Umarım severek okursunuz...Artık düşünmek istemiyorum. Her hareketimin izlenmesini veya beyin frekanslarımın hesaplanmasını istemiyorum. Veya heran bilincimi kaybettirecek derecede acılı deneylerin, bilincimi kaybettikten sonra devam etmesini. Geri kalan zamanımda bu odaya tıkılıp oyalanmam için önüme koyulan uğraşlarla oynamaktan, her öğün içinde ne olduğunu bilmediğim tatsız lapaları yemek istemiyorum.
Ben 13. Denek. Buradaki en eski Deneğim. Benden önceki 12 tane denek öldü ve onların sayıları yeni gelen deneklere verildi. 14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24 ve 25 sayılı deneklerde aynı şekilde.
Bu yüzden benim üzerime daha çok düşüyorlar. Merak ediyorlar, neden benimde diğer denekler gibi ölmediğimi.
Aslında bende merak ediyorum, neden hayla ölmediği mi?
Sahi, ben buraya geleli ne kadar süre oldu?
Anonstaki, ince kadın sesi kulaklarımı doldururken şaşkındım.
-Yüzen Ada'nın dikkatine. 11, 12, 13, 14, 15 katlarında yangın çıkmıştır. Acil tahliye!
Yüzen Ada'nın dikkatine.Kadının sesi tekrar tekrar kulaklarımda yankılanırken, ben size her katın bir denek için ayrıldığını söylemeyi unuttuğumu hatırladım.
Aklıma gelen fikirle paniği bir kenara bıraktım.
Buradan kaçabilirim. Daha öncede denemiştim. Ama hayla burada olduğum için sonuç aşikar. Ama şimdi işler benim lehime. Sonuçta etrafa bir panik hakim.
Hızla, yangın alarmın dan dolayı artık açık olan kapıdan çıkıp sağı solu kolaçan ettim.
Asansörün oradan çıkmıştı yangın. Hızla asansöre koşup kapısını açtım. Alevler koridoru sarmıştı ama tenim sıcağa ve ateşe dirençliydi.
Asansör boşluğuna baktığımda dibi neredeyse görünmüyordu. E tabi, katların çoğu yer altında olunca...
Hemen karşı aşağı atlayıp demirlere tutundum. Ve dönüp yine karşı aşağı atladım. Böyle böyle 5. kata kadar indim. Asansörün yukarı doğru, yani bana gelmeye başladığını görünce asansör kapaklarını açıp kata girdim. İlerlerken iki doktorun buraya doğru geldiklerini farkedip duvara iyice sinip görünmez oldum.
Bu arada, üzerimde uyguladıkları çeşitli ölümcül testler yüzüne resmen bir ucubeyim şuan. Tabi bu fiziksel değil, kızıl saçlarımı ve zürafa gibi boyumu saymazsak. 1.80 küsür boy nedir ya bir kız için!
Doktorlar konuşarak yürürken istemeden kulak misafiri oldum.
Yaşlı doktor" unutma. Tüm deneklerin dosyası zemin katın gizli odasında."
Genç doktor"iyide orası asansörün arkasında kalmıyor mu? Nasıl geçeceğim asansörden? "
Yaşlı "yaka kartını boş yere vermediler herhalde. Asansörün arkasındaki yuvaya tak zemin kattayken. Bu arada ilk bakacağın dosya en kalın olan, 13. DENEK dosyası olsun. Diğer denekler ölüp ölüp duruyor. 13. Denek ÖLÜMSÜZ."
Genç " ne demek ölümsüz!"diye sordu şaşkınca.
Yaşlı doktor, gencin sırtını sıvazlarken "bunu dosyaya bakınca anlarsın. " diye geçiştirdi.
Onların arkasından asansöre bindim.
Asansörün ısı dedektörleri aklıma gelince kalp atışlarımı yavaşlatıp, beden ısımı ortamla eşitledim.
Genç "izin verirseniz ben şimdi bakayım dosyaya."
Yaşlı "olur. Bende zaten bu arada dün ölen 37. Deneğin cenaze işlerini hallederim."dedi.
Genç "ölü denekler ne yapılıyor efendim?" Diye mantıklı bir soru sordu.
Yaşlı "malzemelerin getirildiği kargo uçağıyla alınıp denizin bir yerine atılıyor." Dediğinde tenim ürperdi. Bu acımasızlıktı. Küçük bedenlere o kadar deneyle işkence edilip, ardından bin bir türlü canlının yaşadığı hırçın suya atmak! Bu canilik!
Yaşlı asansörden indikten bir iki dakika sonra asansör zemin kata inmiş, genç doktor, yaşlı doktorun dediği gibi asansörün arkasındaki yuvaya kartı yerleştirmişti. Asansörün arkası kapı gibi açılırken planım hazırdı.
Ellerindeki benim hakkımdaki dosyayı alıp, bahsedilen kargo uçağına gizliden binip buradan kurtulmaktı. Sonra tekrar dönüp diğer denekleri kurtarmak. Tabi döndüğümde yalnız olmayacağım denekleri kurtarırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13. DENEK *donduruldu.
Fiksi IlmiahKalp ve beyin hastası, ölümünden önceki günlerini sayan yetim bir kız çocuğu, yatılı tedavi görmek için bir adaya sevk edilir. "Yüzen Ada" Ama Yüzen Ada'da tedavi yerine bu kız çocuğuna deneyler yaparlar. Teklikeli, sonucu kesin olmayan deneyler. T...