Sinemaya geldik. Tahmin ettiğimiz gibi yarım saat falan sürdü yani filme yarım saat vardı. Biz tabi o sırada çantalarımızı cipslerle falan doldurmakla meşguldük. O sırada Gülben'in aklına bir fikir gelmiş. Dedi ki;
Gülben: Tuna ile Batu da gelse güzel olur arayalım mı?
Gökçe: Olur hem onlar da seviyor korku filmi falan.
Gülben: Tamam ben Batu yu arıyorum sende Tuna yı ara.
Gökçe: Tamam.
İkimizde telefonlarımıza sarıldık.
Gülben: Batu gelirim dedi.
Gökçe: Tuna da on dakikaya oradayım dedi.
Gülben: İyi madem filme de 20-25 dakika falan var onların yurtları da yakın buraya gelirler birazdan.
Arada bir 10-15 dakika geçti ikisi de geldi. Onlarda sırt çantasıyla gelmiş kimin arkadaşları tabi. :D
Gökçe: Oo çantaları almış gelmişsiniz.
Batu: Siz farklısınız sanki. Neyse sizdeki ganimetleri görelim :D
Çantamızı açtık ve Tuna'nın tepkisi aynen şu oldu.
Tuna: Oha biz bir şey almayalım sizin çantadakiler bize 3 ay yeter. :o
Batu: Aynen valla. Başkalarına da bıraksaydınız.
Gülben: Bıraktık merak etme :D Hadi sizde ne alacaksanız alın da gidelim film başlayacak.
Tuna-Batu: Aynen.
Onlarda çantalarını abur cuburla doldurduktan sonra salona girdik. Bizim yaptığımız bu sırt çantası numarası çok bariz ama kontrol falan etmediler. Görmezden mi geliyorlar ne yapıyorlar anlamadım ki. Yerlerimize geçtik koltuklarımız ne ortadaydı ne arkadaydı ikisini arası bir şey işte. Filmden önce tabi ki reklamlar...
Film arasında hiçbirimiz salondan çıkmadık. Film bittikten sonra bir yerde oturup bir şeyler içelim dedik ve o arada sohbet ettik. Biz filmden çıktıktan sonra Gülben ile gülme krizine girmiştik. Zaten filmi değil Tuna ile Batu yu izledik. Korkunca verdikleri tepki kesinlikle görülmeye değerdi. Tabi biz onlara neden güldüğümüzü söylemedik kendileri fazlasıyla alıngandır da.
Tuna: Komik mi?
Gökçe-Gülben: Evet. :D
Batu: -_-
Gökçe: Neyse nereye gidiyoruz?
Batu: Şu ilerde bizim sürekli gittiğimiz bir yer var çok uzak değil orası olur mu?
Gülben: Olur.
Bir kafeye gidip oturduk sohbet muhabbet biraz da gıybet döndü masada daha sonrasında da yurtlara dönme vakti geldi.
Tuna: Biz bırakalım sizi yurda olur mu?
Gülben: Ne gerek var yolunuzu uzatmayın.
Gökçe: Aynen gerek yok siz gidin biz kendimiz gideriz.
Batu: Olmaz öyle şey ya itiraz yok çünkü ben sizin böyle diyeceğinizi bildiğim için arabayla geldim ben bırakırım sizi.
Gülben: Tanıyosun bizi.
Batu: Tabi kızım. :D
Bizi yurda bırakıp kendi yurtlarına gittiler bugünü de böylece bitirmiş olduk yemek saatinde ikimizde yemek yiyecek halde değildik öyle çok abur cubur yedik ki yemek lafını duymak bile istemiyorduk. Spor yalan oldu sanırım diye düşünürken Gülben yanımda resmen can çekişiyordu öyle bi yedi ki kusmamak için kendini zor tutuyordu bende farklı bir durumda değildim gerçi. O gün 1 yıl boyunca abur cubura tövbe ettik desem yalan olmaz. Tuna ile Batu bizim okuldan arkadaşlarımız sınıftan daha doğrusu. Onlarda bence tövbe etmişlerdir 1 yıl olmasa bile en azından bi 5 ay tövbelilerdir diye düşünüyorum. İkimizde birer ilaç içip uyuduk uyumaya çalıştık desem daha doğru olur gerçi. Eğlenceli bir günün sonuna gelmiştik...