Gerçekleri o gün yolda öğrenmişti Cemre. Yıkılmıştı. Başından aşağıya kaynar sular dökülür gibi oldu adeta. İş işten çoktan geçmişti ama. Derin her şeyi anlatmakta geç kalmıştı. Her şeyi mahvetmişti zaten bir de bu ölüm. Taner Cemre'nin peşinden gitmişti, gerçekleri anlatmak için. Kendisinin suçlu olmadığını, hepsini Derin'in yaptığını söylemek için düşmüştü yola. Ama ne yazık ki yolda yaptığı trafik kazasıyla hayatını kaybetmişti. Hepsi Derin'in yüzündendi. Yaptığı kıskançlıktan başka hiçbir şey değildi. İnsan en yakın arkadaşını kıskanır mıydı? Derin kıskandı. Ve elinden geleni yapmıştı.
O gün parka çağırdı Taner'i. Önemli birşeyler konuşacağını, acele gelmesini söyledi. Taner parka geldiğinde Derin ağlıyordu. Ne olduğunu sordu önce, Derin bir şey demeden sarıldı Taner'e. Taner hiç o gözle bakmazdı Derin'e. Bir kardeş gibi görürdü onu. Derin'in bu hareketine de bir şey demeden karşılık verdi. Ama Derin'in amacı bambaşkaydı. Parasıyla adam tutmuştu, sırf Taner ile sarılırken fotoğraflarını çeksin diye. İstediği olmuştu. Fotoğraflar elinde hazır durumdaydı. Arkadaşı bunları görsün ve acı çeksin diye gönderecekti ona. Taner'in Cemre'yi bu derece sevmesiydi bunları ona yaptıran. Kendisini kimse böylesine sevmemişti daha önce. Çok kıskanmıştı onları ve hırslanmıştı baya. Ve sonunda acımadan gönderdi fotoğrafları Cemre'ye. Onunla geçen onca yılını, anılarını, beraberliklerini yani kısacası hepsini hiçe sayarak gözden çıkardı Derin. Bir kıskançlık, hırs bürüdü gözlerini.
Cemre gelen mesajı ve ardından fotoğrafları gördü. Şok olmuş, eli ayağı titriyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Gidip hesapta soramazdı. İçine kapanık biriydi Cemre. Şu an düşünmekten başka elinden bir şey gelmiyordu. En sonunda yapması gerekeni buldu. Gidecekti. Aradan çekilecekti. Antalya'da yaşayan teyzesini arayıp bir süreliğine yanına gelmek istediğini söyledi. Teyzesi Cemre'yi çok severdi. Hemen kabul etti ve en kısa zamanda gelmesini istedi. Tüm hazırlıklarını yapmıştı Cemre. Sessizce gidecekti. Tam kapıya çıkmıştı ki Taner geldi. Onu görünce birden irkildi. Neler olduğunu ve nereye gideceğini sordu Taner. Cemre hiçbir şey söylemeden telefonunu açtı, verdi eline. Ve bakınca geri aldı telefonunu. Ardından çekip gitti. Taner olduğu yerde donakalmıştı. Neler olduğunu anlayamadı önce. Ama sonra bunların Derin'in bir oyunu olduğunu anladı. Cemre'ye her şeyi anlatmak, bir açıklama yapmak için çıkmıştı yola. Ve ardından o korkunç kaza.
Hikayenin Teması:::KISKANÇLIK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Sınıf Hikayeleri
AcakAdana/Kozan Yusuf Baysal Anadolu Lisesi'nin Değerli Edebiyat Öğretmeni >>>>EBRU DEMİR<<<<< sayesinde bir ilke imza atıyoruz.