Issızlığın ardındaki o eve tekrardan gelmiştim. Ayaklarım geri geri kaçarken arkamdan bir güç beni içeri çekiyordu. Evin bahçesinde bulunan büyük saat on ikiyi gösterdiğinde çıkan ses kulaklarımda büyük bir uğultuya sebep olmuştu. Buraya ilk geldiğim günü hatırlıyorum da... Ben onlar gibi değildim. O evdekiler beni ciddi anlamda ürkütüyordu. Kapıya daha da yaklaştığımda Gürkan'ın sesini işittim.
''Biraz daha orada durmaya devam edersen sağır olacaksın Alper. Gel içeriye.''
İçeri girdiğimde saatin sesi kesilivermişti.
''Dışarıda duyduğun ses alarm. Toplanacağımızı bildiriyor. Hadi büyük salona geçelim.''
Büyük salon isminin hakkını veriyordu. Oda siyah-beyaz döşenmişti. Kürsüye benzeyen yerde siyah giyinimli iki adam bir de onların tam zıttı olarak beyaz giyinen bir kadın vardı. Beyaz giyinimli kadın oturduğu yeri geride bırakarak ayağa kalktı ve konuşma yapacağı yere geçti.
''Eskiler toplantımızın konusunu artık biliyorlardır. Toplantılarımız yeni gelenleri ilgilendiriyor. Alper, Naz, Murat ve Arya buraya neden geldiğinizi bilmiyorsunuz ve merak ediyorsunuz bunu biliyorum. Bunları öğreticilerinizle beraber öğreneceksiniz. Muhtemelen hepiniz öğreticileriniz ile tanıştınız. Bulunduğumuz bu boyut sırlarla dolu henüz biz de çoğu şeyi bilmiyoruz. Bizim bildiklerimizi öğrenene kadar öğreticilerinize bağlı kalmak zorundasınız. Bir süre sonra sizler de öğretici olup bizlerle birlikte bu boyutu keşfetmek için adım atacaksınız. Bu süre zarfında sizden istediğimiz asıl şey ölümlülerin bizi fark etmemesini sağlamak. Her ne olursa olsun onlara bunu hissettirmemelisiniz. Beni anladığınızı düşünüyorum. Toplantıya katıldığınız için teşekkür ederim. Gelecek hafta cuma günü yenilerle birlikte buluşmak üzere.'' dedi ve siyah giyinimli iki adam ile birlikte ortadan kayboldu.
''Benden pek haz almadığını biliyorum ama neden burada olduğumuzu öğrenmemiz için senin bana ihtiyacın var; benim de sana ihtiyacım var.'' dedi ciddi bir şekilde. Kafamı yukarı aşağı oynatarak onu onayladığımı belli ettim.
''Tamam o zaman gidebilirsin. Artık ben seni bulmayacağım Alper, merak ettiğin zaman bulabilirsin beni. Sadece düşün.''
''Bulacağımdan emin olabilirsin.'' diyerek evden çıktım. O görkemli ev geç saatlerde bütün büyüsünü kaybediyordu sanki. Uzun sandığım o yolu adımlarken mucize gibi bir olay gerçekleşti. Üçüncü veya dördüncü adımımı attığımda tam da gelmek istediğim yerdeydim. Saklı Bilgiler Evi bana gelmiş gibiydi. Belki de sadece zihnimde bitiyordu. Upuzun olan o yollar zihnimin bana olan bir oyunu olabilir miydi? Sanırım öyleydi.
Kütüphanenin kapıları kapalıydı ama içeride ışıklar yanıyordu. Buğulu olan pencerelerden baktığımda Münevver ablanın tıpkı Beste gibi minderlere oturduğunu gördüm. Münevver ablanın elleri omzundaki upuzun siyah saçların üstünde geziniyordu. Siyah saçların sahibinin ellerinin arasındaysa... Beyaz bir kağıt vardı. Benim ona yazdığım kağıda benziyordu ve o kağıda bakarak Münevver ablaya bir şeyler anlatıyordu. Kulağımı buğulu cama dayayarak onları duymaya çalıştım. Duyduklarım gerçek miydi?
''Acaba bunu kim yazmış? Kitabın arasında buldum ve o zamandan beri okuyup okuyup duruyorum.''
''Bilmem ki kızım. Kitabı alanlardan biridir muhakkak.''
----- Size biraz sürpriz yapayım , sizi meraklandırayım istedim :D Kötü mü yaptım yani *-* Yorumlarınızı bekliyorum :) Ve 8 bin olduk *-* İyi ki yanımdasınız :) -----
![](https://img.wattpad.com/cover/67814961-288-k384982.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümümden Sonra
МистикаÖlüm şafağı, karanlığın batışı ile sökmeye başladı... Kapak Tasarım: Batuhan Atalay Afiş Tasarım: Faruk Telli #5 Paranormal --> Kasım 2016 #3 Paranormal --> Aralık 2016