1.BÖLÜM: KETÇAP

126 45 54
                                    

Sıradaki yağmur bana gelsin. Silsin gözümdeki şu saçma yaşları, temizlesin yanaklarımdan süzülen hüznü, arındırsın bu pislikten vücudumu. Bana gelsin yağmurlar. Düşen her damla benim başımdan aşağı süzülsün.

Ellerimi havaya kaldırıp kararan gökyüzüne baktım. Yapamıyorum. Olmuyor. Bu boş sokaklarda gezmekten başka bir çarem yok. Düşünebildiğimin aksine yapabilsem keşke. Nereye gitsem bir o çıkacakmış gibi hissediyorum. Yediğim ekmek, içtiğim su, soluduğum hava o olmuşken neden gider ki? Bulabilir mi saçlarını benim gibi okşayanı, elini tutanı? Bulabilir mi benim kadar çok seveni?

Ah, Tanrım! Neden ben? Annem her ne olursa olsun Tanrı'ya isyan etme demişti. O, her şeyin en iyisini bilir demişti.

Belki de en iyisi bu. Ah, hayır! Ne saçmalıyorum ben? Bir insan için üzülmek, hayata eksik devam etmek, sil baştan başlamak en iyi midir?

Bakın bana.. Ölüme her saniye biraz daha yaklaşırken hala onu düşünüyorum. İçtiğim sigaraların, aldığım promillerin haddi hesabı yokken herkesi unutabiliyorum. Ama her şeyin sebebi olan o, bir türlü silinip gitmiyor hafızamdan.

Gökyüzünden süzülen birer ikişer yağmur tanesini yakalamak için ellerimi uzattım boşluğa. Bir deli benmişim gibi az sonra yağacak olan yağmura rağmen sokak aralarında dolaşıyorum. Belki insanlar perdelerin arkasından bana acıyorlar, gülüyorlar. Fakat umrumda değil artık dünya!

Gidecek bir yeri olmayan insanın sefilliği var üzerimde. Beraber aldığımız bir ev olmasına rağmen kimsesizce sokaklardayım. Yediğim içtiğim, yattığım kalktığım yok benim sen gittikten sonra.

Gidişin öyle ansızdı ki hala sen varmışsın gibi iki yanıma bakıyorum, o çok sevdiğim yüzünü görebilmek için. Ya gördüğüm boş bir sokak arası oluyor ya da bana sefilmişim gibi bakan birkaç insan yavrusu.

Sensiz acınacak durumdayım. Kopardı ölüm seni benden. Oysa onca yaşlı insan varken neden genç bir fidan gider ki? Adalet böyle mi işler dünyalılarda?

Özür dilerim sevgilim. İnsanlara her zaman bir böcek gibi bakışıma çok kızardın. Özür dilerim.            

İnsanların zayıf noktalarına, düşüşlerine, ağlayışlarına gülen bir insanım. Sen varken beni iyi etmiştin. Sen yokken ben yine ben oldum. Zevk alıyorum insanların kötü anlarına gülmeye. Lakin hiçbir insanın benim bu halime bakarken gülümsediğini görmedim. Hepsi acıyor bana sevdiğim.

Sağanak yağmaya devam eden yağmurun altından yine boş sokak boyunca yürümeye başladım. Şiddetini arttıran yağmurla sokaklarda kimse yok. Bir ben bir de karşı kaldırımda oturup gökyüzüne başını diken çocuk.

Hiçbir kimse senin gibi deli değil derdin. Benden bir tane daha olmasına sevindim.

Yağan yağmurla yanaklarıma süzülen yaşlar silinirken karşıdaki delici mavi gözlerin beni süzdüğünü farkettim.

Sende mi böyle bakardın bana? Yağan yağmur seni de mi benden götürüyor?

Karşımda gördüğüm sefil manzara dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasına ve ortaya yamuk bir gülümseme çıkmasına neden oldu. Yamuk gülümsediğimde sağ yanağımda beliren gamzemden öperdin.

Yanaklarımın yanma hissiyle aklımdan seni savurabildim. Dudaklarını ararken yanaklarım karşı kaldırıma bir adım attım. Delici mavi gözlerini düşmekte olan damlalara rağmen gökyüzüne diken gence yaklaştım. Ben yokmuşum gibi davranışı hoşuma giderken çarpık gülümsememle önüme dönüp şehrin boş sokağına bir adım attım.

Sokak KöpeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin