Ellerimle kendime gelmek için yanaklarıma vuruyordum. Rüya değildi. Gerçekti. Olmuştu. Biz… Aman tanrım.
Yine alarmdan önce kalkıp hazırlanmıştım. Bugün onu gördüğümde nasıl konuşacağıma hala emin değilim . Bunun hakkında okula giderken düşünmek istiyorum. Bu yüzden onu görmeden okula gitmem gerekecekti.
Ağzıma bir şeyler tıktıktan sonra tam dışarı çıkacakken camdan yağan karı gördüm. İlk kar yağıyordu. İçeriye gidip montumun içinden birde hırka giyip yeniden kapıya yöneldim.
Dışarı çıktığım anda bembeyaz olmuştum. O kadar fazla kar yağıyordu ki. Caddede ki insanlar yürüyemiyordu bile.
Tam caddenin kenarından yürüyeceğim sırada bir kol beni yakalayıp kendine çevirdi. TaeHyun?!
O kadar üşümüştü ki burnu kıpkırmızı olmuştu ve titriyordu. Beni mi beklemişti? Hemen saatime baktım. Daha çok erkendi. Gelmemiş olması gerekiyordu.
‘’ Burada ne işin var? ‘’ dedim gözlerim kocamanken.
Elini kolumdan çekip göğsünde birleştirdi ve ısınmaya çalıştı. ‘’ Yine kaçacaktın değil mi? ‘’ dedi sinirle.
‘’ Bu yüzden mi beni bekledin? Ah! İyi ki kaçmışım. Yoksa donacaktın. ‘’ boynundaki atkıyı burnuna kadar çektim. ‘’ Atkıyı ziyan etme. ‘’ diyip yürümeye devam ettim.
Otobüs durağına geldiğimizde kendi atkısını benim boynuma sardığında şaşkınlığımı fazlaca belli ederek ona döndüm. ‘’ Ne yapıyorsun? ‘’ dedim
‘’ Atkıyı ziyan etmiyorum. Karın farkında değil misin? Neden atkı almadın. ‘’
Gülmekten kendimi alamadım. ‘’ Tam otobüse bineceğimizde mi aklına geldi? Gerek yok, ben iyiyim ama sen donuyorsun. Bu akşam üşütmesen iyi olur. ‘’ atkıyı onun boynuna geri sardım ve gelen otobüse bindik.
Şu an biz birlikteydik değil mi? Yani demek istediğim çıkıyoruz. Ya da öyle bir şey. Değil mi? Dün hiç bana öyle bir şey sormamıştı ama öyle olması gerekmez mi? Öyledir herhalde. Peki neden utanmıyorum? Neden rahatça konuşabiliyorum? Aslında dilimi yutmuş olmam gerekmez mi?
--o—
DongMin bu ayın sonundaki gösteri için gerçekten çok çalışıyordu. Başrollüğü – TaeHyun kadar olmasa da – hak etmeye başlamıştı.
Herkes çok çalışıyordu. Ben biraz boşlamış gibi olsam da çalışıyordum. Yani arada. Zamanım oldukça işte. TaeHyun’u düşünmezken.
Dans sınıfında herkes hocayı beklerken aynaların önünde oturmuştu. Kimi gösteriden kimi de okulda dönen dedikodulardan bahsediyordu. Biz ise öylece oturuyorduk. İkimizde konuşmuyorduk. Ben kollarımı bacaklarıma sarmıştım. O da uzanmıştı. İlk kim konuşacak yarışı falan mı yapıyorduk acaba? Belki yapıyoruzdur.
Gözümün ucuyla ona bakındım. Gülümsüyordu. Neye gülüyor bu? Yeniden önüme dönüp çenemi dizlerimin üstüne koydum.
TaeHyun eliyle kolumu tutup dizlerimden ayırdı ve kolumdan ellime doğru kendi elini kaydırdı. İkimizin eli bir araya gelince parmaklarını parmaklarıma kenetledi.
Ona doğru döndüğümde gülümseyerek yüzünü bana çevirdi ve göz kırptı. Evet evet onaylandı. Birlikteyiz. Yani çıkıyoruz. Ya da onun gibi bir şey. Adı umurumda değil.
Neden gülümsememe engel olamıyorum. EunHee gülmeyi kessene. Rezil olacaksın.
--o—
Bugün eve birlikte döndük. Şimdi evde yüzümü kaplayan aptalca bir sırıtışla dolanıyorum. Annem ne olduğunu sormuyor o da benimle birlikte gülüyor. Saat on olmasına rağmen uykum gelmişti ve gidip yatmaya hazırlandım.
Tam o sırada telefonuma mesaj geldi. TaeHyun’dan olmasını umut ederek hemen açtım.
‘’ Dışarıya gel. ‘’ –TaeHyun’dan
Merdivenlerden ikişer , üçer inerek kapıya koştum ve direk dışarıya çıktım. Bir anda yüzüme vuran soğuk tüm vücudumu kapladığında pijamalarımla olduğum aklıma gelmişti.
Hemen arkamı dönüp içeriye girmeye çalıştığımda kapının kapalı olduğunu ve anahtar almadığımı fark ettim. Tam kapıyı çalacakken arkamdan kıkırdama sesleri duydum.
‘’ Çok yakışmış. ‘’
Bir yandan donarken onun yanına gittim. Her adımımda daha çok üşüyordum. Ellerimi birbirine dürtüp ısınmaya çalışsam da işe yaramıyordu. ‘’ Senin yüzünden oldu. ‘’ dudaklarımı büzdüm.
Elleriyle ellerimi tuttu daha sonra yüzümü ellerinin arasına aldı. ‘’ Donuyorsun. Gel buraya.’’ Daha ne olduğunu anlayamadan beni kendine çekti ve bana sarıldı. Sarıldı. Bana. TaeHyun.
Aklıma gelen şeyi söylesem mi yoksa söylemesem mi diye düşünürken bir anda ağzımı açtım ve konuşmaya başladım. ‘’ Sadece montunu versen de olurdu.
Kafamı kaldırıp verdiği tepkiye baktığımda gülümsediğini gördüm. ‘’ O zaman da ben üşürüm. ‘’
Neden bu bölüm benim çok hoşuma gitti bilmiyorum ama sanki hikayeyi yazmaya başladığımdan beri yazmayı beklediğim bölüm buymuş gibiydi. Aslında bu gün yayınlamayacaktım ama kendimi tutamadım :D Bir yandan finale yaklaştığımızı biliyorum ama bir yandan da final olsun istemiyorum :D Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınız benim için gerçekten çok önemli. Bu hikayeden sonra devam edeceğim '' Menajerimiz Bir Kız '' hikayeme bakarsanız sevinirim. Vote'lamayı unutmayın :))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Başrol Oyuncum
Fiksi Remaja'' Onu sevmiyorum. Sadece onu düşündüğüm zaman, onunla olduğum zaman, midemde oluşan o kelebeklerin hissi hoşuma gidiyor. '' -EunHee