Okulda değişik bir şey olmadı. Ergenuslarla atışmalar boş ve sıkıcı dersler öğretmenlerin veda konuşmaları falan... Artık son günlere geldik ve bizi bir heyecan aldı üniversiteye başlıyorduk. Gülben'le eve çıkacağımız için ev bakmaya başladık hayallerimiz tek tek gerçek oluyordu. Ortaokulda tanışmıştık Gülben'le ve kardeş gibi olmuştuk o zamanlarda hep ilerde aynı eve çıkma hayali kuruyoduk ve gerçekleştiriyorduk yavaş yavaş. Gülben önceden bir ev bulduğunu söylemişti ve emlakçı arayıp evi ne zaman gezeceğimizi sordu şehir dışına çıkacağı için bugün çağırdı. Bizim de işimiz olmadığı için eve gittik ve gezdik ev gayet bakımlı duruyordu buna rağmen fiyatı gayet uygundu. Bizde o gün başka evler gezecektik hemen karar vermek istemedik ama bu ev aklımıza yattı. Birkaç ev daha gezdikten sonra ilk evde karar kıldık. Artık bir evimiz vardı ama daha yurttan çıkmamıştık evi yerleştirmek zaman alacak nede olsa.
Gülben: Spor saati geliyor hadi çantayı hazırlayıp çıkalım.
Gökçe: Tamam ama çabuk ol ondan önce uğramak istediğim bir yer var.
Gülben: Nereye?
Gökçe:Gidince görürsün hadi ben çantayı hazırlamıştım önceden dışarıda bekliyorum seni.
Gülben: Tamam.
Aklıma o tuhaf adam takılmıştı karakola gidip o gün konuştuğumuz kişiyle konuştum olayları anlattım adamı her yerde gördüğümü söyledim ve telefonun sahibinin bulunup bulunmadığını sordum bulundu dedi adamın fotoğrafını çekmiştim telefon bu adamın mı dedim evet dedi. Peki adam yurda neden geldi bunu hala anlamış değildim, değildik.
Gülben: Şüphelendiğin bir şey mi var?
Gökçe: Birkaç şey var.
Gülben:Sanırım aynı şeylerden şüpheleniyoruz.
Gökçe: Umarım biz boşuna şüpheleniyoruzdur.
Gülben: Umarım. Neyse gidelim mi hadi geçe kalmayalım evi yerleştirirken yeterince yorulcaz zaten bari erken yatalım o yüzden çabuk ol spor salonuna uç.
Gökçe: Ev yerleştirirken yeterince kilo veririz zaten çok şey kaybetmiyoruz gecikmekle.
Gülben: Olsun daha fazla kilo vermenin zararı yok en kötü tekrar kilo alırız.
Gökçe: Tamam neyse ne hadi gidelim.