Büyükanne başta kızıp bağırsada sonradan çocukların haline içi acımıştı.
Torununun yüzünde kocaman bir yara vardı.Ama yanında oturan mahçup çocuğa baktı.
Berbat haldeydi,canının ölesiye acıdığı belli oluyordu.Ama Min Ah ve büyükanneye belli etmemek için çırpınıyordu.
Yıllardır evine giren bu çocukta onun torunu sayılırdı.Bu halde gitmesine izin veremezdi.İlaçlarla biraz yaralarını temizleyip sardıktan sonra
uzanması için Min Ah'ın odasına çıkarttı.Bu gece burda kalacaktı.Birkaç sene önceye kadar olduğu gibi.
Kwangsoo'yu belli etmesede büyükanne oğlu gibi severdi. O da yetimdi ve en önemlisi Min Ah'ı yaşama tutunduran oydu.
Bu perişan haldeki delikanlıya çok şey borçluydu.
---
Min Ah,içeri girdiğinden Kwangsoo iki büklüm yatakta kıvranıyordu.Endişeyle yanına koştu.
'Noldu? Çok mu kötüsün? Hastaneye gidelim demiştim sana!'Kwangsoo kolundan tuttu ve onu yatağa çekti.
Kafasını omzuna yasladı.'Sa..Sadece biraz yat..malıyım.' Zor konuşuyordu. Min Ah,ona sıkıca sarıldı.
Bu acı içinde kıvranan çocuğu izlemek onu harap ediyordu.
'Ben yanındayım.'
Ve zorda osla Kwangsoo uykuya daldı,huzurlu hissediyordu.
---
Jae yatağa uzandığı halde gözüne gram uyku girmiyordu.
Kwangsoo'nun durumunun kötü olduğunu biliyordu ama o ikisinin aynı odada kalması biraz fazla değil miydi?
Önceden de kalıyorlardı değil mi? Onlar çok yakınlardı. Büyükanne izin vermişti sonuçta.
Hem ona ne oluyordu? Bugün neden bu kadar korkmuştu?
Haberi duyunca olay yerine koştursada Min Ah'ı bulamaıştı.
Çoktan Kwangsoo ile gitmişlerdi.
Sinirle yataktan kalktı.
Balkona çıktı.
Pencere açıktı,başını uzatıp içeri baktı.
Kwangsoo ve Min Ah'ın düzenli nefesini ordan duyabiliyordu.
Genç çocuk,Min Ah'a yaslanmış yatıyordu.
Huzurlu gibiydi,ona sarılmak acılarını azaltmış mıydı?
Bu gece hayatının en uzun gecesiydi.
Sebebini anlamıyordu ama öyleydi...
---
Kwangsoo ağrılarının çoğunun yok olduğunu ve daha dinç olduğunu hissediyordu.
Rahattı ve güzel bir koku geliyordu burnuna.
Yavaşça gözlerini açtı.
Min Ah, onu izliyordu.
'Günaydın uykucu.'
Kwangsoo başta şaşırsada dün burda kaldığını sonradan hatırladı.
Gülümseyerek 'Günaydın.' yüzü muzip bir tavır alarak 'bilseydim daha önce dayak yerdim.'
'Yaaa.'Min Ah vuracak yer bulamamıştı.Geri elini indirerek 'İyi misin?' diye sordu.
'Evet,çok daha iyiyim.'Kollarını Min Ah'a uzattı.