha beter yapmıştı.Beyni durmuştu,ne yapmalıydı?Kwangsoo boşta kalan elini Min Ah'a uzattı.Tereddütle Min Ah ona doğru ilerleyip, elini korkuyla tuttu.Kwangsoo,Min Ah'ı daha da kendine çekti.Dipdebe gelmişlerdi.Min Ah,bu sefil haline kızıyordu,hiçbir şey yapamıyordu.'Birilerini çağırmalıyım,çok kan kaybetmişsin.'yutkundu. Kwangsoo gözlerine bakıyordu.Eliyle saçlarını geriye attı.Güçlükle konuşuyordu.'Te-şekkür-ler.Herşey i-çin.'Min Ah'ın korkusu iyice artmıştı,neden bu kadar boş şeylerden bahsediyordu. Sadece vakit kaybediyorlardı.'Saçmalamayı bırak.'Elini cebine attı,telefonu yoktu.'Lanet olsun!Tamam sen biraz daha dayan birilerini çağıracağım.Sadece dayan anladın mı?'Gitmeye çalışırken kendini,güçlü ellerden kurtaramıyordu.'Söyle-yecek-lerim var.Dinle ben-i.Bunca za-man bana yaşama sevinci ver-di..ğin,hayata tutun..mamı sağladı-ğın için teşek-kürler.Ama bilmeni iste-diğim şu:b..en olmasam bi..le insan-lara güven-melisin.Seni çok se-ven insanlar v-ar ve daha da artmasına izin verme-lisin.Bir tek ben yo..kum,ben olmasam-da yaşama..lısın.'Min Ah ağlıyordu,kendini tutamadı.Eğer onu da kaybederse herşey biterdi.1 dk bile nefes alamazdı.Buna izin vermezdi.Onu kurtarmalıydı.'Kapa çeneni.Birilerini çağırıcam.'Kwang onu tutmaya çalıştıkça daha çok acı çekiyordu.Acı onu isteksizce inletti.Min Ah korkudan yerinde kalakalmıştı.'Beni yor-ma.Hem unutma bug-ün benim doğ..um günüm.Hedi-yem nere..de?'hafifçe gülümsedi.Böyle bir anda bile hiç değişmiyordu.'Burdan çıkınca,sen iyi olunca vericem. O yüzden görmek istiyorsan sık dişini.'Min Ah soğukkanlı görünmeye çalışsada içinde kıyametler kopuyordu.'Fazla vaktim olmaya..bilir.Ben şimdi isti-yorum.'Neden bu kadar inatçıydı?Yüzüne baktı. Rengi kalmamıştı,gözleri yaşlıydı,dudakları kurumuştu..Bedeninin kolları altında titrediğini hissediyordu.Daha fazla vakti yoktu,onu ikna etmeliydi.Yıllarca yanında olan bu çocuğun ne anlama geldiğini bilmiyordu. Herhangi biri olsa bu kadar üzülmezdi değil mi? Kwangsoo'yu seviyordu hemde herşeyden çok,bu çocuğu kaybetmeye dayanamazdı...Ona hediyesini verecekti.Sadece o istediği için değil,onu ne kadar sevdiğini göstermek içinde..
Kwangsoo onu öpmeye hazırlanırken,Min Ah'ı dudaklarında bulmuştu.Çocukken bilmediği o köhne yerde onu sahiplenenler büyükanne ve Min Ah'tı.Korkuya kapıldığı gecelerde sarılıp uyuduğu, yardıma ihtiyacı olduğunda canını ortaya koyan,sevgi denen duyguyu yeniden benliğine yedirmesini sağlayan bu kızdı..Müziği için o sıcak evi bırakmıştı ve artık hayalini kurduğu o şeyde elinde değildi.Burada ölecek miydi? Yaşamasının tek amacı Min Ah ve müzikti.Onlar olmasa yıllar önce sefil haline son verirdi.O giderse bu kız napardı?Sadece onun için tutunmaya devam etmeliydi.Gözleri artık onu dinlemiyordu, gözlerine söz geçiremiyordu...Min Ah'ın tatlı kokusunu birkez daha içine çekti.Mutlu hissediyordu...
supernaturel~
Bana sövmeyin emi bunların olması lazım sabır ihihihi.