Kimin savaşındayım?

490 89 10
                                    

Çantalar sırasıyla taşınmıştı. Kapağını açmadıkları için nereye gittiğimizi göremiyordum. Konuşabileceğim tek kişinin de dilsiz bir silah olması ne hoş tesadüftü.

Sarsıldım ve sert bir zemine konulduğumu hissettim. Ardından birkaç ses yükseldi ve tekrar metal kapılar çığlık atmaya başladı. Yolculuğun uzun sürmemesini umdum. Zira kullanılmamaktan paslanacaktım.

İnanamıyorum, neden bu kadar heyecanlıydım ki?

Vücut ısısının çantaya, çantadan da bana sızmasıyla yanıma birinin oturduğunu hissettim. Belki de sahibimdi. Onunla tanışmak için sabırsızlanıyordum.

Kulaklarıma (?) Katyusha'nın melodisi dolmaya başladı.

Rastsvetali iabloni i grushi.

Poplyli tumany nad rekoj.

Vykholadila na bereg Katyusha,

Na vysokij bereg na krutoj.

Çiçeklenmiş tüm ağaçlar.

Kıvrım kıvrım yükselir sis.

Katyuşa kıyıya koşar.

Kıyı sarptır, kıyı sessiz.

Sevgilisi savaşa giden bir genç kızın ağzından söylenmişti bu şarkı. Ona güçlü olmasını, vatanını savunmasını öğütler, aynı zamanda da özlemini anlatırdı. Zamanla Rusların halk şarkısı halini almıştı.
Tüm bunları nereden bildiğimi bilmiyordum ama bağlı olduğum halkla, Ruslarla ilgili her şey zihnime kazınmıştı sanki.

Yanımda oturan her kimse, şarkıya eşlik etmeye başladı. Sağ tarafımdan ''En son ne zaman gördün aileni?'' diye bir ses yükseldi. Konuşana kadar varlığını hissetmemiştim halbuki.

''Altı ay olacak.'' dedi ve seslice iç çekti yanımdaki. ''Şu teröristleri Dağıstan'dan çıkarır çıkarmaz karımın kollarına koşacağım. Bu da kızım,'' dedi ve ufak bir sessizlik oldu. "İki yaşında, Galiya."
Ona kızının bir fotoğrafını gösterdiğinden emindim.

Sahibimin kim olduğunu bilemesem de kiminle, nerede savaşacağımı anlamıştım. Dağıstan'a gidiyorduk ve ben Rusya'yı teröristlerden koruyacaktım.

Yakında Galiya'na kavuşacaksın, diye geçirdim içimden. O teröristlerin hepsi mermilerimin tadına bakacak.

Ben; Kalaşnikof Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin