''Hilal''

524 24 0
                                    


Sabah annemle erkenden hastaneye gittik. Pansuman bekleyen hastalar vardı, başhekim beni 2-3 kişi için görevlendirdi. İlk önce başından yaralı bir Yunan askerinden başlayacaktım ki, aklıma Andreas geldi.

Mehmet bana yalan söylemişti. Andreas'ı öldürmüştü. Benim zorla kaçırıp, o kadar riske girip Yunan Ordusu'ndan ayrıldığı için öldürülecek olan askeri kaçırmak için Teğmen'e yakalandığım işi kökünden çözmüştü tam sinirli bir şekilde pansuman bekleyen hastaların yanına gidecektim ki annem;

''Kızlar siz eve gidiyorsunuz, Yıldız kardeşini de al konağa hemen!'' dedi.

İsabet olmuştu, çünkü bu meselenin üstü öylece kapanamazdı.

At arabasına bindik. Eve 2 sokak kalmıştı ki Mehmet'i gördüm. Karanlık bir ara sokağa girdi, peşinden inmek için arabayı durdurdum. Ablam;

''Annem eve gitmemizi söyledi! Nereye gidiyorsun?''

Aldırmadan devam ettim. Hızlandım, Mehmet'e yetişmeye çalışıyordum. Eski, kırık camlı, yıkık dökük bir binaya girdi. Bende peşinden. Çok karanlıktı. Büyük bir binaydı bir de. Nefes alıp verişini duyabiliyordum. Yavaş yavaş yanına gidip neler çevirdiğini bulacaktım ki sanırım beni farketti. Duvara yaslandım, o nefesler arkamdaki duvardaydı. Birden kolunu uzatıp beni içeri çekti;

''Hilal? Ne işin var burada? Git hemen buradan!''

''Hiçbir yere gitmiyorum, cephanelik meselesi patlatanların ellerine sağlık. Bu mesele halledildiğine göre Andreas'ı neden öldürdüğünü şimdi açıklayacaksın!''

''Savaştayız Hilal, vicdanın sırası değil. Sonuçta oda bir Yunandı! Git şimdi.''

''Sana inanamıyorum Mehmet! Beni kandırdın, bana yalan söyledin. Bundan sonra aramızda hiçbir şey yok! Neler çevirdiğini öğrenmeden hiçbir yere gitmeyeceğim! Kime çalışıyorsun sen? Kimin adamısın? Hepsini anlat!''

''Gücün yeter mi sanıyorsun? Git dedim sana!''

''Gitmiyorum!''

''Hilal git!''

''Mehmet gitmiyorum!''

''Hilal sana git dedim!'' diyerek masayı fırlattı. Çok korkmuştum ama başımı çevirdiğimde masanın altında patlayıcıların ve birkaç haritanın olduğunu gördüm. Mehmet'te baktı. Haritaları açtım ve farkettim ki haritalar cephaneliğin olduğu yeri gösteriyordu. Mehmet;

''Bu bir tuzak! Hemen buradan çıkmalıyız Hilal!'' derken kapının ağzında bir grup asker vardı. Teğmen'de en öndeydi ve ;

''Hilal?''



VatanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin