Herşeyin başlangıcı

289 32 3
                                    

Sıcak boğucu geçen bir iş günü. İnsanların sanki başka hiç bir işleri yokmuş gibi çoğu zamanlarını cafede geçiriyorlar. Tabi bende onlara hizmet etmekle. Aslında bundan memnunum çünkü hergün O'ndan habersiz O'nu görebiliyorum. Bunun dışında çokta memnun olduğum söylenemez. O. O kim ? Cafenin hemen yanındaki bir turizm şirketinin işletmecisi. Uzun boylu esmer ciddi duruşu ve tamda üzerine yakışan takım elbiseleriyle herşeyi tamamlayan herzamanki gibi siyah kravatıyla sanırım farkında olmadan duygularıma ortak ettiğim biri. Duyduğum kadarıyla Da adı özgür. Ne güzel bi isim. İnsanın içini aydınlatan sana seni hatırlatan özgürlüğü tam anlamıyla yansıtan tek bir kelime. Ve bu onun adı. Özgür.

İşte yine geliyo. Herzaman ki gibi saat 13:00 ve mola. Benim molam. Beni ona yakınlaştıran tek zaman. Bana bakıp nezaketen gülerek ''bir kahve Alabilir miyim ?'' -Tabi ki sen yeterki iste- Diyemiyorum ama ''tabi hemen'' diyerek devamını içimden geçiriyorum. Onu görünce kalbim yerinden çıkıcak gibi oluyo , kelimeleri nasıl bir araya getirebiliceğimi bilmiyorum sanki hayat benimle oynuyo, sanki bana meydan okuyo , ''45 dakikan var ışıl artık tanışmalısın'' der gibi beni zamanla yarıştırıyor hayat. ''Kahveniz özgür bey'' ah hayır bunu yapmamam gerekiyordu, yüzüme öyle bi baktı ki sanırım kızardım. Hemen arkamı dönüp ordan uzaklaşmak istedim ama beklemediğim bi hareketle kolumdan tuttu. '' adımı nerden biliyosun'' diye içten bi gülümsemeyle sordu. Cevap veremedim sanırım veremiycem de. Acık kahve gözleri gözlerime değdikçe dilim tutuluyo sanırım. Hayatımı kurtaran o ses ''ışıl hanımefendiye bakarmısın'' işte bu sesi duyucağıma hiç bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum. ''Gitmem gerek'' diyerek sevinçten havalara uçarcasına heyecanımı bastırmaya çalışarak sıcak bi gülümsemeyle tezgahın arkasına geçiyorum. Ve Özgür'ün mola süresince bana baktığını farkediyorum ama göz göze gelmekten korktuğum için sürekli gözlerimi kaçırıyorum. Kalktı, bana bakarak gülümsedi ve başıyla selam vermek istercesine dönüp arkasını cafeden çıktı. Düşünceler içinden çıkamıyorum. -Acaba beni yanlış mı anladı ? Aman neyi yanlış anlıycak doğru anladı ama anlamasını istemediğim şeyleri anladı. Anlamışmıdır ? Neyi anlıycak ki alt tarafı adını söyledim yani ne var bunda. Ya o öyle düşünmediyse ? Of umarım bişey çıkarmaz bundan. Neden bu kadar düşündüğümü bilmiyorum ama o açık kahve gözlerinin bana bakarak gülmesi gözlerimin önünden gitmiyo. Bu aşk mı ? Ne aşkı canım bişey Yok ki bunda defalarca görmüş olabilirsin ama ne sen onu tanıyorsun Ne o seni. Belki sevgilisi var belki nişanlı belkide evli hatta çocuğu bile olabilir. Boş hayalleri bırak ışıl yine sıradan bir gündü işte -.

Saat 18:00 çıkış saatim geldi. Hergün olduğu gibi yine bu saati beklediğim için çoktan Toparlandım ve çıkışa doğru yürüyorum. Hayır ya inanmıyorum özgür kapıda. Niye orda ki ? Acaba işten geç çıktı ve arkadaşını mı bekliyo ? Olamaz ya onun bi saat önce çıkmış olması gerekiyordu. Hala neden burda ki ? bana bakıyo . -Niye bakıyosun ya niye zor durumda bırakıyorsun beni konuşamıyorum işte anlasana- dışarı çıkmalımıyım ? Tabiki çıkmalısın adamdan kaçar gibi bunu ona yansıtıp tekrar içeri dönemezsin hadi ışıl.
Cafenin kapısını açıyorum.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin