3. Bölüm Mahkumun Anıları

42 1 0
                                    

Yeni bir okul daha değiştirmesi gerekiyordu. Hazırlıklarını yaptı eşyalarını düzenledi geriye kalan tek şey geceyi geçirmekti. Yatağına son bir kez uzandı bu kadar alıştığı yumuşacık yatağından ayrılmak istemiyordu. Fakat yatak buraya yerleştiğinde de burada olduğundan ayrıldığında da burada kalmalıydı diye düşündü. Kulaklığını taktı müzik listesinden rastgele bir şarkıyı başlattı.Hepsini fazlasıyla seviyordu nasıl olsa şarkıların. Düşüncelere daldı...

Derin bir iç çekti... ve Telefonunun yanındaki çikolata kutusundan bir iki parça çikoalta aldı. Her zaman iyi hissettirirdi Çikolatalar garip şekilde. Özellikle de bunlar.. Sigara benzeyenler... Özellikle iyiydi. Gerçek bir sigara içiyormuş gibi rahatlatıyordu kendisini... Malum astımı yavaş yavaş geçiyordu gerçek bir sigara içemezdi. Geriye şöyle bir baktığında bu hayatındaki o kazadan beri 40. okul değiştirişi olacaktı. 9 yaşındayken geçirdiği o talihsiz kaza... O gün hava çok güzeldi ve en çok sevdiği köpeği Hiea ile yakalamaca oynuyordu. Hiea... Cidden çok garip bir isimdi. Şimdi bile... Topu yanlışlıkla başka bir yöne attığında köpeği ile beraber topun peşinden koşmaya başladılar. Tam topu yakalamışken... Düüüüüüüüt. Düüüüüüüüt. Kendilerine doğru hızlı bir şekilde Büyük bir kamyon geliyordu. Her şey saniyeler içinde gelişti. Köpeği Hiea gözleri önünde parçalara ayrılmış daha sonra da kamyonun kendisine çarpmasıyla 15 metre öteye takla ata ata gitmişti. Şanslıydı aslında... Sadece bir çok kemiği kırılmış ve alnında ve ensesinde garip bir iz ile kurtulabilmişti...  Gözlerini açtığında hastahanede idi. Babası, annesi, kardeşleri, doktor ve hemşireler bir şeyler söylüyordu ama anlayamıyordu. ''Ne oluyor burada?'' demeye çalıştı ama konuşamadı olamaz yoksa dilsiz mi kalmıştı. Bir daha denemeye çalıştı bu kez olmuştu... Çok çarpık ve zor da olsa... ''Burada ne oldu?'' dedi. Bu sefer sesi çıkmıştı öncekinden farklı bir sesi vardı. Ama hala ana diliyle ne demeye çalışırsa çalışsın doğru dürüst sesi çıkmıyordu. Daha sonra Doktorların yaptığı araştırmayla beyninin dil bölümünde hasar olduğunu ve bildiği dillerin büyük bir bölümünü unuttuğu ve konuşmada zorlanacağı ortaya çıktı. O zamandan buraya kadar bir çok dil öğrenmeye çalışmış ancak öğrenebildiği diller sadece İngilizce, Japonca, İspanyolca, Rusça ve Türkçe olmuştu. İnternetteki merakları sayesinde öğrenebilmiştibunları... Ama oldukça zordu... Ha bi de Antik yunancası vardı.. Antik dillerin çoğunda garip şekilde iyiydi aslında...

Sabah uyandığında içinin geçmiş olduğunu fark etti. Tüm o geçmişi düşündürmek onu çok zorlamıştı.  Yeni evi yeni transfer olduğu okula yakındı. Biraz bekledikten sorna nakliye arabası gelmiş ve yeni dairesine yerleşmişti... Kaybolan kocaman bir gün... Tek düşünebildiği buydu Eşyalarını yerleştirdi ortama alışmak için etrafı gezdi. Gece Gece nereyi gezecekse artık. Biraz arka sokaklarda dolaştı. Etraftaki Çetelerle yakınlaştı. Rahat bir şekilde dolaşabileceği yerleri öğrenmişti. Çetelerle arası iyiydi... Okula göre fazlasıyla iyi... Kendisini kabul eden tek yerdi Çete Bölgesi. Sabaha kadar dolaştı etrafı. Sabahın köründe açılan bir dükkandan soğuk bir kahve alarak evinin yolunu tuttu. Okul için iyice hazırlandıktan sonra son kez aynaya baktı.. ''Bu sefer farklı olacak... Bundan Eminim....'' Biraz öylece bakakaldı aynaya... ''Umarım bu işi de yüzüme gözüme bulaştırıp Justin'e fazla yük olmam'' dedikten sonra Okula doğru yürüdü. Müdürle Okulun girişinde karşılaştı... Müdür onu Okula  sızmaya çalışan bir serseri zannetmişti. ''2-0 yenik başladık gene'' diye düşündü. Birsüre sonra Müüdürle biraz konuşarak Okula kaydını başarıyla tamamladı. O sabah  okulun bahçesinde kitap okurken herkesin gözü üzerindeydi.''Ne yani...Serser, görünüşlü biri kitap okuyamaz mı'' diye düşünüyordu sürekli...'' Sınıfa girdiğinde herkes ona çok garip bir şkidle bakıyordu... '''HER ZAMANKİ OLAY. Hepsi ona ters ters bakıyordu. Amerika'da transfer öğrenci bu kadar az mıydı?'' diye düşündü kendi içinden. Kendini tanıttığı günün son derslerine doğru Müdür odasına çağrıldı. Ailesi müdürün odasında bekliyordu( Khasnor Khelia, Jessica Khelia, Tyson Khelia, Aria Khelia) hepsi sıralanmıştı müdür de tereddütlü bir biçimde karakterimiz Ethan Khelia'ya bakıyordu. Ortam çok gergindi ilk konuşan kişi Ethan oldu; 

In The Middle Of The ObscurityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin